AK Gençliğin Buluşma Noktası
İslam Tarihi İslam tarihi ile ilgili paylaşımlar.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02-13-2019, 21:02   #37
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
13 Cahit Zarifoğlu Sözleri

Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.

Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.

Evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa?

Filistin; bir sınav kâğıdı… Her mü’mîn kulun önünde.

Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak.

Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne?, Dedim ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil!

Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın.

Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak toprak yok.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

İnsan kendi mutlu olma imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir.

Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik.

O sabah ezan sesi gelmedi camimizden. Korktum bütün insanlar için, bütün insanlık adına.

Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.

Ehli takva olun, ehli secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile gizleyin.

Ve önemli olan ‘an’dır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.

Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.

Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var; Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var; Kâfir oluşları

televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek, acaba kalkıp farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?

Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah’la barışık adamları sevdik.

Hocam ileri gidiyorsun, seni sürerler diyorlardı. hoca ise kürsüsünden şöyle haykırıyordu Söylesinler bakalım nereye sürecekler? Söyleyin nereye sürecekler?*Allah’ın rahmetinin erişemeyeceği yer mi biliyorlar?

Takdir-i ilahi deyip teselli bulmuşlar elbet demişler bize bir yük taşıyan, Allah bir tane daha kısmet eder.

Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, eğer kalbinden merhametin zerresi kalmamışsa.

Şu küçücük kalpte nice hakkın yüklü.

Bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim.

Bir kalbiniz vardır, onu hatırlayınız.

Zulmedince kendim, lütfedince sen, seni andım hamdettim sana taptım.*

Bazen var'ı Anlarsın yok ile

Son bir söz daha Bir yalvarış kırıntısı olmalı Duyanı olmayan Allah’tan başka.

Pencereden bakınca toprak ve ağaç görünmeli. Hava tertemizdir, yakınlarda sağlıklı bir dere akmaktadır.

İnsan; tabiattaki insan ve eşya dengesine bakarak ve inanç içinde yastığa başını emniyetle koyar.

İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi?

On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.

Hicret Taze Güçlü bir kandır damarlarımda...

Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde

Yazarlar bazen ilk cümleyi yazdıklarında sonunu getiremeyeceğini anlarlar.

Bazen o cümle ile her şey söylenmiş gibidir.*Yazacak tek kelime daha bulamazlar...

İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz

Bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım.

Gelecektim. Ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim.

anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum şiirimi. Onun hatıraları bendedir.

Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.

Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar

14 İskender Pala Sözleri

Ve ben Leyla’nın aşıkı, günler ve geceler boyunca dua ettim, bağrıma Leyla yazılsın diye.

Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin...

İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür

-Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor

Şimdi kelebekler rüyalarında seni görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba?

Aşk… Gök kubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri. Bilinmeyen… Belki bilindikçe daha da bilinecek renkleri, desenleri ortaya çıkan.

Aşk; belki de bin bir başlı ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir.

Doğruluk mu* büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi? diye sorar, cevap Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!” der.

Gökler sevgiyle dönerler, yıldızlar sevgi sayesinde yerlerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi…

dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır

sevgilisiz dünyada hayat sürmek beyhudedir.

Kendini yücelten alçalır, kendini alçaltan yücelir.

Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.

Sevgi hissedilen di, biliyordum; ama bir heyecanın da adı olabilir miydi? Bir kişinin adını duyunca hissedilen bir heyecanın adı?!…

Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler

Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır

Sebep neydi, bütün varlığımın kendisiyle ayakta durduğunu bildiğim, hayatımın en değerli parçası

bir göz yumup açıncaya kadar neden ayrılıvermiştik?

Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur.

- Hatıraları unutmak olanaksızsa; hatıralarda unutulmak kader olur.

unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!.

O’na aşk nedir diye sorsalar, tek bir cevap veremeyecek kadar aşk içindeydi.

- Bir tutsaklıktır başlar, biz doğunca; dünya denir adına. Bir telaş, bir koşturmaca, dursuz duraksız.

Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.

Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, yarın!

Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler…Aklını başına al kardeş!

ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır.

- Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.

Aşk ayrılığının azab olduğunu söylüyor, sonra da azabın lezzet' demek olduğunu söylüyordu.

Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.

Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı

Her gelen dert bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu.

Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili..

aşk; karşılıklı oturmak, yüz yüze veya aynı noktaya bakmak, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmaktır

güzelden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır. Demek ki aşk

azabında bir lezzeti vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu.

Bağlandığınız zincirin anahtarını ele geçiremiyorsanız, zinciri suçlamaktan vazgeçin

- Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim...

Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden. Kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık.

- Ahmağın kalbi dilinde, akıllının dili kalbindedir.

Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir.

Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.

- Tefekkür kalbin kandilidir; o giderse kalp için ışık yok demektir.

Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi.

Ayrılık gibi, hicran gibi ve mutluluk gibi Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde.

Madem Allah'a giden binlerce yol var kim kimin yolunun yanlış olduğunu söyleyebilirdi ki?

Hüzün, bir hazin kelime...Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla.

Umut insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir.

Beni evvel öldürmüştün, şimdi geri dönüp geldin. Maktulüne ciğeri mi yandı katilin?

Aşk, kelimesinin bir anlamıda sarmaşık demek. Nasıl ki sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa, aşk da öyle...

O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.

Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler.
*
Nice yıllar geçiyor ki bir söz yüzünden gözüme uyku girmedi.

Işık ister misin? Nur ister misin?"
Elbette isterim O halde döktüğün varsa doldur, Ağlattığın varsa güldür,
Yıktığın varsa yap,
*
15 Sezai Karakoç Sözleri,

Noel ağaçları kahrolsun.

Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum.

İnsanı boynuna zincir takan eşyadan öteki insanlardan, ve insanların tanrılaştırdığı kişilerden ancak AIIah kurtarır.

insanı ancak Allah özgür kılar.

Putlar, tanrısızlık ortamında üreyen ruh mantarlarıdır.

Doğuyu Batıyı bilmeli Eski uygarlıkları* incelemeli Yükseliş ve düşüşün sebeplerini derinden derine araştırmalıyım

Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer?

mutlaka bir veya bir çok sebeb vardır. Bunu bilmeliyim. İşte bütün konuları incelemekte ilim rehberim olacaktır

Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır?

batılılar ve marksistler, aya da çıksalar, yerin dibine de inseler, ruhları itibariyle barbardırlar

kurdun tabiatını taşımaya devam ediyorlar.

Biz yırtık pırtık çul çaput içinde kalsak dahi hiç olmazsa medenî olmanın anısını taşıyacak kadar medenîyiz.

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.

Onlara anlat insan kelime ve şiirden yaratılmadı. sadece psikolojik* sosyolojik ve tarihçi Müslümanlık yetmez. Her Müslüman Müslüman
Yaşamalı

Her Müslüman iç dünyasında Müslüman olmalı, Müslüman olmayı idrak etmeli. Ve toplumsal tarih şuurunu eklemeli.

Tek çare ve çözüm, İslam dünyasının, uyanıp Batı’nın NATO’su gibi bir askeri güç, AB gibi bir siyasi birlik oluşturmasıdır.

Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.

Tarlayı dıştan kuşatanlardan başka bir de içten çürütenler türedi.

Hz Peygamber ne paraya, ne de halkın desteğine dayanmış ve güvenmişti. Hazreti Hatice’nin bütün Arabistan’ı kateden kervanları donatacak çaptaki servetini, peygamberliğinin ilk iki üç yılı içinde İslâm uğruna harcamıştı.

Hz Peygamber İslâmı servet biriktirme aracı yapmamış dünya gücüne değil, yalnız Allah’ın gücüne inanmış ve güvenmişti.

Allah Hz Peygamber in ihlâsına karşılık SAV e hem dünyayı, hem ahreti, bağışlamıştı ve Bu bağışlar, O’na da, ümmetine de yetmiştir.

