![]() |
#1 |
![]() Yemen'de Husiler'e karşı başlatılan saldırı dördüncü gününe girdi, tanklar ve savaş uçakları şehirlere bomba yağdırıyor. Dünyanın stratejik açıdan en önemli bölgelerinden birinde olan, petrol zengini Suudi Arabistan ile karışıklığın bitmediği Somali'nin komşusu Yemen, birkaç yıl aradan sonra yeniden iç savaş yolunda... Güneydeki hükümetin, kuzeydeki Husiler'e karşı başlattığı saldırılar dördüncü gününe girdi. Yemen tankları ve savaş uçakları yerleşim yerlerine tonlarca bomba yağdırırken, çok sayıda insanın hayatını kaybettiği, bölgeden kaçmaya çalışan sivillerin zor durumda olduğu haberleri geliyor. Şii'liğin Zeydi koluna mensup olan halkın çoğunlukta olduğu kuzey, Suudi Arabistan'ın desteklediği Yemen hükümeti tarafından, İran'a yakın olmakla suçlanıyor. Güneyde güçlenen El-Kaide ve kuzeyde daha fazla siyasi temsil ve hak isteyen Husiler karşısında koltuğunu koruma derdine düşen devlet başkanı Ali Abdullah Seyid ise "militanları yok etme" sözü verdi! Abdulmelik Husi liderliğindeki militanlara karşı havadan desteklenen bir operasyon başlatan Seyid, dört gündür başta Saada olmak üzere birçok şehri bombalıyor. Ali Abdullah Salih'in, kuzeydeki yeni çatışmaların isyancıların, hükümetin barış planına katılma niyeti olmadığını gösterdiği yönündeki açıklamasının ardından başlatılan operasyonun sonlanması için hükümetin açıkladığı ateşkes şartları ise bir çok yorumcu tarafından "hükümet ateşkes istemiyor" sözleriyle nitelendi. Husi militanları da ateşkes şartlarını reddederek, 2007 yılında Doha'da imzalanan anlaşmaya uyulması çağrısında bulundu. YEMEN: FAKİR AMA ÖNEMLİ ÜLKE Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen, Amerika'nın en önemli müttefiklerinden biri olması ve petrol zengini Suudi Arabistan'la sınır komşuluğu nedeniyle stratejik açıdan önemli bir ülke. ABD ile birlikte ülkedeki 'El-Kaide militanlarına' karşı operasyonlar yürüten Yemen hükümeti, kuzeydeki Şiiler'e karşı da beş yıl süren ve binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan bir çatışma dönemi geçirdi. Bu çatışma 2007 yılında imzalanan bir anlaşma ile sonlandırıldı, ancak anlaşma hükümleri hiç bir zaman uygulamaya konmadı. Sınırında güçlü bir Şii varlığının ülkesindeki Şiiler'i etkilemesinden korkan Suudi Arabistan da Yemen hükümetinin kuzeye yönelik operasyonlarına destek veriyor. 'TARİHİ' ÇATIŞMA ORTADOĞU'NUN GELECEĞİNİ ETKİLEYEBİLİR Dünya ve Türkiye medyasında yeterince ilgi görmemesine rağmen, Yemen'de süren çatışmanın Ortadoğu'daki bir çok ülke için ciddi sonuçlar doğurabilir. 1962 yılında bin yıllık Zeydi Haşimi yönetiminin devrilmesiyle kurulan Yemen'deki çatışma en genel anlamıyla bir Şii-Sünni savaşı.. Bölgede İran etkisinin artmasından endişe eden ve nüfusunun önemli bölümü Şiiler'den oluşan Arap ülkelerinin gözü Yemen'de süren gerginliğe çevrildi. Kuzeydeki Şiiler, Sünniliğe en yakın Şii mezhebi olarak nitelenen Zeydi koluna mensup ve ülkede artan 'Vahhabi' etkisinden şikayet ediyor. Yaşadıkları bölgenin, ülkenin geri kalanına göre ekonomik ve sosyal açıdan geri bırakılmasını da bu etkiye bağlıyorlar. Husi militanlarının İran tarafından desteklendiğini öne süren Yemen hükümetinin başlattığı son operasyon yeni bir iç savaş ve hatta bölünme korkularını bir kez daha gündeme getirdi. Dört gündür süren ağır bombardıman, dağlık araziye askerlerini göndermek istemediği yorumlarına neden olurken,Yemen hükümetinin bu saldırılar sonunda hedefine ulaşıp ulaşamadığı şehirlerin üzerindeki duman çekildiğinde belli olacak. YEMEN'DE AYRILIK RÜZGARLARI Arap Yarımadası'ndaki en eski medeniyetlerden birine ev sahipliği yapan Yemen, Kur'an-ı Kerim'de geçen Sebe Melikesi Belkıs kıssasıyla İslam tarihinde çok önemli bir yere sahip. Ancak 20. yüzyılda petrolün bulunmasıyla yarımadada bulunan diğer ülkeler hızla kalkınırken, diğerlerine göre petrol fakiri Yemen, bölgenin en geri kalmış ülkesi olarak kaldı. Zengin ülkelerin kendi aralarında oluşturduğu Körfez İşbirliği Konseyi'ne de Yemen fakir olduğu gerekçesiyle kabul edilmemişti. 22 Kasım 1990'da birleşen iki Yemen, 1994 yılında büyük bir iç çatışmaya sahne olmasına rağmen günümüze kadar bütünlüğünü korumayı başardı. Ancak özellikle son iki yılda ekonomide görülen kötüleşme, siyasi hesaplar ve güneylilerin ayrımcılığa tabi tutuldukları yönündeki iddialar ülkenin bütünlüğünü tehdit etmeye başladı. Uzmanlara göre, ayrılıkçı hareketlerin başını zorla emekli edilen ve yüksek emekli ücretleri talep eden bazı askerler çekiyor. Ancak daha önce Devlet Başkanı Salih'in yanında yer alan eski Afgan mücahitlerinden Tarık Fadli'nin saf değiştirerek güneyin bağımsızlık hareketinde yer almasıyla güneydeki olayların daha da arttığı belirtiliyor. El Kaide örgütünün Güney'i destekleyen açıklamalar yapması da ülkede kontrolün gittikçe zorlaştığı yorumlarına sebep oluyor. Dünya Bülteni/Haber Merkezi
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|