![]() |
#11 |
![]() 1. Kâfirlerle İlişki ve Onlara Mağfiret Dilemek :
Bu ayeti kerime, hayatta olanlarıyla, ölmüşleriyle kâfirlerle dostluk ilişkilerinin kesilmesi gereğini ihtiva etmektedir. Çünkü Yüce Allah, mü’minlere, müşrikler için mağfiret dileme hakkını vermemektedir. Buna göre müşrik bir kimseye mağfiret talebinde bulunmak caiz olmayan şeylerdendir. Denilse ki: Rasulullah’ın (s.a.v.) Uhud günü küçük azı dişini kırıp yüzünü yaraladıkları esnada “Allah’ım, kavmime mağfiret buyur. Çünkü onlar bilmiyorlar” demiştir. Peki, Rasulullah’ın (s.a.v.) bu yaptıklarıyla yüce Allah’ın Rasulüne ve mü’minlere, müşriklere mağfiret istemelerini yasaklamasını bir arada nasıl bağdaştıracağız? Böyle diyenlere şöyle ceap verilir: Rasulullah’ın (s.a.v.) söylediği nakledilen bu söz, kendisinden önce geçen peygamberlerden bir nakil şeklindedir. Buna delil de Müslim’in, Abdullah b. Mesud’dan şöyle dediğine dair riayetidir. Ben, Rasulullah’a (s.a.v.) kavmi tarafından kendisine vurulup da yüzünden kanları silerken ve bu arada: “Rabbim, kavmime mağfiret buyur. Çünkü onlar bilmiyorlar” diyen bir peygamberin durumunu naklederken onu görür gibiyim.”[1] Buhari’de de şöyle denilmektedir: Rasulullah (s.a.v.) kendisinden önce kavmi tarafından başı yaralanmış bir peygamberden sözetti. Rasulullah (s.a.v.) onun haberini anlatmaya koyuldu ve onun: “Allah’ım, kavmime mağfiret buyur, çünkü onlar bilmiyorlar.” dediğini nakletti.[2] Derim ki: İşte bu, Hz. Peygamber’in kendisinden önceki peygamberlerden birisini anlattığı hususunda açık bir ifadedir. Yoksa bazılarının zannettiği gibi bunu Rasulullah (s.a.v.) kendi durumunu anlatmak için zikretmiş değildir. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır. İleride, yüce Allah’ın izniyle Hud Suresinde[3] açıklaması da geleceği üzere, Hz. Peygamberin hakkında bu olayı zikrettiği kişi, Nuh (a.s.)’dır. Ayet-i kerimede geçen mağfiret dilemek ile cenaze namazının kastedildiği de söylenmiştir. Bir ilim adamı şöyle demiştir. Zinadan hamile kalmış Habeşli bir kadın dahi olsa, kıble ehlinden herhangi bir kimsenin cenaze namazını terketmem. Çünkü ben Yüce Allah’ın “Müşriklere, Peygamberin de mü’minlerin de mağfiret dilemeleri olur şey değildir.” buyruğu ile müşrikler dışında herhangi bir kimseye duayı (ve cenaze namazını kılmayı) yasakladığını duymuş değilim. Ata b. Ebi Rebah der ki: “Müşriklere dua etmeyi yasaklayan ayet-i kerime ve burada mağfiret dilemeyi yasaklayan ayet-i kerime ile kastedilen şey (cenaze) namazıdır. Üçüncü bir cevap da şöyledir: Hayatta bulunanlara mağfiret dilemek caizdir. Çünkü onların iman etmeleri umulur. Güzel sözlerle onların kalplerini ısındırmak ve dine girmeye onları şevklendirmek mümkündür. Pek çok ilim adamı da şöyle demektedir: Kişinin hayattabulundukları sürece, kâfir anne ve babasına dua etmesinde, onlar için mağfiret dilemesinde bir mahzur yoktur. Ancak ölenden ümit tamamıyla kesilmiş olduğundan ona dua edilmez. İbn Abbas der ki: “Müslümanlar ölmüşlerine mağfiret diliyorlardı. Bunun üzerine bu ayeti kerime nazil oldu, bu sefer onlara mağfiret dilemekten uzak tutuldular. Ancak ölecekleri vakte kadar hayatta olanlar için mağfiret dilemelerini de yasaklamadı.[4] -------------------------------------------------------------------------------- [1] Buhari, Enbiya: 54; İstitabetü’l-Mürteddin: 5; Müslim, Cihad: 105; İbn Mace, Fiten: 23; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/380, 427, 432, 441. [2] Buhari, Enbiya: 54; İstitabetü’l-Mürteddin: 5; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/453, 456-457. [3] Bkz. Hud, 11/44. ayetin tefsirinde. [4] Kurtubi, Camiu li Ahkâmi’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 8/422-423. |
|
![]() |
![]() |