Ölenlerin kanında Musa bilinci ve Suları yarıp geçme yolunun çiçeği açar.

Zulümde boğulan halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir:

Şeytanın kentini darmadağın etmeye and içmişim.

Kur’an kıyamet vakıasını ‘saat’ kelimesiyle anlatır saat kelimesi, vaktin ölçüsü olmuştur her an gelebilecek olan kıyamet vaktin ta kendisi olmuştur

Dünya zamanı, ahiret zamanının yanında adeta Hz. Musa’nın asasının yanında büyücü değneklerinin düştüğü zavallı bir duruma düşmektedir.

Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.

Oruç, insanın* her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolunda Ziyafet.

Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?

yağmur karşılıklı yağar. Ruhların içindeki müzikle karşılıklı.Donmuş ruh ancak baharla kanatlarını açar.

Üzerinde Kâbe ya da cami resimli doğum günü pastaları, sosyetik umre turları, lüks ve israfla dinî şova dönüşen İslami hayatlara sığlaşan din algısı üzerinden bakmak gerekiyor.

Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahi bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık

İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.

Doğaya inmiş vahyin mucize pınarlarından bir penceredir her üzüm tanesi.

Her üzüm tanesinde yaradanı görürsün.

Karın yağdığını görünce, kar tutan toprağı anlayacaksın.

Toprakta bir karış karı görünce, kar içinde yanan karı anlayacaksın.

İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.

Bütün şiirlerde söylediğim sensin.
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.

Yüksel bır kere daha ey ahir zaman ezanı.Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı.

Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti,

Noel ağaçları kahrolsun.Oruç, insanın ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti gök sofrasıdır

Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.

İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler.

Ben geldim geleli açmadı gökler. Ya ben bulutları anlamıyorum. Ya bulutlar benden bir şey bekler.

Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum.

Arkamda ve yanımda güçlü surlar vardı sûrelerden.

Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat.

Cami, mihrabıyla bir tapınak, minberiyle bir toplum ve devlet, kürsüsüyle bir okuldur.

Var olan ne ki; bizi yokluğuyla üzenler vardır.İnsandan insana şükür ki fark var.

Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum.

İslâm âleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı

Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir. Sen kaç köşeli yıldızsın.

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği

Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

16 Hikmet Anıl Öztekin Sözleri

”Bende koca bir sen var.”

”Allah, hüzünlü kalplerdedir.”

”Seni özlemek yalnızlığın dibi.”

”Secdesiz başın ağrısı çok olur.”

”Seven sevdiğine,*sevdiğini söylesin!”

”Melekler kalbinden öpsün sevdiğim.”

”Adının geçtiği yerde takılıp kalıyorum.”

”Duası güzel olanın kalbi de güzelleşirmiş.”

Gözlerin daha ömrümden kaç vakit götürür.Gözlerine bakıyorum, yağmur olasım geliyor.

”Sevmek belki bir gün okur diye şair olmaktır.”

”Yazmak kesmez oldu artık, şiir yaşıyorum ben.”

”Derdim mi? Beni biliyorsun, hep içime atarım.”

”Sevmek dilek tutmaya benzemez dua edeceksin.”

”Sabret azizim, çay bile demini almadan içilmiyor.”

”Cennete sen gitsen yeter, ben gözlerindeyim zaten.”

”Tasavvuf ; insana yokluğunu öğretme sanatıymış.

”Ey zaman, gün olur geçmezsin, gün olur yetmezsin.”

”Allah var diyoruz da, neden yokmuş gibi yaşıyoruz?”

”Sevdiğim yoksa yanımda, terk edilmiş bir şehirdim.”

”Gülüşlerim var benim,*her sıkıntıya eyvallah diyen!”

”Şimdileri bilmem ama, sevmek eskiden sakınmaktı.”

”Sevda kağıda yazdığından öte, yüreğine yazdığındır.”

”Zaten sen yoksun ya, nereye baksam dünya kokuyor.”

”Haramın içinde yüzerek, helalini bulamazsın derttaş.”

”Bu gece hüzünden nasibimize düşenleri de yazma vakti.”

”Zaman işte. Yar olunca yetmez, olmayınca da geçmez.”

”Sevmek seni seviyorum demek değildi hissettirmekti.”

”Gözlerimiz günahlarımızı temizlemek için mi yağıyor?”

”Siz hiç her şeyiniz olan birinin, hiçbir şeyi oldunuz mu?”

”Özlemek mi, sana benzeyen her şiire sarılasım geliyor.”

”Bir bilsen ne kadar özledim, utanır, nefes olur gelirsin.”

”Bir tercih değil artık, uzaktan sevmek huy olmuş bizde.”

”Öyle bekledik işte; geleceğinden mi sanki, sevdamızdan.”

”Kitaplardan başını kaldırma ufaklık, dünya kötü bir yer.”

”Sen sanki dün gittin, ben binlerce yıldır özlüyor gibiyim.”

”Bu dünya bizim için değil. Yüreğime her gün öğretiyorum.”

”Şehirli bir çocuğun köy sofrasına özlemi gibi sevdim seni.”

”Belki de sevmeyi bilmeyen insanlar bilenlerin imtihanı idi.”

”Belki çıkmaya korktuğumuz o yol bir dua miktarı yakındır?”

”Bazen, gölgen bile peşinden gelmese, yürümek lazım gelir.”

”Besmelesiz başladım diye mi doyamıyorum seni sevmeye?”

”Kimseyle konuşamadıklarını rüzgara fısıldıyor insan bazen.”

”Nefsin istediğinde değil, kalbin hissettiğinde sevmiş olursun.”

”Elif diye yazılır; cana nefes, kalbe şifa, Rabb’e yol diye okunur.”

”Ölçülü sev” demişti Allah Resulü. Çok sevince gidiyordu çünkü.”

”Yarim, belki duayız birbirimize, yarıda bırakmayalım, haramdır.”

”Kitap okumayan insanlar antreman yapmayan sporculara benzer.”

”İnsanlar yediklerinin kalorisi kadar haram helalini hesaplamıyor.”

”Kendi halinde olmak” ne güzel şey, bu kadar hal bilmezin arasında.”

”Yapabileceğin tek şey alışmaktır artık. Hüzne, özlemeye, onsuzluğa.”

”Sevgi bütündür. Sevmeyi vereni seviyorsan, verdiğini de seveceksin.”

”Namaz kıl, dua et ve aşık ol. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksin.”

”Gerçekten hakkıyla yaşayan bir insan zerre kadar korkmaz ölümden.”

”İsmin geçse bir cümlede, yazarken yanmasam, okurken yanardım.”

”Ne güzel bir dua, şimdi Allah’a emanet ol ötesinden kıskanırım seni.”

”Bu gece öyle bir özledim ki seni, koca şehrin yerini değiştiresim geldi.”

”Ama yine de sorsalar gelsin mi diye yanacağımı bile bile, gelsin derdim.”

”Dışında ne kadar mutluysan, içinde gizleyemediğin bir hüzün vardır hep.”

”Bir ara gözlerin vardı şehrimde, sen gittin, yeşili ondan gitti İstanbul’un.”

”Sevmek, cennetin kapısından girince ilk onu istemeye yemin etmektedir.”

”Bize samimiyet lazım, samimi niyet…Dili süslü yüreği paslı insanlar değil!”

”Kimse hayal ettiği hayatı yaşamıyor ama sebebini sorduğunda herkes haklı.”

”Ben şiir olsun diye değil, Allah dua sayar, murad eder belki diye yazdım seni.”

”Bazen insanın anlatacak çok şeyi vardır içinde. Ama anlatacak kimsesi yoktur.”

”Seviyorum diyorsun ama şartlara bağlı. Kaşı gözü daha güzeli gelinceye kadar.”

”Namaza benzeyecek biraz da sevgin, niyet ettikten sonra etrafa bakmayacaksın.”

