AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

Merhum Adnan Menderes'in stratejik öneme sahip yazışmaları Osmanlıca yaptığı belirlendi.

Darbe Komisyonu, bu belgelerin çözümüne başladı. Milli Birlik Komitesi'nin Meclis ve Genelkurmay'da yaptığı gizli toplantıların tutanaklarının ise komisyona verilmediği ortaya çıktı.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na ulaşan belgeler merhum Adnan Menderes dönemine ilişkin bilinmeyen gerçekleri gün yüzüne çıkardı. Menderes'in Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı ile stratejik öneme sahip yazışmaları Osmanlı'ca yaptığı belirlendi. Komisyon, belgelerin içeriğinin çözümüne başladı.

27 Mayıs Alt Komisyonu Başkanı Enver Yılmaz BUGÜN'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başbakanlık ve Genelkurmay'dan istedikleri evrakların içerisinde Adnan Menderes'in Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes ile yaptığı Osmanlıca yazışmaların da çıktığını açıkladı. Yılmaz, Başbakan'ın özel yazışmalarını Osmanlıca yapmasının manidar olduğunu söyledi.

DARBENİN ŞİFRELERİ TUTANAKLARDA

Komisyonun çeşitli kurumlardan talep ettiği Yassıada ile ilgili 190 GB civarında belgenin incelenmesi devam ediyor. TRT'den görüntü ve ses kayıtlarının yanı sıra Yassıada yargılamasına ait evrakların tamamı komisyona geldi. Komisyon Başkanı Yılmaz, 27 Mayıs darbesi ve Yassıada'nın şifrelerinin Milli Birlik Komitesi'nin Meclis ve Genelkurmay'da yaptığı gizli toplantıların tutanaklarında saklı olduğunu belirtti. Tutanakların gizli olduğu gerekçesi ile komisyona verilmediğine dikkat çeken Yılmaz, bunların komisyona teslim edilmesi için Meclis'e kişisel başvuruda bulunduğunu vurguladı. Tutanakların açıklanması ile gerçeklerin gün yüzüne çıkacağının altını çizdi.

YASSIADA SUBAYLARI YÜKSELDİ

Enver Yılmaz, komisyona gelen belgeler arasında dikkat çeken bir hususun da Teoman Koman, Edip Başer, Çetin Doğan gibi sonraki dönemlerde ülkede önemli görevler alan subayların teğmen veya üsteğmen rütbeleri ile Yassıada ve yargılama çevresinin genel güvenliği konusunda görevli olmaları olduğunu söyledi. Edip Başer'in, Adnan Menderes'in İçişleri Bakanı Namık Gedik'in şüpheli bir şekilde ölümü olayını araştırmaktan sorumlu rütbeli olduğunu da hatırlattı.

ERTEKİN SOYADI HÜKÜM ÖZETİNDE

Yılmaz, Menderes'in idama götürülürken boynuna asılan mahkeme kararında önceki soyadı olan Ertekin'in yazılmasının dikkat çeken bir diğer husus olduğunu açıkladı. Yılmaz, "Menderes idam edildikten sonra idam hükmü yakasına bir mahkeme ilanı ile yapıştırılmıştır. O ilamda Menderes'in soy isminin değişikliği dahi yazılmıştır. 1931'den 1945 yılına kadar CHP'nin milletvekiliydi. 1936 yılına kadar soyadı Ertekin'dir. Spor Genel Reisi iken 1936 yılında Menderes soy ismini almıştır. Bunların hepsi ilk defa yakasına asılan hüküm özetinden anlaşılıyor. Bu hüküm özeti ile birlikte idama ait, ipin, yağlı urganın yağ masrafı, kurulan 3 ayaklı idam sehpasının tüm masrafı eşinden talep ediliyor ve mebla alınıyor" dedi.

YASSIADA YOK HÜKMÜNDE SAYILMALI

Yılmaz, Adnan Menderes ve arkadaşlarına iade-i itibar ve yargılamanın yenilenmesi konularına da değindi. 17 Nisan 1990 tarihinde Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a dönemin 3 siyasi partisinin desteği ile iade-i itibar sağlandığını hatırlattı. Mezarlarının nakli, iade-i itibar ve yol, havaalanı gibi önemli devlet birimlerine isimlerinin verilmesini kapsayan bu kararın uygulandığını belirtti.

Hukuksuz bir şekilde yapılan yargılamayı tümden kabul etmedikleri için yargılanmasının yenilenmesine karşı olduklarını ifade eden Yılmaz, TBMM'nin darbelerle yüzleşme adına Menderes ve arkadaşlarından özür dilemesi gerektiğini vurguladı. CHP'lilerin gündeme getirdiği Deniz Gezmiş ve Erdal Eren olayında bir iade-i itibarın söz konusu olamayacağını dile getiren Yılmaz, yeniden yargılanmalarının söz konusu olabileceğini kaydetti.
Bugün