AK Gençliğin Buluşma Noktası
Sağlık Sağlığımızla ilgili bütün paylaşımlar bu bölümümüzde.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-02-2007, 15:14   #1
Kullanıcı Adı
can_polat_4761
Standart Yaygın Cilt Hastalıkları
Ayakta Mantar enfeksiyonu (Atlet Ayağı)
Ayakta Mantar enfeksiyonu (Atlet Ayağı)Ayakta mantar enfeksiyonuna çok sık rastlanır, hemen herkes hayatında bir kez mantar enfeksiyonu geçirir. Hastalık ergen ve erişkin erkeklerde sıktır, fakat kadınlarda ve 12 yaş altında çocuklarda da görülebilir. Ayaktaki mantar enfeksiyonu tedavi edilebilir, fakat kolaylıkla tekrar edebilir.
Ayakta mantar enfeksiyonuna neden olan etken, insan derisinde özellikle ayakta kolaylıkla çoğalır. Mantar özellikle karanlık, nemli ve ılık ortamlarda kolaylıkla ürer. Ayakkabının içindeki ayaklar mantarın üremesi için çok uygundur. Aynı mantar türü kasık bölgesinde de enfeksiyona neden olabilir.

Ayakta mantar enfeksiyonu nasıl gelişir?

Ayaktaki mantar enfeksiyonu bulaşıcıdır ve çıplak ayakla durulan yerlerde kolaylıkla bulaşır. Bununla beraber ayakta mantar enfeksiyonu gelişmesine neden olan kesin faktörler bilinmemektedir. Islak ayaklar, sıkı ve hava almayan ayakkabılar, çoraplar, yüzme, banyo alma ve egzersiz sonrasında ayakların kurulanmaması ayakta mantar enfeksiyonunun gelişmesine neden olur.

Ayakta mantar enfeksiyonu nasıl görünür?

Ayaktaki mantar enfeksiyonu herkeste aynı şekilde görülmez. Bazı kişilerde ayak parmak araları (özellikle son 4 ve 5 parmak arası) soyulur, kabuklanır ve pullanır. Aynı zamanda kızarıklık, pullanma ve hatta kuruluk ayak tabanında da olabilir. Bu enfeksiyon ayakta yanma ve kaşıntıya da neden olabilir. Daha az kişide yoğun kaşıntılı su kabarcıklarından oluşan küçük alanlar gelişebilir. Bu değişiklikler egzema ve sedef ile karışır.


Ayakta mantar enfeksiyonu

Ayak tırnaklarında da mantar enfeksiyonu gelişebilir ve tedavisi güçtür. Ayak tırnaklarındaki mantar enfeksiyonu tırnakta kepeklenme, kalınlaşma ve tırnağın bir kısmının ortadan kalkmasına neden olabilir. Bu tip değişiklikler sedef, travma ve yaşlılığa bağlı olarak da oluşabilir.



Ayak tırnağında mantar enfeksiyonu


Ayaktaki bütün cilt döküntüleri mantara bağlı olarak gelişmediğinden, ayaktaki her döküntü için mantar ilacı kullanılması döküntünün kötüleşmesine neden olabilir. Bu durumda bir Dermatoloji uzmanına başvurunuz. Doktorunuz size doğru tanıyı koyarak, doğru tedaviyi verecektir. Tedavi edilmeyen mantar enfeksiyonunda ayakta su kabarcıkları ve çatlamalar meydana gelir ve ikincil olarak bakteri enfeksiyonu gelişebilir.

Ayaktaki mantar enfeksiyonuna nasıl tedavi konur?
Dermatoloji uzmanınız cildinizi dikkatlice muayene eder. Ayağınızdaki kepeklerden örnek alarak mikroskop altında mantar arar veya bu materyali mantar üretmek için mantar kültürüne gönderir.

Ayaktaki mantar enfeksiyonu nasıl tedavi edilir?
Mantar tanısı konulduğunda tedavi bir an önce başlanmalıdır. Basit olgularda antifungal içeren kremler etkilidir ve yanma kaşıntı gibi bulguları hızla giderirler. Şiddetli olgularda eğer enfeksiyon krem tedavilerine dirençli ise antifungal tabletler kullanılabilir. Ayak tırnaklarındaki mantar enfeksiyonunun tedavisi güçtür ve antifungal tabletlerin aylarca kullanılması gerekir. Tedavinin düzgün uygulanması gerekir. Derinizde herhangi bir bulgu olmadığı halde mantar derinizde halen yaşıyor olabilir, bu durumda tedavinin erken kesilmesi tekrara neden olabilir.