”Seni seviyorum desem, basit kalmaz mı? Seni yaşıyorum demek daha mantıklı.”

”Allah korkusundan titrer yüreğim, gözlerine günahsız bakabilmekti tek isteğim.”

”Ve ağlamanın cinsiyet meselesi değil, insanlık meselesi olduğunu söyleyin ona!”

”Solun solumun hizasına yaklaşmayacaksa ne yapayım ben bu canı, lazım değil.”

”Ne sensiz bu dünya gözüme görünsün, ne de sensiz gözüme bir ömür bürünsün.”

”Zaten aradığımız şey dertsizlik değil; derdimizi anlayabilecek bir yoldaş değil mi?”

”Aşık olmadan önceki ve sonraki sen arasında fark yoksa aşk sandığın şey hevestir.”

”İşte böyledir sevdalar, kimi çıkar sokaklarda satar, kimi çıkamaz sûkutunda saklar.”

”Bazen insanlardan uzaklaşmak lazım. Özellikle bizi lüzumsuz işlerle oyalayanlardan.”

”Hiçbir şiir seni geri getirmeyecek, ama bütün şiirler sana gelecek her satır ve sayfada.”

”Beklentiler aşka karışınca acıtır be evlat. Çünkü asla beklediğinle karşına çıkan olmaz.”

”Bir insanın kalbinin de tebessüm edebilmesi için masada en az iki çay bardağı olmalı.”

”Zaten en acıtan şey de gitmeleri değil, sanki bir gün geri gelecekmiş gibi gitmeleri olur.”

”Ruhum yorgun düşmüş, sevmekten değil, sevmenin hakkını verememe korkusundan.”

”Yeniden doğmak için, daha güçlü olmak için bir sonbahar geçmeli herkesin hayatından.”

”Evlilik, sevdiğinin malına mülküne ortak olmak değil, iman dolu göğsüne talip olmaktır.”

”Sahip olmak istemekle başlıyor en büyük hatamız. Kim ne götürebilmiş ki öbür dünyaya.”

”İnsanların her nefeste iki kere şükretmesi lazım; Biri nefes aldığı biri nefes verdiği zaman.”

”Şiir okuyan kadın sevilmez mi hâfız. Hele bir de şiir yazıyorsa ruhunu eline teslim et gitsin.”

”Bir nefes sonra ölecekmiş gibi sevmek neymiş, Rabbim bir kulunu öyle sevdirince anladım.”

”Bir ömür boyu bizi anlamayan insanların arasında yaşamak için, ne suç işledik bilmiyorum.”

”İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir.”

”Yarım dua da olmaz sevgi de! Ya tam seveceksin, ya da çalışmayacaksın hiçbir yüreğe girmeye.”

”Bilmek, olmak içindir. Bilerek cehaletten kurtulunmaz, bildiğini yaparak cehaletten kurtulunur.”

”İçimdeki hüznü bilen Allah’ tır. Gecenin karanlığına sessizce eklediğim duaları duyan Rahman’dır.”

”Defalarca otobüslerin camına emanet ettiğimiz başımızı kaç kere zikrederken secdelere emanet ettik?”

”Gece uyumayanlar bilir, onlar bazen, en siyahından derin sızıları aydınlığa çıkarır.

”Gözümüz değil, gönlümüz kaldı arkada, geride, başkalarında… Sustuk… Çünkü imtihândı, biliyorduk.”

”Ve eğer gerçekten seveceksen bir gün sadece soyadını değil, bütün bir ömrünü vereceksin sevdiğin kadına.”

”Kitaplar gerçek sevmelerin ispatıdır biraz da. Bir şair, bir kadını şiirlerinde yaşatıyorsa gerçekten sevmiştir.”

”Başıma gelen her şeye eyvallah çekiyorum bugünlerde. Olsun diyorum, ince düşünün insanlar incinir hep.”

”Güneş parlarken herkes seni sevebilir, ama gerçekten seni kimin umursadığını fırtınalar estiğinde anlarsın.”

”Herkesin ayrı bir derdi var işte.Adam derdidir derler. Neyi dert edindiyseniz kaderiniz de o şekilde yazılmıştır.”

”Hiçbir yağmurda, sensiz ıslanmaya cesaret edemedim ben. *İşte bundan, pencerenin ötesine geçmedi hayallerim.”

”Çocukluğunu rutubetli evlerde geçirmiş, nemli bir kalbim var benim. Ne zaman sıcak bir gülüşe inansam buhar olur.”

”Bütün sokaklar sana açıkken, herkes seni bir harama çağırırken henüz tanımadığın o helalin hatırına beklemektir sabretmek.”

”Bir şarkımız yoktu hani, birlikte söylemediğimiz. İşte onu bile çok özledim…Yokluk özlenir mi, yapmadıklarımızı bile özledim.”

”Böyle büyük bir kusursuzluk ve aşk ile yaratılmış bir dünyada şiir yazılmamış bir sevda ne kadar samimi olabilir ki?”

”Kitapları, yağmuru, çayı ve şiirleri neden bu kadar çok seviyorsunuz diyorlar. İnsanları iyi tanıyoruz, ondandır diyoruz.”

”Trafikte birbirine küfretmek çok normal ama biri yolda gelip sarılsa, ömür boyu unutamayacakları bir şaşkınlık oluyor.”

”Yağmur olmasa kim, nasıl temizleyecek şu sokakları? Yağdığında ilk önce kötü insanlar terk etmiyor mu zaten sokakları?

”Sabret, helalini bekle, kimse işlemediği bir günah için pişman olmamıştır. Kimsenin mükafatı da hayallerinden aşağı olmamıştır.”

”Peki, tamam, hayat bize sağlam bir tokat attı. Tamam, yere düştük. Peki yere düşen mi kaybeder yoksa ayağa kalkamayan mı?”

”Bir şey isteyince insandan isteme. Zira, verirse minnettir, vermezse zillettir. Allah’tan iste ki, verirse nimettir, vermezse hikmettir.”

”Akıl aşkları çok da sevmez. Çünkü aşk, sahasında akıl kabul etmez. Ondandır aşıklara Mecnun denmesi. Yani aklını kaçırmış, yitirmiş denmesi.”

”Aşkın rengini bir kelimelere sığdıramazsın. Sadece yansıması olur. Yansıyan dildeyse ziyandır kelimeler. Yansıyan kalpteyse şifadır kelimeler.”

”Sanki şakağımızda bir zincir. Bağlıyor bizi haramlara.

Sevdiğinin gözüne edepten başını kaldıramayan neslin yerini, gözleri bedenlerde gezen bir nesil aldı.”

”Uzaktan sevmek daha zordur ama daha esastır. Buna inandık sevdiğim.

”Bazen gerçekten sevdiğinizin yolundan gitmenin bedeli, onun dışında kalan herkesi kaybetmek ile sonuçlanır.

Yalnız kalırız ama O öyle yanımızdadır ki kalabalık ve huzurlu hissederiz.”

Heyecandan birkaç gün yemek yiyemez döner durursun, kıpır kıpırlık olur. Bütün güzellik ve emeğini ona feda edesin gelir ya, işte sevmekten bahsediyorum.”

17 Bob Marley Sözleri

"Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir."

Kendi kendime konuştuğum kadar, kimseyle konuşmuyorum. Sebep delilik değil, sadece bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler.*

Gerçek şu ki; herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak.

Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden.

Erkek ya da kadın ikisinin de bildikleri doğrudur; ama kadının tahmin ettiği her şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur.

Babam bana dedi ki; bana ettiğini evladından çekersin.babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.

Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır .

Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten kendimizden başka kimse özgür kılamaz aklımızı korkmayın

Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: birileri şu an acı çekiyor.

Baktın hayatın tadını çıkaramıyorsun; tadını kaçıranı, hayatından çıkar.

Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.

Sadece çocukken güler insan, diğerleri gülmek değildir. Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir.

insanı sadece en iyi kendi dinler.

Kaçan giden balonlara el sallayın; nasıl olsa havaları sönünce yere inecekler.

ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık.
*
insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir..

sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan; Gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.

Sen kim oluyorsun ki yaşadığım hayatı yargılıyorsun?

Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda da değilim! Parmaklarınla beni göstermeye başlamadan önce kendi ellerinin temiz olduğundan emin ol.

hep hayal ettiğimiz başlangıcı değil; hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz.

Evet haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma ki, sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur!

Güneş parlıyor, hava güzel, ama aklın da dursun: Birileri şu an acı çekiyor.

sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir !

haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur!

tek sorunumuz; onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona seni seviyorum’ diyebiliyor olmamızdır.

Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir.

Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!

sevmediğin kişilere bakmak zorundaysan ve gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir.

Düşmanından çok dostundan sakın! Çünkü dostluk biterse; sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir.

Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme..

Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak.

Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.

Giderek terbiyesizleşiyorsan, hayatın ne mal olduğunu anlıyorsun demektir.

Ayağa kalk, dik dur, hakların için karşı dur. Ayakta dur, dik dur, mücadeleyi bırakma.

Her şey yolunda gitmiyor, ne yaparsan yap olmuyor En zoru da bunlara gülümsemek zorunda kalmak işte.

Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten

yanlışla tanışmasaydık, doğruyi bulduğumuzda değerini anlayamazdık.

Artık yeni bir başlangıç değil; hiç düşünmediğimiz mutlu sonu istemeliyiz

Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin

Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır.

Boşver be! Nasılsa her rüya güneşle sona eriyor.

Babam dedi ki ettiğini evladından çekersin. Babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin.

Para hayatı satın alamaz.Zihnimizi sadece kendimiz özgür bırakabiliriz.

Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme..

Karşılıklı sevgi aşkı, platonik sevgi insanı öldürür.

Yokluğunuzu hissetmeyeni, varlığınızla rahatsız etmeyin.

Eğer gerçek aşk istiyorsan, tene değil kalbe dokunacaksın.

Dünyanın en güzel ritmi, onun : senin için çarpan kalbidir.

Öyle insanlar vardır, kısa yaşar ancak hayata dair her şeyi çözmüştür. Bu dehalardan biridir

okurken doğruları bulacak, yolunuzdaki dikenleri temizleyeceksiniz.

Gördüğünü herkes sever onda kimsenin görmediğini bulacaksın gerçek aşk istiyorsan kalbe dokunacaksın.

Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. ben yalnızlığın hakkını verenlerdenim

Bakmayın insanların çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.

Unutma ki o muhteşemse, kolay olmayacak. Kolaysa, muhteşem olmayacak.

ona değerse, vazgeçmezsin. Vazgeçersen, sen değmezsin

hepimiz kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. Hem de karşılığında bizi düşünmesi bile zor olanlara.

herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; acı çekmeye değer birini bulmak.

Her şeyinle seversin, tüm gücünle belki; ama yine kaybedersin. Neden mi? Çünkü her ‘seviyorum’ diyeni adam zannedersin.

İlk bakışta âşık oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.

Seni günün her anında düşünmüyor olabilir. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme.

Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil...

Belki de ayrılık, yeterince sevmeyenler için bir sondur. Çünkü bittiğinde gitmek kolay; ama aşk ayrılıkta belli olur.

Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak.

Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir.

O'nun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir.... Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki?

Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz.

18 Kazım Koyuncu Sözleri

Şarkılarla geçtim aranızdan.

Çok fiyakalı bir hastalığa yakalandım, baba. Her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

Yerim yurdum yoktur benim, dünyada bir yerdeyim.

Sevgi bin kilometre ötede bile olsa gelir dokunur bize.

Birbirimizi sevmemiz için birbirimize benzememiz gerekmez.

Bir şey ürettim ben, üç beş kişilik şey değil, sevgi denen şey herhalde.

Bilemiyorum; bazen aklım yetmiyor, tüm akılları toplasamda bir aşk etmiyor.

Savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu anlamak için, savaşmak zorunda değiliz.

Bütün savaşlardan beter bir savaş. Saklanacak yerin yok. Ne yer, ne gök, ne de suyun altı.

Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizli’yim ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim.

Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmamıza gerek yok. Ezildikten sonra hepimiz aynıyız

Hayatım boyunca Türkiye’deki sistemle mücadele ettim. Sonunda fark ettim ki sistemle kanser aynı şey.

Kaldırın gözlerimden şu sisini yüzyılların . Bir çocuk gibi görmek istiyorum her şeyini dünyanın.

Sevgi çok önemli bir şey. Sevmeyi bilebilmek, sevdiğini hissedebilmek, seni sevenlerle göz göze gelebilmek.

Bütün dünyanın, bütün toprakları hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır.Tüm topraklar memleketimizdir.

Konserime sadece biletle giremezsiniz. Herkes gelirken yanında kitap getirsin. Kapıda durup tek tek kontrol edeceğim.

Yüz sene daha yaşasam, yapsam, yapsam hep yapsam yine eksik gideceğiz.

Ne kadar eksik gidersek hayatta yapacak o kadar çok şey bırakırız.

Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın.

Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii ama anlarlar. Orada birisi farklı yürüyordur.

Trabzonspor’ u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir.

Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı.

Birkaç aylık ömrün var. Soruyorsun kendine, Ne götürmek istiyorsun? Para yok işine yaramaz. Can kalıyor elinde,

gitmemem için, asla ölmeyi düşünmemem için bir sebep var. Acayip bir sevgi var.

Kanseri, kanser olmayanlar anlayamaz. Kanser de oldum artık. Duyarlı bir sanatçı olarak onları da hissediyorum.

Ben kanserden çok korkan bir insandım. Kanserim ve korkmuyorum.

Sadece beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm küçük bir şey, ama hastalık özgürlüğünüzü sınırlıyor.

19 Cem Karaca'nın* sözleri...

Sinemadan siz anlarsınız tiyatrodan, müzikten Heykel, resim, edebiyat sorulmalı sizden Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz

Bugün sen çok gençsin yavrum Hayat ümit neşe dolu Mutlu günler vaad ediyor Sana yıllar ömür boyu

Ne yalnızlık ne yalan üzmesin seni Doğarken ağladı insan bu son olsun

Düştüm mapus damlarına öğüt veren bol olur Toplasam o öğütleri burdan köye yol olur

Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur Namus belasına kardaş döktüğümüz kan bizim

Sevda kuşun kanadında Ürkütürsen tutamazsın Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın

Hayat sırrının suyunu Çeşmelerden bulamazsın Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın

Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle

Saçını dök sineme derdini söyle Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

Deniz üstü köpürür Kayığa binsem götürür hey canım hey Benim de şu cihana gelişim rinna rinna nay Bir güzelden ötürü hey canım hey

Unut beni unut arama Sakla bu mendili sakla Sende kalsın anarsan bir gün eğer Akarsa gözlerindeki yaşı silersin

Bir gün belki hayattan Geçmişteki günlerden Bir teselli ararsın Bak o zaman resmime

Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum

Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları

Sende başını alıp gitme ne olur tut ellerimi. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sende başını alıp gitme ne olur.

Karnı büyük obur dünya Keder dolu acı dünya Ne gül koydun ne de gonca Yedin yine doymadın mı?

Gönlümle baş başa düşündüm demin Artık sihirsiz nefes gibisin içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin

Sen bir yanıl alma olsan Dalımda bitmeye gelsen Ben bir gümüş çövmen olsam Çeksem indirsem ne dersin

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Çınarlı, kubbeli, mavi liman. Beni o limana çıkaramazsın…

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,

budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.


20 Ramiz Dayı Sözleri

hayat seni öyle zorlar ki yeğenim yolun başında kimdin unutursun.

