AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ak_Kelebek]

Genel Yayın Yönetmenliğini Ayşe Nilhan Aras'ın yaptığı Türkiye'nin en lezzetli dergisi Gastro, 50. sayısı ( Mayıs - Haziran) ile lezzet ve kültür ehli insanların damak ve gönül tadını mest etmek için bayilerde yerini aldı.
Gastro dergisinin kalitesini ve güzelliğini anlatmaya gerek yok. Ancak 50. sayıda okurlarlar dergiden daha güzel bir ekle karşılaşacaklar 50. Sayı özel albümü. Yurt sathında pek çok mekandan seçilmiş birbirinden güzel resimlerle süslenmiş mekanlar, portreler ve yemek yemek tarifleri ile Derginin ilk 49 sayısının bir özeti olarak hazırlanmış bu ek kitaplıklarda hoş bir yer tutacak.
Derginin 50. sayısı 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı için özel dosylara yer vermiş. Atatürk ve İstiklala Yolu mutfağı Nihal Aras tarafından hazırlanmış yaklaşık 40 sayfalık oldukça kapsamlı bir dosya. İnebolu'dan Ilgaz'a uzanan lezzet yolculuğunda yörenin kendine has yemekleri yer alıyor..
Nedim Gürsel'in İnebolu'dan Çankırı'ya Nazım Hikmet konulu çalışmasını yayınlayan Gastro Dergisinde aynı zamanda Atatürk ve İstiklal Yolu adını taşıyan 19 Mayıs Özel Albümü yayınlanıyor. Bu Albümde Kurtuluş Savaşı'ndan belki de daha önce hiç görmediğiniz pek çok tarihi fotoğrafa yer verilmiş,
Dergiden bu ay sizlere tadımlık olarak Turgut Özakman imzalı İstiklal Yolu (İnebolu-Ankara( başlıklı yazıyı seçtik. İstiklal harbinde ihtiyar kahramanlar ve kağnıların hakkını teslim eden yazıda yer alan resimlerden sizlere sunduğumuz resim Hamamcı Kadı Salih Reis adını taşıyor ve Kastamonu Valilği Kent tarihi Müzesi Nurettin Peker albümünde yer alıyor...

İSTİKLAL YOLU İnebolu - Ankara
Turgut Özakman'ın makalesi
Bu ünlü yol, İnebolu'dan başlar, Küre ve Ilgaz dağlarını aşar, Kastamonu ve Çankırı illerinden geçerek Ankara'ya ulaşır. Yol bugünkü gibi geniş, asfalt, turistik bir yol değil elbette. Toprak, daracık, uçurumlu, bataklıklı (Dömbelek ovası), eski bir kervan yolu. Kurtuluş savaşı ile birlikte büyük önem kazanır. Savaşın can damarı olur.
Neden?
Yenilgiyi kabul eden Osmanlı hükümeti Mondros Ateşkes anlaşması'nı imzalar. Mondros, tuzaklarla dolu bir adır. Başta İstanbul, Türkiye'nin bütün duyarlı önemli yerleri işgal edilir. Ordu dağıtılır. Silahları toplanır. Demiryollarına ve haberleşmeye el koyarlar, İstanbul yönetimi umudunu İngilizlerin merhametine acaktır.
Galipler son olarak da İzmir'i ve çevresini Yunanistan'a verir. 1919 yılının Mayıs ayında Yunan ordusu İzmir'e çıkar, yakıp yıkarak yayılır.
Halk çaresizlik içinde yüzünü İstanbul'a, yani devlete döner. Devlet acı içinde kıvranan halka, "Yunan ordusuna karşı durulmamasını" bildirir. İzmir Valisi -ve İngiliz casusu- Kambur İzzet, "Yunan ordusunun törenle karşılanmasını" isteyecektir.
Devletten umudunu kesen halk evini barkını, çoluğunu-çocuğunu, ırzını namusunu korumak için silaha sarılır. Küçük küçük cepheler, direnç noktaları oluşur. H. Suphi Tanrıöver'in anlatımıyla çoban ateşlerini birleştirip bir büyük yangına dönüştürecek bir başa gerek vardır.
M. Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 günü, Ordu Komutanı olarak Samsun'a çıktı. Görevi, bu bölgede asayişi sağlamaktı. Çanakkale kahramanı olarak tanınıyordu.
Milleti istiklal için savaşmaya çağırdı. Baş oldu, Milli Mücadele destanını başlattı.
Bütün depolar İstanbul'daydı. Toplanan silahlar, topların ateşleyici düzenekleri İstanbul'da birikiyordu. Savaş için bunlara ihtiyaç vardı.
Kendi malımızın hırsızı olduk.
İstanbul'da kurulan gizli örgütler, bu silahları, cephaneyi, araç ve gereçleri, birçok zorlukları yenerek çalmayı ve Anadolu'ya göndermeyi başardılar. Damla damla kurulan küçük donanmamızın gemicikleri de Sovyet yardımını Anadolu'ya taşımaya koyuldular. Başlıca liman İnebolu idi. İnebolu Anadolu'nun kapısı oldu. İnebolu'da biriken malzemenin Ankara'ya yetiştirilmesi gerekti. Kamyon ne gezer. At arabası pek az. Geriye binlerce yıllık kağnı kalıyor.
Köylerden yardım istendi. Köyler kağnı kollan oluşturup İnebolu'ya yollandılar. Kolları genç yaşlı hanımlar çekecek. Her kol, yüke göre, 20-200 kağnıdan oluşuyor. Yol karınca dizileri gibi dolu giden ve boş dönen kağnı kolları ile dolacak. Kolbaşı yaşlıca bir hanım oluyor. Erkekler silah altında. Kadınlarımız erkeklerin yokluğunda her işi yapıyorlardı. Harmanı onlar kaldırıyor, Anadolu'yu onlar doyuruyorlardı. Orduya silah, mermi yetiştirmeyi de üstlerine aldılar.
Yardımcı olmak, devreye girmek üzere yol üzerindeki köylerde, kasabalarda da kağnı kolları oluşturulmuştur. Bu kollar karda kışta, tipide doluda, fırtınada boranda, yazın kavurucu sıcağında, İnebolu'ya indirilen herşeyi durmaksızın, bu uçurumlu yoldan Ankara'ya taşımışlardır. Yolda doğum yapanlar oluyordu. Çocuğa "Zafer" adı veriliyordu.
Kağnı kolları İnebolu'dan Ankara'ya 7 günde ulaşmaktaydılar. Son olarak Ankara yakınındaki Ravlı köyünde geceler, sabah Ankara'ya gelirlerdi.
Ankara girişinde Sarı Kışla vardı.
Getirilen herşey önce oraya indiriliyor, oradan, duruma göre ilgili birimlere dağıtılıyor, yollanıyordu. Yolcular da bu yoldan Ankara'ya ulaşıyorlardı. İstiklal Yolu'nun üzerinde hanlar, mola yerleri vardı. Önemli yolculara şehirlerde evler açılıyor ve ağırlanıyorlardı. Anadolu o ölüm kalım günlerinde bile konukseverliğini korumuştur.
Kağnı kolları silah doluydu. Kadınlara emanetti bunlar. Onun için kağnı kollarındaki kadınlar hanlarda yatmaz, kağnılarını birbirlerine yaklaştırıp bir öbek olur ve kağnılarının -yani emanet silahların ve mermilerin- başında kalırlardı.
Bu mübarek, yurtsever, özverili kadınların destanı henüz yazılmamıştır.
Sakarya zaferinde, Büyük Zafer'de, Cumhuriyet'te bu ninelenimizin payı büyüktür. Keşke her yere ninelerimize saygı ve minnetimizi gösteren vefa anıtları dikebilsek.
Not: Derginin yeni ve eski sayısının içeriğini pdf olarak indirebilmek için

bu linki kullanabilirsiniz

(Haber 7)

[Fatih15]

Ellerinize sağlık çok teşekkürler.