Ayakta mantar enfeksiyonundan korunmanın yolları nelerdir?
Ayaktaki mantar enfeksiyonundan korunmak için aşağıdaki kurallara uyunuz:

Ayaklarınızı her gün yıkayınız.
Banyo sonrasında ayaklarınızı iyi kurulayınız
Özellikle yaz aylarında sıkı ayakkabılar giymekten kaçınınız. Sandalet gibi ayakkabıların giyilmesi en uygundur.
Teri emecek tarzda pamuklu çoraplar giyin ve çoraplarınızı her gün gerekirse daha sık değiştirin.
Antifungal içeren pudraları ayağınıza sürün ve ayakkabılarınızın içine dökün

Benler (Nevüs)

Herkeste 40 veya üzerinde ben görülebilir. Bir çok kişi benleri koyu renkli lekeler olarak düşünür, fakat benler farklı şekillerde görünebilirler.

Bir zamanlar kadınların yanaklarında ben bulunması oldukça revaçtaydı, hatta bazı kadınlar yüzlerine yapay olarak ben yaptırırlardı. Yıllarca benler güzellik belirtisi sayıldılar. Bununla beraber benler sadece güzellik belirteci değildirler. Benler deride büyüyerek belirginleşebilir, üzerlerinde kıl bulundurabilir ve bazen de tehlikeli olabilirler.

Benler derinin herhangi bir yerinde tek veya grup halinde bulunabilirler. Genellikle kahve renklidirler ve boyutları ve şekilleri değişebilir. Bu kahverengi renk melanosit adlı hücrelerden üretilen melanin pigmentinden (kahve renkli boya maddesi) kaynaklanır.

Birçok ben yaşamın ilk 20 yılında ortaya çıkar, fakat bazen yaşamın ilerleyen aşamalarında da oluşabilir. Güneşe maruz kalmak benlerin sayısını arttırır.

Her ben kendine ait bir büyüme şekli gösterir. İlk başta benler düzdür ve renkleri ten rengi, pembe, kahve ve siyahtır ve çillere benzerler. Zamanla bu benler büyür ve üzerlerinde kıllar gelişir. Yıllar geçtikçe bu benler yavaşça değişir, daha kabarık ve daha açık renge döner. Bazıları ise hiç değişmeden kalır. Bazı benler ise yavaşça kaybolur. Diğerleri ise deriden oldukça kabarık hal alıp küçük bir sap ile deriye bağlanıp kolaylıkla kopabilirler. Bu basit bir benin tipik bir yaşam döngüsüdür. Bu döngü ortalama 50 yılda tamamlandığından değişiklikler oldukça yavaş gelişirler.

Benler güneşe maruz kaldıklarında koyulaşırlar. Ergenlik döneminde, hamilelikte ve doğum kontrol hapı alanlarda daha koyulaşır ve büyürler ve bazen de yenileri gelişebilir.

Farklı tipteki benler
Son çalışmalar bazı tip benlerin kansere dönme riskinin diğerlerine göre daha fazla olduğunu göstermiştir. Bazı benler Malign Melanom denen deri kanserine dönüşebilirler. Güneş yanıkları melanom riskini arttırır. Yüzden fazla sayıda beni olan kişilerin melanoma yakalanma şansı daha yüksektir.

Doğumda yüz kişiden birinde ben bulunur. Bu benlere konjenital nevüs (doğuştan olan ben) denir. Doğuştan olan benlerde melanom gelişim riski sonradan ortaya çıkan benlere göre daha yüksektir. Doğuştan olan bir ben yirmi santimetreden büyükse, melanom (oldukça kötü huylu bir cilt kanseri) gelişimi açısından daha fazla riske sahiptir.

Displastik veya atipik ben olarak bilinen benler genellikle 6 mm den (kurşun kalemin çapı) daha büyük ve düzensiz şekillidirler. Bu benler olağan dışı görünümde olabilirler. Ortaları koyu kahve veya açık, bazen kırmızımsı, hatta bazen çevrelerinde siyah noktacıklar olabilir. Bu tip benler genellikle aileseldir.