Güç gizden gelir yeğen

Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğenim.

Teslim olunmadan sadık olunmaz.

Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın.

Cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen

Senin yerinden oynatamadığın taşlar var yeğen ama benim yok

Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır

Mesele ölmek değil yeğen asıl mesele iz bırakabilmektir.

Değişmek zordur yeğenim ama bazen.*Aynı adam olmak daha zordur.

Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.

Ölüm gibidir sadakat. Bir kere çizgiyi geçtin mi geri dönüş yoktur.

Bazen öyle acır ki için değiştin sanırsın şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim.

Çözemedim bazılarını. Uzaktan mı adamlar adamlıktan mı uzaklar?

Mesele ölmek değil dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele.

Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz.

Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz.

Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda.

Sadakat sevdiğinin kalbini avucunda tutmaktır ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır.

Çaresizlik aradığı çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur

Geçmişe dönmek başka geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez.

Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın.

Sadakat endam değildir aslında sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat.

Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.

Sadakat ne menem şeydir bu sadakat? Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile.

Savaşmak aslında hasmınla savaşmak değil sevdiklerinle savaşmaktır.

Savaşırken göremezsin bazı savaşları kazanamazsın artık durmalı ve geri çekilmelisin.

Zorunu benden duy yeğenim herkese yalan söylemen yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın.

Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir.

Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal en son yol ona ihanet etmektir.

Hayal ettiğin her şey bir gün* gerçek olabilir o ihtimali yok etmeden unutabilir misin gerçekten sevdiğin tek insanı.

Sözler verilir sözler unutulur gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sadaka gibi verilmez sadakat isteyen hepsini ister.

Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır.

Unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler Herkes doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.

En iyi soygunlar girerken değil çıkarken bozulur yeğen. Haydutlar öyle iyi planlar ki girmeyi nasıl çıkacaklarını unuturlar.

gerçeğin en çıplak en gaddar en acımasız yüzü ama en korkuncu her şeye sahipken bir anının bir hayalin bir hayaletin peşinden koşmak.

Elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır. Asıl çaresizlik elimden geleni yaptım mı diye sormaktır.

asıl çaresizlik çareyi geçirmişken eline avuçlarının içinden kaçırmaktır.

İkisi de akıntıya sürüklenirken kurbağa sorar akrebe niye yaptın kardeş? Bak ikimiz de öleceğiz. Akrep döner ve şöyle der napayım benim huyum bu

Ölüm gibidir sadakat pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi yoktur dönüşü…

Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana hayat çeker gider sadık kalmaz sonunda…

Gerçekleri saklayarak ulaşabilir misin gerçeğe anıların içinde aradığın insanı bulabilir misin

hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilir misin olmayan birinin seni hala koruduğuna inanabilir misin

gerçeğin o kadar çok yüzü var ki* gördüğüne inanabilir misin…

Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Ne soracaklar yeğen bir tarafta melek bir tarafta şeytan ne soracaklar sanırsın ha?

Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Artık tereddütte gerek yok ya ileri gideceksin ya vazgeçeceksin

Ezel bir kere ihanete uğradın mı anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri hatırladıkça affetmek istersin yeğen.

affetmek unutmak demek öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin

çırpınma boşuna yeğen hançer bir kere saplanınca çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin.

Hayatın kuralı yeğen ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin

Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.

Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı

Nereye gidersen git unutma. Herkes gün olur evine döner

En karanlık gününde en çaresiz anında en umutsuz anında kendin için* çocukların için çare

yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse çaresiz değildir.

Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa birinin kalbinde yer tutan hiç kimse tutsak değildir

Çaresizlik aradığın çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik.

Çaresizlik cevapsız kurak bir ıssızlık değildir. Dışarıda devam edecek hayattır asıl engel.

Asıl engel sana geçit vermeyen seni umursamayan seni yutan hayattır

İnanıyorum söylediğini candan söylediğine. Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.

Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir

iyi niyetli kurbağa akrebe yardım eder. Ve Akıntının ortasında kurbağa sırtında korkunç bir acı hisseder…

hayat o kadar acımasız ki vurmaz dersin vururlar, sevmez derler severler

unutma ki hayat seni öyle bir noktaya getirir ki sen bile nereden buraya geldiğini anlayamazsın.

sen delikanlı ve mert ol be dayı. Ama yinede Çok acımasız bu hayat çok dayı

Dön bak arkana yeğen, gitmez dediğin kaç kişi gitti…

Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı…

Kendin ol yeğenim…

Herkes öldürür sevdiğini…

yapılacak bir şey yoksa kardeş, en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. Eğer bir şey de yapacaksan kardeş önce sana ne yapacağımı hayal et.

Sen sen ol ben onu çok iyi tanıyorum deme…

Hayatta tabutunu taşıyacak dört arkadaşın olsun yeter yeğen…

Seni seven senin kurbanındır.

Yaşamak kolay yeğen önemli olan çaba sarf etmek…

Eyer sende insanların kalleşliğine uğruyorsan hayal et önce onlar için sonra kendin için

bir insan seninle aynı sofrada oturup sana ihanet edebilecek yüzü biliyorsa sende o zaman içindeki iyi niyetli hislerini sileceksin

zayıf noktası ne bilmenin hiç bir önemi olmaz kendini yüksekte tutmayı bileceksin başın dik olacak yön değiştirmeyecek üstüne yürüyeceksin

insanların yüzünü görmeyeceksin konuşursa inanırsın onun yolunda gidersin gittiğin yolu hep bileceksin

sonunu iyi düşüneceksin umutlanacaksın bir zamanlar bileğini düşüren insanın beynine gireceğini
karşına çıktığı zaman üzerine yürüyüp belindeki su silahını ona sıkacaksın

gece hayal ettiklerin gerçekleştiği zaman sabah kuşların sesiyle uyanıp o zaman herkesten önce hayatı yaşayacaksın

Sen olmasan her gece bir fotoğrafla canladırıyorum kalbimi günü gelince gerçeğini yaşarız ama başkasıyla.
Çok sevdik be abi…

diyorlar ya yeğen sevdiğini mi unutursun yoksa hayatını mı ben hayatımı unutur yeğen onu unutmam!

ben kendimi unutum ama onu unutmadım.

21 Koray Avcı Sözleri

Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum.

Biri var aklımda, darmadağın özlediğim.Kocaman bir çukur kazdı içimde. Kazmasız, küreksiz.

O beni bitirdi, ben ise onun için hayatımı.

Sendeki gülüş Ankara’ya deniz, İzmir’e kar getirir.

Sen bana geç geldin, ben sana erken.

Korkunç bir sancı değil mi? Özleyip de sarılamamak.

Sktir et geçer dediğim, hiçbir şey geçmedi.

Güldüğün fotoğraflar beni de gülümsetiyor, bilesin.

Birini unutmak için başkasını kullanmayın.

Aramızda kalsın, bu aralar kendimden başka kimsem yok.

Tutuşsun gün yansın geceler, vaktimiz varken

Öyle ya; türkü gibiydi saçların, türkü gibiydi gözlerin.

Hep senli hayaller kurdum, hepsi üzerime yıkıldı.

Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum.

Küs müyüz deyişine barıştığım insanlar var benim.

Benim can yarımı sar gülüm. Çünkü derin bir nefes ki; aşk sana benzer.

Sonra bir şarkı çalar ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarsın.

Eskiden sadece kışlar soğuktu. Şimdi ise, insanlar soğuk, yürekler soğuk.

Yaşamla ölmek arası sana şiir yazmak. Yazarken ölmek, okurken yaşamak.

Kalbi güzel olanın, gözünden yaş eksik olmazmış.

Koray Avcı diye bir adam yapmışlar; sen susuyorsun o anlatıyor her şeyi.

Öyle bir aşk ki bendeki; ne söylesen başımın üstüne koyuyorum.

