AK Gençliğin Buluşma Noktası

Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-29-2010, 10:48   #1
Kullanıcı Adı
hipermuhafazakar
Standart AK Parti gelmeden önce 2002 yılında intihar oranları çok yükselmişti
8 yıl geriye dönüp bir bakalım o zamanlar Türkiye ne haldeydi MHP-DSP-ANAP-Sezer zamanında. Şu haber batmışlığın boyutlarını çok net gösteriyor bence

----------------------------------------

Ekonomik bunalım, intihara sürüklüyor


Ekonomik krizle birlikte intihar oranlarında artış yaşanırken, özellikle sorunlarını paylaşamayan gençler ve kadınlar intiharı seçiyor.
İntihar olaylarında son günlerde büyük bir artış yaşanıyor. Dün İstanbul, Adana, Bilecik ve Kayseri’de 7 ayrı intihar olayı yaşanırken, bu sayı son 15 günde 63’e çıktı. 17 intihar girişiminde ölümler son anda önlendi. Türkiye’de son beş yılda 10 binin üzerinde intihar girişiminin 2 bin 500’e yakını ölümle sonuçlandı. Uzmanlara göre, ekonomik ve sosyal bunalım sebebiyle artan intihar olaylarına müdahale edilmezse, Türkiye daha büyük sorunlar yaşayacak. Ciddi bir artış gösteren intihar olayları, Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi Lara Falay (16)’ın geçen salı günü ölümüyle yeniden kamuoyunun gündemine oturdu.
Dün İstanbul’da 3 ayrı intihar olayı yaşandı. 44 yaşındaki telefon tamircisi Muhammet Gönül Kırmaz, kolej öğrencisi genç kız Lara gibi İstanbul Boğaz Köprüsü’nden atlayarak ölümü seçti. Fuat Ulutaş (30) adlı kişi ise Fikirtepe’de 4 katlı bir binanın üst katında, kendini iple asarak yaşamına son verdi. Kanarya Mahallesi’nde oturan 1 çocuk annesi Sevgi Şahin (32) ise kendini yatak odasının tavanına asmış olarak bulundu. Adana’da ise dün iki kişi intihar etti. Bağ–Kur emeklisi Süleyman Demir (50) evde eşi ve kızının olmadığı bir saatte kendini evinin tavanına asarak intihar etti. Evli ve 1 çocuk annesi Yeliz Özkale (21) ise misafirliğe gittiği kayınvalidesinin 3. kattaki evinin balkonundan atladı. Yeliz Özkale, olay yerinde öldü. Bilecik Gar Müdürü Yüksel Özkır (42) da kendini iple evinin tavanına asarak canına kıydı. Kayseri’de ise, küçük yaştaki kıza sarkıntılık ettiği iddiasıyla cezaevinde bulunan Selahattin Kuytak (56), soba demirini ısıtıp karnına saplayarak intihar etti.
İntihar olayları daha çok gençler ve kadınlar üzerinde yoğunlaşıyor. Psikiyatrist Nihat Kaya’nın tespitlerine göre, gençliği bunalıma iten en temel sebep, bireylerin geleceğini belirsiz görmeleri. Ekonomik ve sosyal baskılarla yoğunlaşan bu karamsar havada tutunacak dallar arayan gençler, çoğu zaman duygularını geçici olarak tatmin eden fantezilerle vakit geçiriyor. ‘Hayatın anlamını’ sorgulamaya başladıklarında ise; ailenin, toplumun, okulun gencin bu sorularına cevap verememesi intihar riskini beraberinde getiriyor. Çözülemeyen sorunlar, hayatın baharındaki birçok genci intiharla baş başa bırakıyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nın araştırmasına göre Türkiye’deki tüm intihar girişimlerinin yüzde 35’ini 15–24 yaş grubu oluşturuyor. İntihar eğilimi, 15–19 yaş arası erkeklerde 100 binde 18, kızlarda ise 100 binde 4,4. Araştırma, gençlerde intihar için en önemli risk etmenlerinin ailedeki başka intiharın varlığı, belirgin depresyon, ölüm düşüncesi ile fazla uğraşma, eleştiriye aşırı duyarlılık, iletişim eksikliği, mükemmeliyetçilik ve yüksek standartlara sahip olma duyguları olduğunu ortaya koyuyor.
İntihar olaylarını önlemek amacıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde hizmet veren Alo 182 Danışma Hattı’na gelen telefonların yüzde 70’i kadınlardan. Psikolojik sorunları olan ve intihara eğilimli insanların aradığı 182 telefonları günde ortalama 40 defa aranıyor. Ruhsal Bunalım Danışma Hattı Psikoloğu Kemal Yerlikaya, insanların 182’ye her an ulaşabileceklerini söylüyor. Yerlikaya, boşanmak isteyen eşlerden, sınavlarda başarısız olan öğrencilere ve intiharı göze almış insanlara kadar geniş bir yelpazede insanları psikolojik danışmanlık hizmeti verdiklerini anlatıyor. Yerlikaya’nın tespitlerine göre özellikle kadınların psikolojik sorunlarını telefonla aktarma gereği hissetmesi olumlu; ancak sonu intiharlara kadar giden bu sorunları doktor yardımıyla aşmamak toplumsal bir hastalık hali. Kadınlar içine kapalı toplum yapılarında eşine, babasına sorununu anlatamıyor. Kadınların çoğu ‘sorununu eşinin ya da babasının anlamayacağını’ söylüyor. Korku, kadınları doktorlara gitmek yerine telefona yöneltiyor. Hattı en çok arayan kadınların İstanbul varoşlarından ve Anadolu’nun kırsal kesimlerinden olması dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Hayrettin Karaman, insanların çalışmak, üretmek ve tefekkür gibi hayatını anlamlı kılan duyguları tatmin edilmediğinde manevi bir boşluk hali yaşadıklarını, hayatın ise bu boşluğu kabul etmediğini söylüyor. Karaman, kendilerini mistik akımlara kaptırarak intihar eden gençlerin bu boşluğu doldurmak için sanal dünyalara kaçtığını vurguluyor. Karaman şöyle diyor: “Ahlak, sanat ve din boşluğu doldurulamaz. Ülkemizde din ve ahlak eğitim ve öğretimi tam manasıyla yapılmıyor. Bunların eksikliğinden kaynaklanan bunalımlar intihara götürüyor. İnsanlar hayvanlar gibi değiller ki önlerine etini, otunu koyduğunuzda, mutlu olsunlar. Hayvanda akıl, estetik zevk, duygu ve ahlak yoktur.”
Hastanelerin acil servis kayıtları ‘gençlik intiharlarında patlama yaşandığını’ doğruluyor. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) rakamları 1980 yılında 750 olan intihar olaylarının, 1985'te bin 603’e yükselmiş olduğunu ve bu rakamın yüzde 40’a varan bölümünü 15–24 yaş gruplarındaki gençlerin oluşturduğunu gösteriyordu. Yine DİE’nin istatistiklerine göre son sekiz yılda üniversite mezunu gençler arasında intihar eğilimi yüzde 47’lik artış göstermiş. Ne var ki istatistikler bu ciddi problemin boyutunu ortaya koymakta oldukça yetersiz kalıyor. Toplumda intiharın bir ‘kara leke’ olarak algılanması; ailelerin bu tür olayları adli makamlara bildirmemesi ya da ‘zehirlenme’ gibi çarpıtılarak aktarması sonucunu doğuruyor; böylece, özellikle ölümle bitmeyen teşebbüslerin birçoğu kayıtları girmiyor.