Displastik beni olan hastalar normal kişilere göre daha fazla melanom geliştirme riskine sahiptirler. Bu hastalar malign melanom gelişiminin belirteci olabilecek bulguları saptamak açısından düzenli olarak dermatoloji muayenesi olmalıdırlar. Bu kişiler kendi kendilerini muayene etme yöntemini öğrenerek, benlerinin rengi, şekli ve boyutundaki değişiklikleri veya yeni ben gelişimini takip etmelidirler. Bu kişiler benlerini güneşten koruyucu krenler veya uygun kıyafetler ile güneşten korumalıdırlar.

Malign melanomun bulgularını erken tanımak önemlidir.

Benleri kontrol ederken aşağıdaki kurallar akılda tutulmalıdır:

ASİMETRİ, Benin bir yanı diğer yanına benzemiyorsa
SINIR, benin sınırları düzensiz, bulanık veya pürüzlü ise
RENK, benin tamamında birden fazla renk (açık kahve, koyu kahve, siyah, kırmızı, beyaz veya mavi) var ise..
ÇAP, benin çapı bir kurşun kalem çapından (6 mm) fazla ise
muhakkak bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır.

Bir çok kişinin genellikle sıradan düz benleri vardır. Ama hatırlanmalıdır ki bir çok ben bu şekilde değildir. Bazen deri renginde veya pembe, açık kahveden koyu kahveye kadar değişen renkte ve hatta mavi siyah olabilir. Bazı benler oval bazıları yuvarlak ve bazen hafifçe düzensiz olabilirler. Düz veya kabarık, küçük veya büyük, kıllı ve kılsız, benekli ve hatta renkli olabilirler. Eğer bir benin görünümü şüphe uyandırıyorsa, aniden bir değişiklik gelişmişse, muhakkak bir dermatoloji uzmanı tarafından muayene edilmelidir.


Derideki diğer kahve renkli lekeler
Derimize dikkatlice baktığımızda ben dışında kahve renkli lekeler görebiliriz. Çiller bu lekelerine en sık görülenidir. Benlerden farklı olarak çiller bezelye boyutundan büyük olarak nadiren görülürler. Güneş çillerin daha belirginleşmesine neden olur, kışın ise tamamı ile kaybolabilirler. Benler vücudun herhangi bir yerinde görülebilirken, çiller genellikle yüz boyun ve sırtın üst bölümü gibi güneş gören yerlerde bulunurlar. Sarışın ve kızıl saçlılarda daha sık görülürler.

Orta yaştaki kişilerin derisinde ben dışı bazı kahve renkli lekeler de görülebilir. Bu lekeler kahve renkli üzerleri siğile benzer şekilde pürtüklü şekilde yüz ve gövdede görülürler. Orta yaşın üzerindeki kişilerde ben dışında koyu renkli alanlar oluşabilir. Kahve renkli siğil benzeri lekeler yüz ve gövdede görülürler. Bu zararsız lekeler seboreik keratoz adını alırlar.

Aktinik lentigin denen çok sayıda küçük gri kahve renkli lekeler el sırtlarında, kollarda ve yüzde görülebilir. Bu lekelere karaciğer hastalığı ve yaşla ilişkisi olmadığı halde, karaciğer lekeleri veya yaşlılık lekeleri olarak bilinir. Bu lekeler daha ziyade güneş lekeleridir. Hem aktinik lentiginler hem de seboreik keratoz Dermatoloji Uzmanları tarafından kolaylıkla tanınırlar ve de kanser değildirler.


Benlerin tedavisi
Bir çok ben ve deri lekeleri iyi huyludur, kanser değildir. Bu tip lekeler hiçbir zaman hayatı tehdit etmezler. Fakat bu lekelerin boyutu, rengi veya şeklindeki herhangi bir değişiklik olması, kanaması, ağrıması veya 20 yaştan sonra aniden ortaya çıkması bu lekelerin risk taşıdığını gösterir.

Ara sıra benlerde kansere dönüşüm olabilir. Bundan dolayı benlerde normalin dışında bir değişim var ise muhakkak tıbbi yardım alınmalıdır. Dermatoloji Uzmanları deriye temas ettirilen bir mikroskop vasıtasıyla benlerin kanser riski taşıyıp taşımadığını saptayabilirler.

Dermatoloji uzmanları benin bir bölümünü veya tamamını cerrahi olarak çıkartıp mikroskopta incelemeye yollayabilirler. Bu basit ve zararsız bir işlemdir. Eğer benin bir bölümü alınmış ve kanser olduğu saptanmış ise benin tamamı ve benin etrafındaki deriden bir miktarı yeniden cerrahi olarak çıkartılır.

Bir ben travmaya maruz kalabilecek bir yerde, kıyafetlerin rahatsız edebileceği bir yerde ise veya kozmetik açıdan rahatsız edici olduğunda kişi tarafından çıkartılması istenebilir. En sık kullanılan yöntem bu bölgenin uyuşturulmasından sonra benin çıkarılması ve dikiş atılmasıdır.

Benlerin çıkartılması işlemi çok kısa sürede yapılabilir. Bazen benler çıkarıldıktan sonra tekrar edebilirler. Yapılan çıkartma işleminden sonra ben yeniden ortaya çıkarsa doktorunuza tekrar muayene olmanız gerekir.

Benler hakkında daha fazlası

Bir çok kişi benin üzerine tıraş yapmanın zararlı olup olmadığını bilmek ister. Medikal çalışmalar göstermiştir ki bir çok kişi tahrişe neden olması nedeniyle benlerini çıkartmak istemektedirler.

Bazı benlerin üzerinde kıllar bulunabilir ve bu durum kişileri rahatsız edebilir. Bu benler deri yüzeyine yakın alanda kesilebilir veya iğneli epilasyon ile yok edilebilir. Bazen de hastanın isteği üzerine ben tamamı ile çıkartılabilir.

Bir çok ben herhangi bir probleme yol açmaz. Fakat bazen rahatsız edici olabilir veya değişiklik gösterebilir. Eğer beninizde bu tip değişiklikler görürseniz veya beninizi kozmetik nedenlerle çıkartmak isterseniz muhakkak bir Dermatoloji Uzmanına başvurunuz.

 

can_polat_4761 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-02-2007, 15:15   #2
Kullanıcı Adı
can_polat_4761
Standart Yaygın Cilt Hastalıkları
Doğumsal LekelerDoğum lekeleri nedir?
Bir çok bebekte doğduklarında doğum lekeleri mevcuttur. Bazı bebeklerde bu lekeler yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkarlar. Bu lekeler kahverengi, bronz, pembe veya kırmızı olabilirler. Her yüz doğan bebeğin 10'unda doğum lekesi vardır. Bu lekeler deride kan damarlarının demetler halinde bir araya gelmesi ile oluşurlar. Bu lekeler düz veya kabarık, pembe,kırmızı veya mavimsi görünümdedirler.

Doğum lekelerinin nedeni nedir?
Doğum lekelerinin temel oluşum nedeni bilinmemektedir. Birçok doğum lekesi kalıtsal değildir ve gebelik esnasında olan bir olaydan kaynaklanmazlar.

Doğum lekelerinin farklı tipleri nelerdir?
Birçok değişik tipte damarsal doğum lekeleri bulunmaktadır. Bazen doğum lekelerine kesin tanıyı koyabilmek için, haftalarca veya aylarca takip etmek gerekebilir. En yaygın damarsal doğum lekeleri düz lekeler, hemanjiomlar ve portwine stain( porto şarabı lekesi)dir. Damarsal doğum lekelerinin bazı nadir tipleri de vardır.

Düz lekeler
Düz lekeler soluk, hafif kırmızı renkte lekelerdir. Bu damarsal lekelerin en sık rastlanılan tipidir. Genellikle alında ve göz kapaklarında görüldüklerinde melek öpücüğü olarak bilinirler. Ensede rastlandıklarında leylek ısırığı olarak adlandırılırlar. Bu lekeler burun ucunda, üst dudaklarda ve vücudun herhangi başka bir yerinde bulunabilirler. Genellikle pembe ve düzdürler. Melek öpücükleri genellikle 2 yaşında kaybolurlar, fakat leylek ısırığı genellikle erişkin yaşa kadar kalırlar. Bu lekeler zararsızdır ve tedavi edilmelerine gerek yoktur.