Giden gider sel olur. En kötüsü de sen olur, sensiz olur. En beteri sessiz olur.

Avuç içlerinden öptüğün bir kadını, unutmak pekte kolay olmuyor.

Ne de güzel olurdu, ayrılık olmasaydı. Aklıma geldiğinde, gözlerim dolmasaydı.

Mutluluğuna engel oluyorsam eğer, hiçbir zaman tanımadın say beni.

Belki de hasret kalmak yaşamaktan daha özeldir. Bize yanlış öğretmiş olmasınlar?

Biraz sevmek diye bir şey yok. Ya öleceksin aşkından ya da vazgeçeceksin.

Varla yok arasında yaşanır bazı aşklar. Gel demeye hayat izin vermez, git demeye kalbin.

Kadın karnına koca bir dünya sığdırdı. Siz dünyanıza bir kadın sığdıramadınız.

Belki bir daha senin gibi bir aşka rastlamayacağım ama sende benim gibi bir yüreğe düşmeyeceksin

Çalma kemençem dertli zaten yüreğim yara. Böyle ayrılık olmaz hep mi bu bahtım kara.

Erkek dediğin yürekli olmalı Kendini seven bir kadını üzmekten ödü patlayacak kadar da korkak.

Misafir olarak geldi sanmıştım hüzünlü gönlüme. Meğer ev sahibi olacakmış bütün ömrüme.

Küfür sevmezdim ben ama babam öğretti sayıp savurmayı. O da sevmezdi zaten hayırsız olmazdı evladı.

Bir gün beni aramanı istiyorum. Öyle telefonla değil, şevkatim ara mesela, kokumu ara, sevgimi ara.

Yoruluyor insan işte Nasıl yorulmasın? Geçiyor işte günler bir şey demeden. Gün geçiyorsa işte ömür geçmesinde ne yapsın.

Ve bir gün herkes anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca; iş işten geçince.

Aklına geleyim sebepsiz, nedensiz. Beni hatırla ve gülümse. Sonra pişman ol ve hiçbir işe yaramasın.

Bazen bir kahve yudumlayıp bir şarkı açarsın. Susarsın ve o şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler.

Hava çok soğuk bu gün ama üşümüyorum merak etme. Aşkının ateşi olmasa da yokluğunun yangını var içimde.

Saçınızın ucu kırılsa, kendine dert edecek adamları sevin.

Merhamet, bir adama yakışan en güzel şeydir.

Bazı kadınların tarifi zordur. Sadece seversin. Gülüşünü, bakışını, dokunuşunu.

Kimdir diye sorarlar; dinleyen aşık olmasın diye anlatamazsın!

Ben; hayırlısı buymuş, dediğim sürece, hiç bir önemi yok. Yolumdan çıkanların da solumdan çıkanların da.

Sana gelesim var Bir sevesim var ki sorma gitsin. Nedenlerim var sana dair, nedensiz sebeplerim.

Ne bileyim işte sensizken bile seninleyim.

Kurduğum hayalleri anlatırım. Anlatır, inan diye gözlerine bakarım. İnanmazsın… Ulan hepsi gerçek olur, sen inanmadığını bile hatırlamazsın.

Her şey bir gün bitecek; giydiğin en güzel elbiseler bile seni unutup gidecek. gördüğün binlerce göz kaybolup göçecek. Tek bir şey kalacak yastığının üstünde. Söylediğin sözler

Her yazdığımı sana dinletirdim. Bilmezdim ben nerde ne koyulacak. Virgülle noktayı hep sevgili zannederdim.

Biri kaybolurken öteki yok olacak.

Öpmeye korkardım yanaklarından. Ya utanırdım yüz çevirirse diye. Utanmasın diye şarkılar söylerdim gerdanına

Şimdiye kadar Leyla olduk. Mecnun olmaya zerre niyeti olmayanlara. Artık sıra Piraye olmakta. Hani aşkından ölmüş de yinede dönmemiş Nazım’a

Sigara izmaritine kadar bitiyor. Dostlar Hayıflanıyorum dertte değil ama

özlüyorum suyumu yudumlarken gizli saklı gözlerini.

Ya kal deseydi kalır mıydın?

Ben sana bayılırken sen selamı verdin kabrim ondan kazıldı.

Ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun?

Gitmek zorundaydım gittim ama sende kal demedin giderken ne yaşadığımı bilemezsin

ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun? Sen anlayamazdın kendinde değildin seni suçlamıyorum.

22 Osho Sözleri,

Sen cevapları ezberliyorsun ama hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.

- Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.

Tümüyle sev ve tümüyle acı çek çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf*altına dönüşür.

- Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.

Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir.

O ne dediğini bilmiyor ne saçmaladığını bilmiyordur. sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: Hayat anlaşılamaz.

- Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır.

İnsanlar birşeyi anlamadıklarında yanlış anlamaya başlarlar.

Gerçek soru ölümden sonra hayat olup olmadığı değil, ölümden önce sen hayatta mısındır?

- Aşkın seni harekete geçirdiği şekilde hareket et. Aşk öyle derin ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız;

ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine âşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Sahtesi bile keyiflidir.

Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır.

- Her zaman ne varsa onu gör. Acele etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir.

Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.

- İnsanın yeryüzünde kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olmak zorundadır; ancak o zaman kendisini güvende hisseder.

Anlamak özgürleşmektir. Gerçek asi, bir savaşçı değildir; o, anlayış sahibi bir insandır.

- Ve sana söylüyorum; gidecek hiçbir yol yok. Her şey bu anda… Bütün var oluş, bu anda toplanmıştır.

Bütün var oluş, yaşadığın anda akmaktadır Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır.

Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir.

Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar

Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.

Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.

Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin.

Hiçbir şeyi ayıplama onu kullan. Herhangi bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını ara.

İlişki kuracaksın ama muhtaç olmayacaksın;

Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir.

hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil!

Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur,

Hayat seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün.

Asla maske takma! Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir*ama gülümseme*çünkü bu dürüst olmaz.

Tüm mekanizman ters yüz olmuş çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. . şimdi sevmek istiyorsun, aniden

Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol

Şimdiki zamana sadık kal çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar.

Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; gereksiz yere de gelecekle uğraşma!

- Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahipsen başka şeye ihtiyacın kalmaz. elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi.

- Kadın erkekten çok daha önemlidir çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır.

Kadın O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Erkekle yarışıyorsun* gerek yok

Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır.

İbn-i Sina Sözleri

Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.

- Hayatın genişliği, uzunluğundan daha önemlidir.

- Ne Öğrendimse, Secdede Öğrendim.

- Ben öküzden korkarım*çünkü onun silahı var ama aklı yok.

- Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır.

İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve ilmi bilgelik kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa sana “diri” denilir.

Bilim ve sanat uyuşamadığı ülkeyi terk eder.

- Avam gördüğüne duyduğuna, havas her şeye inanır. Hassül havas ise inandıklarını yaşar.

- Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey anlaşılmamıştır.

- Dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir.

- Aklı bol olan, zamanın kıtlığından zarar görmez.

Dünya, aklı olup, dini olmayan adamlarla ve dini olup, aklı olmayan insanlar olarak ayrılmıştır.

- Cahil bir hekim ölüm kampının yardımcısıdır.

- Dünya harcını kendisi alan padişah benden daha mutlu ve hiçbir bey de benden bahtiyar değildir*siz bu zevki bilemezsiniz.

Dünya hırsı peşinde olanların gözleri seçemez, onlar tek gözlüdür.

Şifasız hastalık yoktur; irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur; tanınmamasından başka.

- Her kalbi kuvvetli olan çok sevinen olmadığı gibi, her çok sevinçlinin de kalbi kuvvetli değildir.

- Benim gönlümün kırılmaz sabrı, senin gönlünün yumuşamaz katılığı var. Şu halde sevgilim aşk yolunda ikimiz de sert taşız.

- İtimatta layık en büyük şey, akıl ve iyi ahlaktır.

- Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır ve söylemenin güzeli de kısa söylenmesindedir. Az ye!

Yedikten sonra hazım oluncaya kadar bir şey alma! Zira şifa yemeğin hazım olunmasındadır.

İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. O yüzden tıpta, hastalık ve sağlığın sebebini bilmek gerekir.

Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder

- Tıp, insan vücudunun, hangi araçlarla iyileştiğine ve neyin insan vücudunu sağlıktan uzaklaştırdığını araştırır.

Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır.

- Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir.

Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır.

- İyiliğin şartı beştir: Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olalı ve yerini bulmalı.

- Faziletler alışkanlık haline gelince saadet doğar.

- Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.

İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir ihtar nişanıdır ki bana yolsuz davranışlar, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir.

Bana akları boya diyenler oldu. Ben* şöyle dedim: Ben ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı diri olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım.

Sokrates Sözleri,

Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.

- Bir şey bilmediğim dışında başka bir şey bilmiyorum.

- Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?

- Bilen insan kötülük yapmaz.

- En derin arzular genellikle en ölümcül nefretlere sebep olur.

- Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün.

- Güç olan ölümden kaçınmak değil, kötülükten kaçınmaktır. Çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.

İnsanlar her zaman her yerde acıkmışlardır ama her zaman her yerde erdemli olmamışlardır.

- Kimse beceremeyeceği ticarete atılmaz; ama herkes ticaretlerin en zoru olan "hükümet" işine gözünü bile kırpmadan girmek ister

- Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir.

Fazilet, ruhun güzelliğidir.

Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

- Kadın erkekle bir kez eşit hale getirildi mi, artık ondan üstün olur.

- Bir yargıç, iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir.

- Ölüm insanlara verilmiş nimetlerin en büyüğü olabilir.

- Eğitim, kıvılcımla ateş yakmaktır, boş bir kabı doldurmak değildir.

- Değersiz insanlar sadece yemek ve içmek için yaşarlar, değerli insanlar ise sadece yaşamak için yer ve içerler.

- Kainatta tesadüfe, tesadüf edilmez.

- Bir insanın onsuz yapabileceği ne kadar çok şey vardır.

- Hayret etmek bir filozofun hissidir ve felsefe hayret etmekle başlar.

- Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer?

- Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.

- Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur.

- Umut her daim vardır.

- Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.

- Endişelerinizden kurtulmak istiyorsanız, yaşamaktan en çok korktuğunuz şeyin bir gün başınıza geleceğini kabul edin.

- Cahil insan kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir.

- En faziletli insan, rûhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır.

24 Pir Sultan Abdal Sözleri

Cehennem dediğin dal odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür.

Herkese gönlünce ver deli gönül.

Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?

Bozuk düzende sağlam çark olmaz.

Ardınca kuyular kazar. En iyi dostundan sakın sen seni.

Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi.

Eksikliğim çoktur ben de bilirim. Eksiklikle kabul eyle gel beni.

Hiç ellerin taşı bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni.

Alem çiçek olsa, arı ben olsam dost dilinden tatlı bal bulamadım.

Benden selam olsun ev külfetine çıkıp ele karşı ağlamasınlar.

Bir kişi Hakk’ın emrinde olmasa ona nesne gelmez, selamın almam.

Derdim çoktur hangisine yanayım yürekte yareler türlü türlüdür.

Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş. Akşam gelip konan sabah göç imiş.

Bin kez kırdılar dallarımızı bin kez budadırlar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz.

Dostum beni ısmarlamış, gel diye gideceğim ama yol bozuk, bozuk.

Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir bahar aylarının yemişin bitir.

Karga konsa gülistana gülün kadrini ne bilir kendi kadrini bilmeyen elin kadrini ne bilir.

Gel ahımı alma güzel bir ah yerde kalmaz imiş

gaziler fani dünyada Pir ağlatan gülmez imiş.

Gönüldür cennet yapısı nur ile aydın kapısı kıldan incedir köprüsü geçebilirsen beri gel.

Hak bizi yoktan var etti şükür yoktan vara geldim yedi kat arşa asılı kandildeki nura geldim.

Demiri demir ile dövdüler. Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar. Biri aç biri toktu.

Oku asılanın yayı yasılır gaziler kılıcı Arş’a asılır gurur ile kahramanlar basılır

nasihatim dinle, sakın gururdan.
İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruğuna gitmez kadılar yaş yere yatmaz hiç böyle bir şeytan var mı?

Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum kazana girdim kavruldum meydana yenmeğe geldim.

Altından bir pula olur mu kail konuş ki ehl ile olasın ehil konuşma cahille olursun cahil kişi itibardan düşer mi düşer.

Abdal Pir Sultan’ım, böyle mi olur herkes ettiğini elbette bulur

alıcı kuşların ömrü az olur akbaba zararsız yaşar mı yaşar.

Gelir senin ile güler de oynar ardınca önünce ayıbın söyler bir vakit gelince önüne çıkar en iyi dostundan sakın sen seni.

Gönül havalanıp gökte gezerken bana zulüm kanlı zalimden oldu kişinin çektiği dili belası her ne oldu ise dilimden oldu.

Ne kadar bilsen de bilire danışDanışan dağları aşar mı aşar

Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar.

Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma çalıya çırpıya değip ileşme toz toz olup topraklara karışma harman yeli gibi es deli gönül.

Gel ey zahit bizim ile çekişme Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler kendi kalbin arıt, bize ilişme bendeki küfr sendek’imana neyler?

Hatırın yıkarlar hatır yıkınca gözyaşı yeğlenmez taşıp akınca el elden üstündür arşa erince nasihatim dinle,

Pir Sultan Abdal’ım dağlar aşalım aşalım da dost iline düşelim çok nimetin yedim helalaşalım geçti dost kervanı eyleme beni.

Hünerin var ise kendini devşir söyleyecek sözü kalbinde pişir ululuk büyüklük Hakk’a yaraşır

Benden selam söylen sofu canlara vücudun şehrini yuyanlar gelsin yedi kat göklerin yedi kat yerin kudret binasını kuranlar gelsin.

en iyi dostundan sakın sen seni.

Bu dünya dediğin bir sınık yaydır evveli toy düğün, ahiri vaydır dört kapılı ulu hoş bir saraydır konan göçer imiş, kalan eylenmez.

Gelir senden önce yükseğe çıkar gözlerinden kanlı yaşını döker ayağın kayınca urganın çeker en iyi dostundan sakın sen seni.

Abdal Pir Sultan’ım, keremler kani nereden geliyor canımın canı sensin bu gönlümün şahı sultanı sensiz bu cesette bu can eylenmez.

Pir Sultan Abdal’ım, sözüm haktır gaziler sözümün hatası yoktur aşıkın maşuktan dönmesi çoktur Pirin eşiğine düş deli gönül.

Bir su bir gölde çok durursa kokar azar azar çağla ak deli gönül

bulanık akma ki içmezler seni çeşmenin gözünden çık deli gönül.

Bir öğüdüm vardır sana söyleyem en iyi dostundan sakın sen seni

öğüdüm dinlersen manası budur en iyi dostundan sakın sen seni.

şu dünyaya geldim geleli kalsın davam divana kalsın yaradan Allah’tır* vekilim kalsın benim davam divana kalsın.

Pir Sultan Abdal’ım, çağır ya gani veren Allah yine alır ol canı gönül bir gemidir, akıl dümeni akıl ya söyleyen dil nedir?

Ateş gibi birden parlayıp yanma yanıp yanıp çevre yanın yandırma

kah karanlık kah aydınlık görünme meydanda mum gibi yan deli gönül.

Ben dervişim dersin Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır kendini gör, elde sen ne ararsın hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır?

