![]() |
#1 |
![]() 1 – Zındıklar: Mani dinine ( Maniheizm ) mensup veya dinsiz ve İslam dinine muhalif şahıslardan bazıları, islam kurallarını, ahlakını ve birliğini sarsmak ve yok etmek amacıyla hadis uydurmuşlardır. Helali haram, haramı helal göstermek, dindar müslümanların inançlarına şüphe ve tereddüt sokmak bunların bu işte başlıca hedefleri idi.
Bu şekilde zındıklar tarafından binlerce hadis uydurulmuştur. Bu tür hadislerin toplam sayısını 14 bine çıkaranlar vardır. 2 – Bazı fırka ve mezhep mensupları, kendi sistemlerini doğru göstermek için hadis uydurmaktan çekinmemişlerdir. Bu konuda haricîlerin. ve diğer fırkaların rolü önemlidir. Kur’an’ın yaratılıp yaratılmadığı meselesine ait hadisler bu türdendir. 3 - Bazı nemli şahıslara karşı hissedilen sevgi ve saygıdandoğan uydurma hadisler de vardır. Hz. Ebû Bekir , Ömer , Osman, Ali ile Ebû Hanife ve eş-Şâfîî taraftarlarının uydurdukları hadisler bu çeşittendir.Bazen de kin, düşmanlık ve muhalefet sebepleri ile doğan duygular hadis şeklinde kendisini göstermiştir. Fakat bu iyi ve kötü duygulardan doğan hadisler, yalnız şahıslarla sınırlı kalmayıp Askalan, Kazvin ve diğer şehirler ile dağ ve nehirleri övmek için de uydurulmuştur. 4 – Hükümdar, vezir ve diğer yüksek rütbeli şahıslara iyi görünmek ve onların teveccühlerini kazanabilmek veya böylece yüksek bir makama nail olmak amacıyla bu büyüklerin arzu ve heveslerini okşayan uydurma hadisler meydana getirilmiştir. 5 – İslam aleminde bu iğrenç mesai yalnız cahiller ve din düşmanlarının icraatları ile sınırlı kalmamıştır. Bazen kendi durumunu toplum içinde yükseltmek amacıyla ulema geçinenlertarafından da kendi lehlerine yalan hadisler ortaya konulmuştur. ‘’ Ümmetimin alimleri Benû İsrail peygamberleri gibidir ‘’ sözü buna örnektir. 6 – Bazı mal ve eşyalara piyasada rağbet kazandırmak için hadis uydurulmuştur. 7 – Bazı dindar ve zahidlerin, ( dünyadan el etek çekipibadete ağırlık verenler )dine daha faydalı hizmette bulunmak amacıyla ortaya koydukları uydurma hadisler de çoktur. Halkı iyiliğe ve ibadete sevk etmek, onları kötülükten alıkoymak ve bu suretle dine daha çok fayda sağlamak amacıyla uydurulan hadisler, sonuç itibariyle İslamiyet için zararlı olmuştur. Kur’an’daki bazı surelerin faziletleri ve bazı namazların kılınmasına dairuydurma hadisler bu çeşittendir. 8 - Hadis uyduranların, Kudsi Hadis sahasına kadar faaliyetlerini genişletmeğe cüret ettikleri görülmüş, sonuçta, Kudsi Hadisler arasına da uydurma hadisler sokulmuştur. Maalesef, uydurma hadisler bazen çok ünlü alimlerim eserlerinde de yer bulmuştur. Hemen hemen en ünlü tefsir, tarih, ahlak ve pedagoji kitaplarına bu tür hadisler girmiştir. Bilhassa el-Kelbî, Mukâtil ve İbn Abbas’a dayandırılan tefsirlerde uydurma hadisler boldur. Hatta ünlü ez-Zamahşerî, el-Beydavî, Ebü’s-Su’ûd gibi büyük müfessirlerin tefsirlerinde bu çeşit hadisler eksik değildir.İbn İshak’ın Sîratü Rasûlillah’ı ve el-Vâkdî’nin tarihi eserleri de aynı durumdadır. Hatta el-Gazzâlî’nin meşhur ‘’ İhyâu Ulûmi’d-Dîn ‘’ adlı eserinde bile uydurma hadisler vardır. Bu acıklı durum, adı geçen alimlerin hadis kritiği ile ilgilenmemelerinden ileri gelmiştir. El-Gazzâlî bile ancak hayatının sonlarında, ciddi olarak hadis ile ilgilenmeğe başlamıştır.Adı geçen yazarların şöhret ve itibarlarına güvenerek , eserlerindeki bu tür hadislerin sahih olduğu zannolunabilir. Dolayısıyla çok dikkatli olmak gerekmektedir. Genel olarak uydurma hadisler, Müslümanların bütün dini ahlaki ve sosyal hayatlarını ilgilendiren hükümleri içerdikleri için tahripkar etkileri çok büyük olmuştur. Uydurma hadislerin bu kadar büyük geçerlilik alanı bulması ve yaygınlaşmasının bir sebebi de Müslümanların Peygamberleri Hz. Muhammed’e olan aşırı sevgi ve saygı duymalarıdır. Onun ismi verilerek söylenen sözlere yalan ve sahtecilik yakıştıramamalarıdır. Hala Müslümanların çok büyük çoğunluğu uydurma hadis kavramını dahi kabul etmemektedirler. Çoğu yerde de tüm dini bilgi ve kuralları hadislere dayandırma ve hatta Kur’an ayetlerinin de önüne geçirme temayülleri görülmektedir. Hadis olarak öne çıkarılan aynı konudaki sözlerde bazen görülen tutarsızlık ve karşıt hükümler içermelerine de dikkat edilmemekte ve Kur’an hükümlerine uygun olup olmadığınınaraştırılması hususu çoğu defa göz ardı edilmektedir.. Not: Bu yazı Prof.Dr. Süleyman Ateş’in GÖRÜNMEZ ALEMİN İZLERİ adlı eseri sayfa: 528-530 dan alınmıştır. Mavi renkle yazılan son iki paragraf sayın Hoca’mıza ait değil bana aittir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|