Hemanjiomlar
Hemanjioma terimi bir çok farklı tipte damarsal gelişimi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bir çok dermatolog bu yaygın tipteki damarsal doğum lekeleri için hemanjioma terimini kullanmayı tercih eder. Bu lekeler genellikle doğumdan sonra görülmezler, ancak yaşamın ilk birkaç haftasında ortaya çıkarlar. Hemanjiomlar 2 tipe ayrılırlar: Çilek hemanjiomlar ve Kavernöz hemanjiomlar

Çilek hemanjiomlar deriden hafifçe kabarık, açık kırmızı renkte lekelerdir ve deri yüzeyine oldukça yakın anormal damarlardan oluşurlar.

Kavernöz hemanjiomlar daha derin yerleştiklerinden mavi bir renge sahiptirler. Bu benler yüzün veya vücudun herhangi bir yerinde bulunabilirler.

Genellikle bir çocukta bir hemanjiom bulunur, fakat bazen iki yada üç adet olabilir. Bazı bebeklerde ise çok sayıda ve iç organlarda da hemanjiom bulunabilir. Diğer damarsal lekelere göre hemanjiomlar oldukça hızlı gelişirler. Bu büyüme yaşamın ilk 6 haftasında başlar ve bir yıl boyunca devam eder. Bir yıldan sonra bir çok hemanjiom büyümesini durdurur. Bundan sonra beyaza dönüp yavaşça küçülürler. Hemanjiomların yarısı beş yaş civarında, on tanesinden dokuzu da dokuz yaş civarında gerilerler. Bir çoğu tamamı ile ortadan kalkar, fakat sıklıkla soluk bir işaret kalır. Bir hemanjiomun ne kadar büyüyeceğini veya tamamı ile kaybolup kaybolmayacağını bilmek mümkün değildir.


Kavernöz hemanjiomlar

Hemanjiomların Komplikasyonları
Bazen hemenjiomlar aniden büyüyebilir ve küçülebilir ve üzerlerinde yara ve ülserler açılabilir. Bu yaralar ağrılıdır ve enfeksiyon gelişebilir. Bu durumda muhakkak bir Dermatoloji Uzmanına görünmek gerekir. Yara temiz tutulmalı ve antibiyotikli kremler kullanılmalıdır.

Aileler hemanjiomların kanayabilecekleri konusunda uyarılmalıdır. Bununla beraber bu lekeler genellikle problem oluşturmazlar. Kanama genellikle travmadan sonra gelişir. Eğer hemanjiom kanarsa bu bölge su ve sabunla veya hidrojen peroksitle yıkanır ve gazlı bezle bandaj yapılır. Bu bölgeye beş dakika baskı uygulanır. Eğer kanama durmazsa muhakkak doktora başvurulmalıdır.

Hemanjiom nadiren bir iki gün içerisinde büyür. Bu durum oluşursa muhakkak Dermatoloji Uzmanı ile görüşünüz. Eğer morarma gelişirse de, bu durum Dermatoloji uzmanına gösterilmelidir.

Hemamjiomların Tedavisi
Damarsal lekesi bulunan bebekler bir an öce Dermatoloji Uzmanı tarafından muayene edilmeli, lekeye doğru tanı konarak, tedavi ihtiyacı olup olmadığı saptanmalıdır. Aileler için hemanjiomların büyümesini veya küçülmesini hiçbir şey yapmadan izleyerek beklemek kolay değildir. Bununla beraber bir çok hemanjiomun tedavi edilmesine gerek yoktur. Çünkü hemanjiomlar kendi kendilerine hiçbir belirti bırakmadan iyileşirler.

Hemanjiomların birçok farklı tedavi yöntemi vardır, hiçbir yöntem tamamı ile güvenli ve etkili değildir. Potansiyel faydalar ile tedavinin riskleri tartılıp, tedaviye bu şekilde başlanmalıdır.

Hızlı büyüyen hemanjiomlara en yaygın olarak kortizon tedavisi yapılabilir. Kortizon enjeksiyon şeklinde veya ağızdan tablet alınarak tedavi edilir. Uzun süreli ve tekrarlayan tedaviler gerekebilir.Tedavinin gelişme geriliği, kan şekerinde artma, katarak ve artmış enfeksiyon olasılığı gibi riskleri vardır.