http://arsiv.zaman.com.tr/2002/01/19/haberler/h3.htm

 

hipermuhafazakar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-29-2010, 10:55   #2
Kullanıcı Adı
.:Ay_Yıldız:.
Standart
Herkes 2009'daki krizden bahsediyor bunu hükümetin başarısızlığı olarak görüyor,ama kimse İtalya'nın Fransa'nın halini görmüyor,görmek istemiyor. Ki bu kriz dış kaynaklıydı. En az hasarla atlatıyoruz.

2002ye kadar süren krizden niye kimse bahsetmiyor? Türkiye kaynaklı birilerinin binlerce kişiyi hortumlayıp kaçtığı kriz o dönem ki hükümetlerin başarısı mıydı (!)
.:Ay_Yıldız:. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-29-2010, 10:55   #3
Kullanıcı Adı
.:Ay_Yıldız:.
Standart
Herkes 2009'daki krizden bahsediyor bunu hükümetin başarısızlığı olarak görüyor,ama kimse İtalya'nın Fransa'nın halini görmüyor,görmek istemiyor. Ki bu kriz dış kaynaklıydı. En az hasarla atlatıyoruz.

2002ye kadar süren krizden niye kimse bahsetmiyor? Türkiye kaynaklı birilerinin binlerce kişiyi hortumlayıp kaçtığı kriz o dönem ki hükümetlerin başarısı mıydı (!)
.:Ay_Yıldız:. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-29-2010, 11:04   #4
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart
Allah önce sabır,sonra akıl fikir versin bu yolu seçenlere.
Çözüm olsaydı,şuan ülkenin nufus sayısı çok az olurdu eminim.

REKLAMLAR
Diğer ülkeleri takip etmek isteyen varsa TRT-TÜRK adlı kanalı izlesin.
Çok kaliteli kanal ve diğer ülkelerle ilgili çok kaliteli haberler yapıyorlar.
Başka kanallada bulamayacağınız bilgiler veriliyor.
Farnsayı gösteriyorlar çöp olayı yüzünden çıkan olayları.
Ama göstermiyorlar avrupa nasıl yanıyor kriz yüzünden.
TRT-TÜRK göösteriyor en ufak ayrıntısına kadar.
Tüm kıtalardan haberlerde sunuluyor elbet.
Reklamlar bitti,şimdi haberler
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




çarşamba çilingir webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım