![]() |
#1 |
![]() ![]() Ne zaman akşam olsa dağlı bir çiçek ve yaralı bir kelebek gelip hüznünü döker sancılı yüreğimin üstüne Sonbahar rüzgarları eser yaralarımda ömrümün hazan defterinden yıldızlar kayar buğulu gözlerimde dağ dağ duman, boğazımda düğüm, başımda gam yanık türkülerle hicranını dağlar sinem alıp götürür hasretimi uzak diyarlara Ben ki, yolunu yitirmiş seyyah, yükü ezgili ah veda istasyonlarında titreyen en acılı gözyaşıyım hangi yana dönsem ihanet hangi yöne gitsem acılar keser önümü oy sevdasına, gadasına yandığım hayat hangi uçurum kaderim benim, hangi dağbaşıyım hangi uçurumun başında gözyaşıyım de bana Ben ki, hicran ağlarında bülbül, hazan bağlarında gözü yaşlı gülüm ah çeken bir anne'nin gözlerinde mendil bütün mevsimlere ağlayan eylül'üm Karlar yağdı gönül şehrime rengini terk eden solgun gül gibi kaldı ömrüm cemrenin toprağa vurduğu, gülün yaprağa durduğu zaman geçti çoktan sızılı bir bedendir artık yaşamak ateşin koruna, gülün dikenine değdi elim Ben ki, her kuyuda bin Yusuf her hasrette bir Züleyha'ya yangınım her sahrada bir Mecnun her çölde bir Leyla'ya dargınım Kırık - dökük hayallere sarıp umutlarımı , uçurumlara yuvarladım geceler boyu çıkışı olmayan kuyulara savurdu beni rüzgarlar bütün iklimlerin bulutları gözlerimde birikti de düşmedi bir damla çağlayanlara ........ Nuri Can
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|