Laserler hemanjiomların büyümesini durdurmak ve de tamamen ortadan kaldırmak amaçlı kullanılabilir. Hemanjiom üzerinde iyileşmeyen yara gelişirse de laser ile tedavi yapılabilir. Yeni tip laserler gelişmekte ve de hemanjiomların tedavisinde kullanılmaktadır.

Port-Wine Stains
Portwinestain her bin doğumda bir görülen farklı bir damarsal lekedir. Bu benlere nevüs flammeus veya kapiller hemanjiom da denir. Fakat hemanjiomlarla karıştırılmamalıdır.

Portwine lekeleri doğumda mevcutturlar. Genellikle düz, pembe, kırmızı veya morumsu renkte, sıklıkla yüz, boyun, kollar ve bacakta görülen lekelerdir. Boyutları değişkendir. Hemanjiomlardan farklı olarak portwine lekeleri yalnızca çocuk büyüdüğünde büyürler. Zamanla kalınlaşabilir ve üzerinde kabarıklık ve çukurcuklar meydana gelebilir. Portwine lekeleri kendiliklerinden ortadan kaybolmazlar ve yaşam boyu kalırlar.


Port-Wine Stains komplikasyonları
Port-wine lekeleri, özellikle yüzde bulunanlar ruhsal, sosyal ve ekonomik problem oluşturabilirler. Alın, göz kapağı ve yüzün her iki tarafında bulunan portwine lekeleri glokom yapabilirler. Glokom göz içi basıncının artmasıdır ve tedavi edilmezse körlüğe neden olabilir. Bu komplikasyon alın ve göz kapağındaki portwine lekelerinin dörtte birinde meydana gelir. Bu bölgelerde portwine lekeleri bulunanların beyin ve göz muayeneleri yapılmalıdır.

Bazen portwine stainler etraftaki dokuları aşırı derecede büyütebilirler. Özellikle kol ve bacaklarında büyük portwine lekeleri bulunan hastalar bu açıdan takip altında tutulmalıdırlar.

Zaman içinde portwine lekeleri üzerinde piyojenik granülom denen küçük damar gelişimleri oluşabilir. Bu lekeler kolaylıkla kanayabilir, bu yüzden tedavi edilmelidirler

Port-Wine lekelerinin tedavisi
En yaygın tedavi yöntemi portwine lekelerini kapatıcı makyaj malzemeleri ile boyamaktır.
Portwine lekelerinin tedavisinde farklı bir çok yöntem uygulanır, fakat bu yöntemlerin hiç biri tam olarak etkili olmaz. Yeni tip laserlerin daha az yan etki riski vardır. En iyi sonucu alabilmek için tedavi erken dönemde bebeklikte başlanmalıdır. Genellikle iki ay ara ile yapılan çok sayıda tedavi seansına gerek vardır. Genç hastalar erişkin hastalara göre daha az tedavi seansına ihtiyaç duyarlar. Hastaların ancak dörtte birinde laser bu lekeleri tamamı ile ortadan kaldırırlar. % 70 i ise daha iyi bir görünüme sahip olurlar. Bilinmelidir ki çok az bir hasta grubu laser tedavisine iyi cevap vermektedir.

Laser tedavisinin riskleri vardır. Deri renginde koyulaşma veya açılma olabilir. Bu olguların çoğunda kalıcıdır. Şişlik, kabuklanma ve ufak kanamalar oluşabilir. Bu durum nadirdir ve kolaylıkla tedavi edilebilir. Laser tedavisi rahatsız edici ve fakat çok ağrılı olmayan bir tedavi yöntemidir. Erişkinlerde anesteziye gerek yoktur. Bunun yanında çocuklara anestezi gerekir.

Bir çok damarsal ben kendiliğinden geçer veya etkili bir şekilde tedavi edilir. Dermatologlar gün geçtikçe damarsal lekelerin sebepleri ve tedavisi konusunda daha çok bilgi sahibi olmaktadırlar.


Gebelik Lekesi (Melasma)
Melasma erişkinlerin yüzlerinde görülen kahve renkli lekelerdir. Genellikle yüzün iki tarafı da etkilenir. En sık yanaklar, burun, alın ve dudak üstünde görülür.

