Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.
Rum suresi 31. ve 32. ayet
“Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. Karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!”
meryem suresi 5. ve 6. ayet
Genede çok fazla bişi bilmeden emin konuşmak istemiyorum ama Malesef yukarıdaki ayetlerden namaz kılmamanın allaha şirk koşmak ile ilişkisini kuramadım. Tabikide Namaz kuran-ı kerime göre farzdır.
Ben namaz kılmamak şirktir demedim...
namaz kılmamak şirke en yakın günahtır dedim...
Yalnız O'na yönelin ve O'ndan korkun; namazı kılın ve Allah'a ortak koşanlardan olmayın.
rum 31
Allaha yönelmeyi emredip,Allaha şirk koşmamayı emrediyor ayet kardeşim...
ve araya namazı koymuş Allah...
Eğer sizin mantığınızla bu ayete yaklaşırsak namazı bu ayetten çıkardığımızda(haşa) ayetin manası değişmeyecek...
Allaha uyun,şirkten kaçının mesajı yeter,artardı bize ama bu kadar mühim bir mesajın arasında Allah namazınızı kılın diye ekliyor...
o verdiğin ayeti ise ben vermedim...
benim verdiğim ayet Bunların yerine namazı umursamayan ve ihtiraslarına tutsak olmuş kuşaklar geçti. Bu kuşaklar sapıklıklarının cezasına çarpılacaklardır.
meryem suresi 59
mesela mearic suresinin şu ayetlerine bakarmısın...
müslümanın karakteristik özelliğine namazı koyuyor...
19- Doğrusu insan hırslı ve huysuz yaratılmıştır.
20- Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.
21- Kendisine hayır dokundu mu yoksullara yardım etmez..
22- Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.
23- Onlar ki: Namazlarını sürekli kılarlar aksatmazlar.
24- Mallarında belli bir hisse vardır.
25- Saile ve mahruma .
26- Ceza gününü tasdik ederler.
27- Rabblerinin azabından korkarlar.
28- Çünkü Rabblerinin azabına güven olmaz.
29- Irzlarını korurlar.
30- Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan cariyelere karşı korumazlar. Bundan ötürü de onlar kınanmazlar.
31- Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.
32- Emanetlerini ve ahidlerini gözetirler.
33-Şahidliklerini yaparlar.
34- Namazlarım korurlar.
35- İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar.
Namaz, islamın şartı ve imanın 'belirtisi olmasının yanısıra, Allah'la iletişim kurmanın, bu sonsuz kaynaktan güç almanın aracıdır. Rabblık ve kulluk makamlarının açık ve belirgin olarak birbirlerinden kesin çizgilerle àyrıldığı katışıksız kulluğun görüntüsüdür. "Onlar ki, namazlarına devam ederler." ayeti ile özellikle vurgulanan süreklilik niteliği, istikrar ve devamlılık ifade etmektedir. Şu halde onların kıldığı namaz, terk etmek, ihmal etmek veya tembellik göstermekle kesintiye uğramaz. Namaz, Allah'la kurulan kesintisiz bir iletişimdir, sürekli bir bağdır. Peygamber Efendimiz bir ibadete başladığı zaman artık devamlı o ibadeti yapardı. Şöyle diyordu Peygamberimiz: "Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa sürekli olanıdır." (Altı sahih hadis kitabında yer alan bu hadis Hz. Aişe`den rivayet edilmiştir.) Kuşkusuz vurgulanmak istenen kararlılık, istikrar ve Allah'la iletişim halini kesintisiz sürdürmedir. Bu iletişimin saygınlığına da bu yaraşır zaten. Çünkü bu iletişim, istendiğinde kurulan, istendiğinde koparılan bir oyuncak değildir.
34.ayeti ise şöyle tefsir ediyor:
Alıntı:
Bu, başlangıçta vurgulanan namaza devam etmekten ayrı bir sıfattır. Bu sıfat, namazları vaktinde, farzını, sünnetini gözeterek, şekil ve ruhuna bağlı kalarak kılmakla gerçekleşir. İhmal ederek veya tembellik göstererek namazlarını kaçırmazlar. Normal şeklini gözetmeden kılmak suretiyle de namazlarını kaçırmazlar. Hem başta hem de sonda namazdan sözedilmesi namazın önemine ve namaza gösterilen özene bir işaret niteliğindedir. Bununla müminlerin karakteristik özellikleri son buluyor.
Ayetlerin akışının geldiği bu noktada, insanlar arasında yer alan bu grubun akıbeti açıklanıyor. Nitekim bundan önce de öteki grubun akıbeti açıklanmıştı: "İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar."
Alıntı:
Tabikide Namaz kuran-ı kerime göre farzdır
E daha ne kardeşim ?
Farzın tanımını ve hükmünü bilen bir insan daha ne arar ?
Konu İntifada tarafından (03-01-2012 Saat 02:13 ) değiştirilmiştir..