Başım alıp hangi yere gideyim gittiğim yerde buldu dert beni oturup benimle ibadet kıldı yalan söyledi de yüzüme güldü

Dertli olmayanlar derde yanar mı sadık derviş ikrârından döner mi dertsiz bülbül gül dalına konar mı ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?

25 Şeyh Bedreddin Sözleri

Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar.

Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.

Yârin yanağından gayri her şeyde, her yerde, hep beraber!

Kötü ve Çirkin işlerle uğraşan insanlar Hak’tan uzaklaşmışlardır. Cehennem işte budur.

Cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır Beni kara toprakta değil, hakikatı anlamış insanların yüreklerinde arayın!..

İnsanlar Müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. Belki bir gün Hakka* taparlar.

Gerçek iktidar, insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur.

Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur.

Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir?

İnsanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda Hak’la kavuşmuşlardır.

İnsanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, Allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar.

Başka halklar üzerinde baskı uygulamak, özünde kendi halkı üzerindeki baskıyı gizlemeye ve unutturmaya yöneliktir.

tasavvufçu, insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediğini bilir. Onları halka, anlatır

Kişilerin elde ettikleri olgunlukların tatları, huriler, köşkler ve cennetlere benzetilmiştir.

Allah dünyayı yarattı ve insanlara verdi. Demek ki; dünyanın toprağı ve toprağın ürünleri insanların ortak malıdır.

Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeli sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir

İbadetten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. Yoksa dünyaya dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tut sevap ve mükâfat kazanamazsın.

Bütün namazlar ve niyazlar ahlâkın düzeltilmesi için iç yüzün arınlanması için birer vasıtadır

Hakiki ibadetin vakit ve şartı yoktur. Hangi tarz yapılırsa yapılsın, Allahın dileğine uygun olur.

İbadetin temeli ve maksad Haktır cemaatte temel bulunmayınca ibadetler kaybolur. Yalnız kötü toplantılar kalır. Fenalığa toplananlardan hemen uzaklaş.

Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevk ve hayvani hırs ve şehvetlerinden sakınmaktır. Onu yapan insan, hakiki varlık ile birleşir. Ve diri olur.

insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için gönül vermezler

Oğul, Insanlar Vardır, Şafak Vaktinde Doğar, Akşam Ezanında Ölürler.

Avun Oğlum Avun. Güçlüsün Kuvvetlisin, Akıllısın, Kelamlısın. Ama; Bunları Nerede, Nasıl Kullanacağını Bilemezsen Sabah Rüzgarında Savrulur Gidersin.

Öfken Ve Nefsin Bir Olup, Aklını Yener. Daima Sabırlı, Sebatlı Ve Iradene Sahip Olasın.

Dünya Gözlerinin Gördüğü Gibi Büyük Değildir.

Fethedilmemiş Gizemler, Bilinmeyenler, Görülmeyenler Senin Fazilet Ve Erdemlerinle Gün Işığına Çıkacaktır.

Ananı, Atanı Say, Bereket Büyüklerle Beraberdir.

Bu Dünyada Inancını Kaybedersen Yeşilken Çorak Olur, Çöllere Dönersin.

Açıksözlü Ol. Her Sözü Üstüne Alma. Gördün Söyleme, Bildin Bilme. Sevildiğin Yere Sık Gidip Gelme, Kalkar Muhabettin Itibar Olmaz.

Üç Kişiye Acı; Cahiller Arasındaki Alime, Zenginken Fakir Düşene, Hatırlı Iken Itibarını Kaybedene.

Unutma Ki! Yüksekte Yer Tutanlar Aşağıdakiler Kadar Emniyette Değildir.

Haklı Olduğunda Mücadeleden Korkma. Bilesin Ki Atın Iyisine Doru, Yiğidin Iyisine Deli Derler.

Beni kɑrɑ toprɑktɑ değil, hɑkikɑti ɑnlɑmış insɑnlɑrın yüreklerinde ɑrɑyın!.ben de hɑlimce bedreddinem.

26 George Orwell Sözleri

Doğru sözler paylaşıldıkça doğru düşünceler artar, paylaşalım.

bir çocuğa en büyük acıları çektirmek onu kendisinden daha zengin çocukların gittiği - okula göndermektir.
*
- “Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.”*
*
- İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir.
*
İnsanın tekrar tekrar okuduğu, aklının demirbaşları arasında yerini alan ve hayata bakışını değiştiren kitaplar vardır;

- Oynadığımız bu oyunda, kazanmak söz konusu değil. Ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir..
*
*
Olumluyu olumsuza yeğlerim.bu oyunda kazanmak söz konusu değil.ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir.
*
- Belki de insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu.
*
- Önemli olan yaşamak değildir, başarmak hiç değildir. Önemli olan insan kalmayı bilmektir.
*
- Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.
*
- Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti.

27 Cemal Süreya Sözleri,

Biliyorum sana giden yollar kapalı! Üstelik sende hiçbir zaman sevmedin beni.

Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. Kırılan kalbini de öyle unutacaksın.

Uğraşmayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.

Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin.

Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde “ölüden değil, diriden kork” demişti. Zamanla anladım ki annem yine haklıydı.

Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.

Bir kağıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor. Çünkü, sensizlik kelimesi bile senle başlıyor.

Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara; geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın

Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz.

Acı çektikçe insan olgunlaşırmış.*Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.

Aslında ayrılıklar değil de, gidenin sevmediği halde ‘ seviyorum ‘ demesi en çok o koyuyor insana

Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.

Seni soruyorlar.*Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? imkânsız değil mi?* biliyorum; asla geri dönmezsin ve biliyorsun; sen benim için asla ölmezsin!

Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.

Küçükken aldığım dışı güzel, içi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin.

Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini.

Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi!

Sana seni seviyorum dediğim kadar, Anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim.

Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan.

Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası.

Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz

Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz.

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, ‘Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.

Annesinden dayak yediği halde, yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk.

Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona her şeyini verdin.

Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni.

Ertesi gün sana kavuşmayacağım için, uyumadığım geceler var benim.

Ben ne kadar öbür çiçekleri denesem. Seninki gül oluyor aralarında.

Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek.

Keşke birini tam kaybetmeden, ona olan tüm sevgimizi haykırabilsek.

Acı çektikçe insan olgunlaşırmış,*yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.

Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.

Dokunulmasa da, görülmese de; kalpte yer verilir bazısına, nedensiz

Oyuncağın kırıldı diye üzülme çocuk.*Büyüyünce kalbin paramparça olacak.

Evet, gün geliyor bıkıyorum senden, ama*İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey.

Sen yüzüne sürgün olduğum kadın, karanlık her sokaktaydın, gizli her köşedeydin..

Sana rastladığım gün susuzdum,*yalnızdım*bir çırpıda içtim gözlerini.

Gözleri göz değil gözistan
Bir odadan bir odaya geçiyor
Kapının birini açıp birini kapıyor.
*
Onların, yani sizin hayatınıza
Şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz
Şarkılar, yani barış yani gökyüzü

bazan burun buruna geldiğimiz köşe başlarında Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşürüyoruz

Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
Öyle sevdim ki seni Kuşlar gibi cıvıldar
Tattırdığın acılar

Özgürlüğün geldiği gün
O gün ölmek yasak

Ben nereye gittimse zulumlardı
açlıklardı kavgalardı gördüğüm

Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu
Namussuz bir çağ bu biliyorsun...
*
Ben hangi şehirdeysem
Yalnızlığın başkenti orası
*
*
Yüzüm kime dönük olursa olsun yüreğim hep sana dönük olacak…

Seni o kadar yakından görünce,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu.İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük..

*Yaşayanlar unutmuştu bizi ..
*Biz öldüğümüzle kalmıştık..
*

Sizin Hiç Babanız Öldü Mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum

Biliyorum Sana Giden...yollar kapalı
Üstelik Ne kadar yakın ve arada uçurum İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
*
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli
*
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
*
Bir mısra söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar kurşuna diziyorlar

Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil
*
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi