AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 06-14-2008, 08:30   #1
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Canan Bezirgan Kendini Savundu
“Atatürk’ü seviyor musun, sevmiyor musun?” sorusuna verdiği cevap nedeniyle günlerdir hakkında linç kampanyası başlatılan Nuray Bezirgan, programın perde arkasını Vakit’e anlattı.


Kanal 1 televizyonunda yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın, “Atatürk'ü seviyor musun, sevmiyor musun?” sorusuna verdiği cevap nedeniyle günlerdir hakkında linç kampanyası başlatılan Nuray Bezirgan, programın perde arkasını Vakit'e anlattı.

Programda verilen aralarda Altaylı'nın kendisinden bir türlü istediği cevabı alamadığını itiraf ettiğini kaydeden Başaran, “Programa Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını tartışmak için davet edilmiştik. Atatürkçü Düşünce Derneği'nden katılan bayan, sorulara, 'bunu geçelim, burası Türkiye Cumhuriyeti, herkes kanunlara uymak zorunda' gibi bildik cevaplar veriyordu. Altaylı ise sorularıyla beni bir türlü sıkıştıramayınca verilen arada, 'ya sen ne kadar rahatsın, beni mahvettin' dedi. Programın sonunda son çare olarak Atatürk'e başvurdu. Adeta topu taca atarak meseleyi 'Atatürk'ü sevmek ya da sevmemek'e dönüştürdü. 2,5 saat süren programdan geriye bu kaldı” dedi.


ATATÜRK'Ü BÖYLE “SEVDİRDİLER”!

Başörtülü olduğu için üniversiteye alınmadığı 2000 yılında hakkında “Eğitim ve öğretimi engelleme” suçlamasıyla dava açıldığını kaydeden Bezirgan, “Şu komediye bakar mısınız, okula alınmayan benim, 'eğitimi engelliyor' diye hakkında dava açılan yine benim. Bu zihniyetten mantık ve adalet beklenir mi? Dava sonucu hakkımda 6 ay hapis kararı verildi” diye konuştu. Yine 2000 yılında katıldığı bir başörtüsü eyleminde karşılaştıkları polis müdahalesiyle gözaltına alındığını anlatan Bezirgan, “O dönem ben hamileydim ve karnımda ikiz bebek taşıyordum. Polislere söylememe rağmen ite kaka araca bindirilerek gözaltına alındık. Uzun süre nezarette kaldım. Açlıktan kan şekerim düştüğü için baygınlık geçirdim. Beni hastaneye kaldırmışlar. Hastanede yapılan muayenede bebeklerden birinin öldüğünü öğrendik. Aynı gün kollarımdan serum iğnelerini sökerek mahkemeye çıkarıldım, tüm bunları belgeleyebilirim” diye anlattı. Bezirgan daha sonra bir telefon görüşmesinde, araya giren üçüncü bir şahsın küfürler ederek hayatta kalan çocuğunu da öldürmekle tehdit ettiğini anlatan Bezirgan, bu olaydan sonra yurtdışına gitme kararı aldıklarını söyledi.


KARTELDEN YALAN HABERLE TEHDİT

Atatürkçülerin, fikri yetersizliklerini kapatmak için Atatürk adını kullandıklarını dile getiren Bezirgan, “Başörtüsü düşmanlığının tutar hiçbir yanı olmadığı için bu zulmü de Atatürk'e dayandırıyorlar. Oysa belki Atatürk yaşasaydı benim giyimime saygı duyacaktı, bunu onlar da bilemez. Benim programdaki sözlerim de gayet açık, Atatürk'ün kişiliğine dönük bir hakaret asla söz konusu değil. Ancak Atatürk adına yaşadığımız bunca şeyden sonra 'benden nasıl Atatürk'ü seviyorum' dememi bekleyebilirler” diye konuştu. Programın ardından kartel medyasının kapılarına gelerek ısrarla röportaj talep ettiklerini, Uğur Dündar'ın da programına katılması için para teklifinde bulunduğunu kaydeden Bezirgan, son olarak eşi hakkında Star televizyonu tarafından asker kaçağı yalanı ortaya atıldığını dile getirerek, “Kanalı arayarak neden böyle asılsız bir iddia attınız ortaya, diye sorduk, 'Ama siz programlara çıkmazsanız böyle olur' dediler, bu gazetecilik mi?” dedi.


İŞTE 5816 SAYILI KANUN

“Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir...”

-----------------
'5816 çağdışı'
Yazar Gülay Göktürk, “Herhangi bir halk önderinin yasayla koruma altına alınması ne mantığa, ne hukuk devletine sığar” dedi. “Böyle bir şey son derece çağdışıdır” diyen Göktürk, “Diktatörlüklerde görülür böyle bir şey. Kimin kimi sevdiği kendisini bağlar. Bu konu hukukun meselesi değildir. Soruşturma açılması hukukun evrensel ilkelerine aykırıdır.”


“ATATÜRK'Ü SEVMİYORUM DEMEK SUÇ DEĞİL”

Eski savcı Gültekin Avcı da bu yasanın dünyada bir emsali olmadığını vurguladı. Avcı, “Atatürk'ü koruma kanunu”na rağmen “Atatürk'ü sevmiyorum” demenin hakaret kapsamına girmeyeceğini ve suç teşkil etmeyeceğini ifade etti ve “Bir irade açıklamasıdır bu. Soruşturma da hukuki değil” diye konuştu.
İfade özgürlüğünün temel bir insan hakkı olduğunu ve ideolojilere kurban edilemeyeceğini bildiren Mazlumder Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, “Tarihsel bir kişilik olan Atatürk hakkında ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı açık olan bir beyan nedeniyle kişilerin suçlanması insan haklarına aykırıdır” diye konuştu.

Vakit

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi