![]() |
#11 |
![]() 1. Hz. Ömer r.a ve Haceri’l-Esved
Hz. Ömer bir haccında Hâcerü'l esved'e yaklaşıp öpmüş ve şöyle demişti: "Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve faydası olmayan bir taş parçasısın. Eğer Rasûlullah öpmemiş olsaydı seni asla öpmezdim"[1] demiştir. Bunun üzerine, Hz.Ali (r.a) ona, "Fayda ve zarar vermeyeceğini kim demiş. O zarar da verir, fayda da verir. Çünkü Allah Teâlâ, Hz.Âdem as.'ın zürriyetinden misâk (söz) alınca, bu misâkı beyaz bir kağıda yazdı ve o gün Hacer-i Esved'in bulunduğu rüknün (köşenin), bir dili, iki dudağı ve iki gözü vardı. Cenâb-ı Hak, "Ağzını aç" dedi ve bu kağıdı ağzına koydu, "Kıyamete kadar sana, yani bu misâka vefa göstereceklerin, buna karşılık Allah'dan vefa bulacaklarına şahid ol" dedi. Bunun üzerine Hz.Ömer r.a, "Ey Hasan'ın Babası, senin içlerinde yer almadığın bir toplumda ben de bulunmam" dedi.[2] Hz. Ömer puta tapıcılıktan yeni kurtulmuş bir toplumun, bir taşın öpülmesini gördüğü an küllenmiş duygularının yeniden kabarmasından endişe ederek böyle bir açıklamayı gerekli görmüştü. Batılıların iddia ettikleri gibi Hâcerü'l-Esved'i öpmek puta tapıcı Araplardan müslümanlara geçen bir miras değil bir saygı ifadesidir. Hz. Peygamber'in sünnetine uymadır.[3] Hz. Ömer Haceri’l-Esved’i istilam ederken şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Sen ne bir fayda ve ne de zarar veren bir taşsın, Allah Resulü (s.a.s.)’in seni öptüğünü görmemiş olsaydım ben de seni öpmezdim.“[4] Neden Hz. Ömer Haceri’l-Esved taşı için bunları söyledi, O’nu endişelendiren durum neydi? Taş olduğunu bilmeyen mi vardı? Taberi Hz. Ömer’in bu hareketi cahiliyede bir takım insanlar buna tapıyorlardı. Bazı insanların tekrar cehalete düşüp bunu putlaştırabileceklerinden endişe ederek, buna hiç kimsenin tapmaması için faydasız ve zararsız bir taş olduğuna vurgu yaparak, öpmesi peygambere olan bağımlılığın ve hidayetin ona tabi ve itaat etmede olduğunu göstermiştir. Haceri’l-Esvedi selamlama veya öpme Hz. Peygamberin fiili sünnetine tabi olmaktır.[5] Veda tavafı bittikten sonra, Hz. Peygamber (s.a.s)’in yaptığı gibi makam-ı İbrahim’de iki rekat tavaf sünneti kılınır, sonra da Mültezem’de (Haceri’l-Esved ile kapı arasında bulunan yerdir) durması ve onu iltizam etmesi müstehaptır. Bu da göğsünü ve yüzünü ona yapıştırmak ve sağ elini kapı tarafına, son elini de Haceri’l-Esved yönüne koymakla ve Allah’a dua etmekle olur.[6] Şu duanın okunması müstehap olur: “Allah’ım! Bu senin Beytindir, Emin belden mübarek evindir, Ben ise abdin ve abdin oğluyum. Bana nice nimetler verdin, gereği gibi hamd edemedim, Çok kusur ve günahlar işledim, Huzuruna gelecek bir yüzüm, beni haklı çıkaracak hiçbir mazuratım yok benim, Yarattıklarında emrime verdiğin şey üzerinde beni taşıdın. Beni tayyibe beldelerinde gezdirdin. Son olarak da beni Beyti’l-Kerimine ulaştırdın. Hac ibadetlerimi yerine getirme hususunda bana yar ve yardımcı oldun. Eğer benden razı isen rızanı arttır. Aksi halde evim evinden, uzaklaşmadan önce bana ihsanda bulun. Eğer izin verirsen şimdi benim dönme vaktimdir. Senden ve evinden vazgeçmiyor, yüz çevirmiyorum. Rabb’im bedenimi götürsem bile gönlümü burada bırak, Allah’ım! Bedenimi afiyet, cismimi sıhhat, dinimi masumiyet ve dönüşümü de güzellik üzere kıl. Beni yaşattığın sürece ve ebediyyen itaatinden ayırma. Bana dünyanın ve ahiretin hayrını ihsan et. Şüphesiz, sen her şeye kadirsin, Kerimsin, tevbe edenlerin tevbesini kabul edensin, Rahmetin gazabından çoktur, Sen bize rahmet ve merhametinle muamele et.”[7] -------------------------------------------------------------------------------- [1] Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, VI, 108-109. [2] Fahruddin Er-Râzi, Tefsîr-i Kebîr Mefâtihu'l-Gayb:c. 23 s.245. [3] Şamil, İslam Ansiklopedisi, Hâcerul Esved Maddesi, c.2; Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi c.14 s.434. [4] Buha ri, Sahih, Kitabu’l-Hac, 50, 1597; İmam Malik, Muvatta, Hadis no: 54, s. 342. [5] İbn Hacer Askalani, Fethu’l-Bari Şerhi’l-Sahihi Buhari, III/463. [6] Zuhayli, IV/32. [7] a.e.,a.y. |
|
![]() |
![]() |