Kimlerde melasma görülür?
Melasma genellikle kadınlarda görülür. Melasması olan kişilerin ancak %10 u erkektir. Koyu tenli kişilerde melasma görülme sıklığı daha fazladır.

Melasma neden olur?
Melasmanın nedeni belli değildir. Ailesinde melasmalı kişiler olan bireylerde melasma daha sık görülür. Hormonal değişiklikler melazmayı tetikleyebilir. Gebelikte gelişirse gebelik maskesi olarak adlandırılır. Doğum kontrol hapları da melazmaya neden olabilir. Bununla beraber menapozdan sonra yapılan hormon tedavisi böyle bir lekelenmeye yol açmaz.

Güneş melasma gelişimini tetikleyebilir. Güneşten gelen ultraviyole ışığı veya kuvvetli lambalardan yayılan ışık, deride pigment (deriyi boyayan madde) üreten melanosit denen hücreleri uyarabilirler. Koyu renk tenli kişilerde açık tenli kişilere göre melanositler daha aktiftirler. Bu melanositler normal koşullar altında çok miktarda pigment üretirler, fakat bu durum ışığa maruz kalındığında veya hormonal yükselmeler olduğunda artar. Kazara güneşte kalmak melasmanın tekrar etmesine yol açar. Derideki herhangi bir tahriş, esmer tenli kişilerde pigmentin artmasına yol açarak melazmayı kötüleştirir. Melasma ile birlikte olan herhangi bir iç hastalığı yoktur.


Melasma tanısı nasıl konulur?
Melasmaya çok rastlandığından ve bir çok hastanın yüzündeki bulgular karakteristik olduğundan tanı kolaylıkla konulur. Nadiren diğer cilt hastalıklarından ayırmak için biyopsi almak gerekir.

Nasıl tedavi edilir?
Melasma da kesin bir tedavi olmadığından bir çok tedavi geliştirilmiştir. Melasma gebelik sonrası kaybolabileceği gibi yıllarca veya ömür boyu da devam edebilir.

Melasmanın tedavisinde ilk yapılması gereken güneşten koruyucuların kullanılmasıdır. Bu güneşten koruyucular hem ultraviyole A hem de ultraviyole B ışınlarına karşı koruma özelliği olan güneşten koruyucular olmalıdır. Koruma faktörü 30' un üzerinde olan koruyucular tavsiye edilmektedir. Ek olarak titanyum oksit ve çinko oksit içeren fiziksel olarak güneş ışınlarını yansıtan güneşten koruyucularda kullanılabilir. Güneşten koruyucular sadece güneşli günlerde değil, her gün içerde ve açık havada kullanılmalıdır. Anlamlı oranda ultraviyole ışığına yolda yürürken, araba kullanırken ve pencerenin arkasında otururken maruz kalınır.

Cildi tahriş edebilecek kremler, temizleyiciler veya makyaj malzemeleri melasmayı kötüleştirebildiğinden yasaklanmalıdır. Melasma doğum kontrol haplarının kullanımı ile başlamışsa bu ilacın kullanımı kesilmesinden sonra melasma düzelebilir. Doğum kontrol haplarının kullanımına deri rengini açıcı kremler kullanarak devam edilebilir.

Melasma tedavisinde kullanılan bir çok renk açıcı krem vardır. Bu ilaçlar melanositleri hasarlamak yerine, melanositlerin pigment üretimini azaltarak etkili olurlar. En yaygın renk açıcı olarak kullanılan kremlerin içinde hidrokinon bulunur. Bu melasmanın hafif formlarında günde 2 kez uygulanır. Melasmanın düzelmesi yaklaşık 3 ayı alır. Tretinoin, kortizon ve glikolik asit içeren kremlerin hidrokinon ile kombinasyonu renk açma özelliğini arttırır. Melasmayı tedavi etmekte kullanılan diğer ilaçlar azeleik asit ve kojik asittir. Tedaviden maksimum faydayı sağlamak için dermatoloji uzmanınızın uyarılarına tamamıyla uyunuz. Unutmayın ki güneşten koruyucu kremler mutlaka renk açıcı kremlerle birlikte kullanılmalıdırlar. Bazı renk acıcı kremler güneşten koruyucu da içerebilirler.
can_polat_4761 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi