Sakın tepemizden vurmasınlar!



Uyarı geldi: Aşşağı değil, yukarı bakın...





Geçen Hafta, çok şaşırtıcı bir haber yayınlandı: İngiliz Times gazetesi, Suudi Arabistan'ın İran'a olası bir saldırı halinde İsrail'e hava sahasını kullanması için izin verdiğini ileri sürdü. (Bkz: Suudi Arabistan izin verdi mi?) Herhangi bir Arap ülkesinin İsrail savaş uçaklarına hava sahahasını açması neredeyse imkansızmış gibi düşünülürken, söz konusu Sünni-Şii çekişmesi ve İran olunca, analistler bu habere pek de şaşırmadıklarını dile getirdiler. Tabii ertesi gün Suudi Arabsitan'dan habere yalanlama geldi.
Bu haber üzerinde düşünmekte fayda var. Öncelikle o bilgi nasıl ortaya çıkmış, bir bakalım:
Haber, kimliği bilinmeyen ABD'li askeri bir kaynağa dayandırılmış. Suudi Arap kaynaklardan da teyit edilmiş, İngiliz Times gazetesi tarafından. İki olasılık var:
1) Haber doğru. ABD'li kaynak her şeyi açıkladı, Suudi kaynaklar da onayladı. O zaman soru şu: İsrail ve ABD bu haber sızmasına nasıl izin verebildi?
2) Haber çarpıtma.
Birinci durumda yapabilecek çok bir şey yok. Belki kaynakların kişisel sebeplerinden, belki de Times'ın gazetecilik başarısı, bu plan ortaya çıktı.
Peki ya ikinci olasılık söz konusu ise? Yani ortada bir aldatmaca varsa? Herkesin dikkati Arap Yarımadasına odaklanmışken, İsrail başka bir yerde saldırı hazırlığına girişiyor olabilir mi? Peki ama nerede?
Haritaya bakacak olursak, İsrail'in İran'a olası bir saldırıda izin alarak kullanabileceği hemen hemen hiçbir hava sahası yok. Türkiye dahil. Başbakan Erdoğan'ın, 'Mavi Marmara' katliamı olmadan çok önce söylediği sözleri hatırlayın. Başbakan Erdoğan, İsrail’in, İran’a keşif operasyonları amacıyla Türk hava sahasına girmesi halinde, İsrail’e “deprem”e benzer bir tepki verileceği uyarısını yapmıştı.
Mavi Marmara katliamından sonra Türkiye'nin haritadan çıktığı tescillendiğine göre, geriye İsrail için nereleri kalıyor?



Kanada bazlı, Global Research adlı düşünce kuruluşundan araştırmacı Gordon Duff diyor ki: Haritada yukarı bakın.
Kafkasya'ya.
Gürcistan'a.
Neden Gürcistan? Rusya ile savaştan sonra bildiğiniz üzere bu ülkeye ABD'nin yoğun askeri desteği oldu-oluyor. Karadeniz'e çıkan Amerikan donanması gemilerinin varlığı, Rusya'yı hayli sıkıntıya sokmuştu. Rusya, ABD'nin Karadeniz'i Amerikan denizi haline getirmeye çalıştığından şikayet etmişti. İşte iddia o ki, Gürcistan'a ABD desteği ile birlikte İsrail'e bölgede askeri yığınak yapma imkanı sağlandı. Böylece, Mavi Marmara'dan çok önce Türkiye'nin kendi topraklarından bir saldırıya izin vermeyeceğini düşünen İsrail, en azından Türk hava sahasını kullanarak, Gürcistan'a yığınak yapma imkanı buldu.
Türkiye ile 'Mavi Marmara' katliamı sonrası ilişkilerin iyice bozulması, İsrail'e olası bir İran saldırısı için Kafkasya'yı neredeyse zorunlu kılıyor. Azerbaycan da bu alana dahil. O yüzden İsrail'in Kafkas planına dikkat etmekte fayda var. (Tabii İsrail, Türkiye veya başka Arap ülkelerinin hava sahalarını haber vermeden kullanmayı planlamıyorsa.)
www.iyibilgi.com özel

'İsrail Suudi havaalanına mühimmat indirdi'
İran basını, İsrail helikopterlerinin Suudi Arabistan havaalanına mühimmat indirdiğini iddia etti.
Perşembe, 24 Haziran 2010 12:10
Dünya Bülteni / Haber Merkezi

İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars, İsrail helikopterlerinin, Müslüman bir ülkeye saldırı düzenlemek için Suudi Arabistan'ın Tebük Havaalanı'na mühimmat indirdiklerini öne sürdü. Ajans, mühimmat indirme sırasında Suudi Arabistan'ın pek çok uçuşu iptal ettiğini de öne sürdü.

İngiliz The Times gazetesi de iki hafta önce İsrail'in İran'a yönelik muhtemel bir saldırısı sırasında Suudi Arabistan'ın hava sahasını İsrail savaş uçaklarına açmayı kabul ettiğini öne sürmüştü. Haberde bu amaçla Suudi hava kuvvetlerinin güvenli bir koridor için şimdiden çalışmalara başladığını da iddia etmişti.



Geçtiğimiz hafta da Londra'da yayınlanan El Kuds el Arabi gazetesi 11 firkateyn ve bir uçak gemisinden oluşan Amerikan deniz kuvvetlerinin Akdeniz'den Süveyş Kanalı yoluyla Hint Okyanusu'na açıldığını, bunun da muhtemel bir İran operasyonuna hazırlık olduğunu ileri sürmüştü. Görgü tanıkları, Amerikan gemileri arasında bir İsrail firkateyninin de bulunduğunu söylemişti. Geçiş sırasında sivil deniz ulaşımı birkaç saat durmuş, kanal boyunca da Mısır askerleri yerleştirilmişti.

Daha önce de üç İsrail nükleer denizaltısının Basra Körfezi'ne doğru yola çıktığı ve bu denizaltılardan en az birinin sürekli olarak bölgede kalacağı iddia edilmişti.

Son iddialarla ilgili İsrail herhangi bir resmi açıklamada bulunmazken, Suudi Kraliyet ailesinden Prens Muhammed bin Navaf bu tür iddiaların kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, İsrail savaş uçaklarına koridor açmalarının mümkün olmadığını öne sürmüştü. Ancak uzmanlar, Batılı istihbarat kaynaklarının Suudi Arabistan'ı ABD ve İsrail'in yanına çekmek için çok büyük bir gayret gösterdiğinin altını çiziyor.

http://dunyabulteni.net/news_detail.php?id=118924

Kralın dedesi Osmanlıyı satmıştı kendisi de İran'ı satıyor.Tamam bugün bağımsız bir ülke ama en azından aynı konferansa üyeler.Aslında İKÖ yeniden canlanıp (hoş hep pasifti ya) çok iyi şeyler olur.Gerçi Türkiye sayesinde son 1-2 yılda bayağ ayağa kalktı ama...