![]() |
#1 |
![]() Uzun süredir herkesin cevabını aradığı bazı sorular üzerinde düşünüyorum.
Atanmış bir savcının, atanmış bazı bürokratlar ve MİT mensuplarına terör örgütüyle ilgili soruşturma açması neden "sivil darbe" olsun? MİT yöneticilerinin KCK terör örgütü ile ilgili tasarruflarıyla ilgili istifhamlar oluştuysa, bunun soruşturulması neden "Başbakanı hedef almak" olsun? İçişleri Bakanı'na "marangoz hatası" diyebilecek kadar taraf bazı isimler, "Hükümet ile cemaat arasında ittifak bitti" diyecek kadar işi artık ileri götürüyorlar. Birileri de fırsattan istifade "250 ve 251'inci madde de değişmeli" diyerek krizden yeni krizler üretmeye çalışıyorlar. Böylece bütün kamu personeline dokunulmazlık zırhı kazandırmak isteyenler de, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarını baltalayarak tutuklu isimlerin serbest kalması için çabalayanlar da var. Kanaatimce işin kırılma noktası "MİT yöneticilerinin KCK terör örgütüne ilişkin ifadeye çağrılmaları, Başbakan'ı hedefler" deyip, bu konuda siyasileri inandıranlardır. Bu manipülasyonu kimlerin yaptığı ortaya çıkarılırsa, "sivil darbe yapılıyor" saptırmasını da kimlerin piyasaya sürdüğünü anlamak mümkün olur. Yargı önünde iddiaları çürüterek hükümeti rahatlatmak yerine, "sivil darbe" var deyip "koruma yasası" çıkarttıranlar aslında hükümete gerçek "darbe"yi vuranlardır. Beş maddede güven erozyonu Yakın vadede etkileri daha da artarak hissedilecek bu yanlış yönlendirmenin, hükümete yönelik nasıl bir güven erozyonuna neden olduğunu beş madde altında şöyle sıralayabiliriz. Birincisi, AK Parti'nin demokratikleşme ve arınma süreçleri sayesinde kamuoyunda kazandığı güven ve itibara darbe vurdular. İkincisi, yargı reformuna imza atan ve hukukun üstünlüğüne önem veren AK Parti'yi, yargı mensuplarıyla karşı karşıya getirdiler. Hükümeti devirme çalışması yapanları tek tek deşifre eden özel yetkili savcıları, "Hükümete sivil darbe" yapmakla suçladılar. Bu alanda da ciddi bir güven erozyonuna neden oldular. Üçüncüsü, terör örgütüne karşı başarılı operasyonlar yürüten hükümeti, sanki perde gerisinde terör örgütü ile gizli müzakereler yapıp sözler veren, hatta KCK yapılanmasını bizzat organize eden ve bunun da ortaya çıkmaması için koruma yasasının arkasına sığınan bir duruma soktular. Halkın güvenini kırdılar. Kafalara sorular attılar. Dördüncüsü, hükümetin 9 yıllık iktidarında derin yapıları deşifre eden emniyet güvenlik birimlerine, "Bir öneminiz yok, istediğimiz zaman süreriz..." mesajı verip gönül kırdılar. Aynı şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne de "MİT'i korur, ancak sizi korumayız" demiş oldular. Böylece yüz binlerin görev yaptığı güvenlik birimleriyle hükümet arasına "fitne" soktular. Fitneyi sokanlar ortaya çıkarılmalı Beşincisi, AK Parti'yi kendi tabanı ile karşı karşıya getirdiler. Cemaati "sivil darbe"nin taraftarı gibi gösterip, hükümetin yetkilerini "paralel devlet" ile paylaşmayacağı iftirasını ortaya attılar. İstihbaratın manipülasyon marifetlerini sonuna kadar kullanıp, Başsavcı Yardımcısı Fikret Seçen'in ifadesiyle "KCK terör örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıkarak hareket ettikleri, bu suretle örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesi doğuracak deliller elde edilmesi nedeniyle başlatılmış olup, sadece bu görevlilerinin eylemlerine yönelik" bir soruşturmayı, "haberci" elemanlarını da devreye sokarak saptırdılar. Hükümeti, cemaatleri sandıktan sandığa hatırlayan, sonra da onların elemanlarını tasfiye eden, hatta varlıklarından rahatsız olan bir konuma düşürdüler. Koskoca bir "camiaya" paçavra muamelesi yaptılar. "Muhafazakâr demokrat" AK Parti ile kitleler arasına "fitne" soktular. Etkileri zaman içerisinde daha fazla hissedilecek bu "fitne"nin siyasi faturasını en aza indirmek ve bir kez daha aynı hataya düşmemek için, hükümetin yargı süreciyle ilgili kendisine operasyon yapanları ve manipülasyonuygulayanları bir an önce ortaya çıkarması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, hükümete bu "sivil darbe"yi kimler yaptı? AK Parti'ye güven erozyonuna neden olacak ve tabanıyla çatıştıracak bu "fitne"yi kimler başarıyla soktu? Bizden söylemesi, MİT yöneticilerinin ifade daveti, hükümete oynanan bu oyunun yanında solda sıfır kalır. Erhan Başyurt-Bugün
![]() Konu Terennüm tarafından (02-25-2012 Saat 21:08 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|