AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 05-09-2009, 08:59   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Standart Efsanenin ölümü
Hasan Cemal’in olağanüstü röportajıyla yeniden gündeme gelen Kürt Sorunu... Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar’a konuşan ve ‘Ergenekon mağduru olduğunu’ söyleyen eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın açıklamaları...


Azalarak da olsa daralmaya devam eden sanayi üretimi...

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Danıştay davasıyla Ergenekon davasının birleştirilmesine ilişkin kararı...

Anayasa Mahkeme’sinin, 2B Arazilerinin Satışını Öngören Kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini esastan görüşmeye başlayacak olması...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ve Azerbaycan devlet başkanlarıyla yaptığı görüşmeler ertesinde başlayan Prag’daki enerji toplantısı...

Ve kanamaya devam eden Mardin’deki katliam...

* * *

Türkiye’nin sosyoekonomik yapısını yansıtan dünkü tabloya bir adım daha geri çekilerek bakınca...

Doğrusu...

Hiçbirimizin içine sinmeyecek ‘geri ve ilkel’ bir durum ortaya çıkıyor...

Kürt Sorunu...

Ergenekon...

Askeri vesayet...

Bilgeköy gerçeği...

Sanıyorum bu ‘geri ve ilkel’ durum, ‘cumhuriyet modernleşmesinin’ iflasını sergilemekte...

* * *

Günün farklı ırmaklardan akışını izlerken...

Mardin’in Mazıdağ ilçesi, Bilgeköyü ile katliam detaylarına da kulak kabarttım.

Oradaki bir ayrıntı bana, sanki ‘Kemalist modernleşme efsanesinin’ ölüm ilanı gibi geldi.

AB projesi belki de bu nedenle, hiçbir zaman olmadığı kadar önem kazanmakta...

Cumhuriyet projesinin iflas ettiği noktada çok daha modern ve ‘insan odaklı’ bu yeni anlayışı devreye sokmamak, toplumsal zafiyeti tartışmasız bir biçimde arttıracak...

* * *

‘Ölüm ilanı’ gibi algıladığım haberin detayına gelmeden önce...

Bazı bilgileri hatırlatmakta yarar var:

Taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyerek...

Hukuki durumlarını saptamak için yapılan işlemlerin tümüne kadastro deniyor...

Diğer bir deyişle, bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi.

Zaten, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun birinci maddesi de ‘bu kanunun amacı, memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek ve bu suretle Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmaktır’ der.

Kısacası, tapu ve kadastro yok ise, devletin varlığından, hukuksal bir anlayıştan da söz edilemez.

* * *

Peki, ‘tapu ve kadastro’ Bilgeköy’e ne zaman gelmiş?

Katliamın ‘nedenlerini’ kurcalayan şu haberi beraberce okuyalım:

‘Ancak asıl infial, yaz aylarında köye kadastronun gelmesiyle çıkıyor.

Anlatılana göre; Çelebilerin büyük ailesi (saldırıya uğrayanlar), 1985’te köyden ayrılan altı aile ile anlaşma yapmak istiyor.

Ancak küçük nüfuslu aile (saldırıyı gerçekleştirenler) buna karşı çıkarak, ‘kadastroya toprakların bizim olduğunu söyleyelim’ diyor.

Ancak hem eski muhtar Cemil Çelebi hem de yeni muhtar Mehmet Çelebi, bu formülü reddediyorlar.

Bunun üzerine, küçük Çelebi ailesinin lideri Mehmet Çelebi, -ki katliam emrini onun verdiği iddia ediliyor- ‘biz bu topraklar için kan verdik; babam Şeyho öldü, toprak bizim hakkımız’ diyor.

Karşı taraf ise ‘cansa, biz de altı canımızı verdik’ diye yanıt veriyor ve ortam geriliyor. Cemil Çelebi’nin kızı Sevgi Çelebi’yi köyden ayrılan ailelerden birinin oğluyla evlendirmek üzere harekete geçmesi ise belki de diğer ailenin tepkisini çekiyor.

Çünkü anlatılanlara göre; her iki aile de köyde asıl toprak sahibi değil. Çelebi ailesinin büyük kolu, köyden ayrılan ailelerden biriyle akraba olması, muhtemel kadastro pazarlıklarını daha zor bir hale getirecek.’

* * *

Cumhuriyet ne zaman kuruldu?

1923...

Hangi yıldayız?

2009 yılında...

Ve Mardin köylerinde hala, mülkiyet hakkını devlet güvencesine alacak olan ‘tapu ve kadastro’ yok...

Taraflar, hukuk düzeni olmadığı için, kendilerinin olmayan toprakları paylaşmak için, vahşice birbirlerini paralamakta...

* * *

Günün geri ve ilkel görüntüsü...

Bir modernleşme efsanesinin ölümü ile birlikte...

2009 yılında ‘mülkiyet hakkının’ da henüz yerleşmediğini gösteriyordu...

Mülkiyet hukuku yok, onun yerine ‘korucu’ vahşetinin kanlı toprak avantacılığı var.

Bence, dünkü onca haberden oluşan görüntüleri çerçeveleyen ‘gündemin özü’ de buydu...


Mehmet ALTAN - star

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi