AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-16-2018, 09:34   #51
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
suriye Mimari.*

*Ulucami’nin kuzeyindeki Selçuklu Sarayı XIII. yüzyılda yapılmış, ve kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında Adalet Sarayı olarak hizmet veren yapıya günümüzde el-Matbahu’l-Acemî denilmektedir. Ortası havuzlu, dört eyvanla çevrilmiştir, üzeri kubbe ile örtülüdür büyük bir taht salonu, farklı büyüklükte oda ve salonlarıyla klasik Türk saray geleneğinde tasarlanmıştır. Ana eyvanın batısındaki geniş mekân mescid olarak düzenlenmiş, hamam, mutfak, kiler, gibi hizmet birimleri sarayın kuzeyine alınmıştır. Harem yıkılmışdır. Duvarlar ve mermer, çini ve kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Saray müze olarak kullanılmaktadır.*Halep’in anıtsal yapılarından biri de 1235 tarihli Medresetü’l-Firdevs’tir. Eyyûbîler döneminde dikdörtgen bir planla iki bölüm tasarlanmıştır. Avlunun ortasında bir havuz, kıble yönünde üç kubbeli bir mescidle iki kapalı oda, doğu ve batı kanatlarında üçer kubbeli mekânlar mevcuttur. Eyvanların birleştiği batı köşesine küçük bir minare yerleştirilmiştir. Düzgün taş malzemeden oluşturulmuş sağlam mimarisi renkli mermer süslemeleriyle dikkat çeken medrese, planı, kemer kurgusu, örtü sistemi ve mekân tasarımıyla Selçuklu sanatının en güzel örneğidir


*Zâhiriyye medreseleri Halep’te Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin oğlu Melik Gāzî adına yaptırılmıştır. Firdevs mahallesinde sur içindeki medrese Berrâniyye 1219 da sur dışındaki Cevvâniyye medresesi 1223 te yaptırılmıştır Cevvâniye Medresesi eyvanlı, revaklı avlululudur Selçuklu medresesidir Güney kanadı mesciddir yapı türbesi, anıtsal taçkapısı ve eyvanı ile dikkat çeker Hayır Bey Türbesi Şeyh Ali Türbesi diye anılmaktadır. Memlükler’den Halep nâibi Hayır Bey tarafından 1514 te yaptırılmıştır. Ortada bir eyvanla yanlarda kapalı iki mekândan oluşur. kare planlı tasarlanmıştır. kıble duvarına mihrap nişi açılmış, üstleri kubbeyle örtülmüştür. renkli taş çerçeveli pencereler yazı kuşağı Memlük ustalarına özgüdür
*Bâbükınnesrîn mahallesinde bulunan Hammâmü’l-Cevherî, Memlükler’in Halep nâibi Emîr Alâeddin tarafından 1384 te inşa ettirilmiştir. Klasik hamam şemasında tasarlanan yapının en gösterişli bölümü soyunmalık kısmıdır. Memlük sanatının tüm unsurlarını üzerinde taşımakta, cephe düzeni, kitâbesi ve renkli mermer süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Mimar Sinan’ın tasarladığı Hüsrev Paşa Külliyesi 1546 da Vali Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır Ahmediyye Medresesi mescid, türbe ve medreseden oluşan küçük ölçekli zarif bir eserdir 1752 de kütüphane olarak kullanılan yapı günümüzde terkedilmiştir Avlusunun hazîre haline getirilmiştir. Hazîrede İstanbul üslûbunda işlenmiş mezar taşları mevcuttur.

*Kapalı çarşı içindeki Gümrük Hanı Vali Mehmed Paşa tarafından 1574 te inşa ettirilmiştir. Geniş bir avlu ile eyvan ve iki katlı odalardan oluşmaktadır. Avlu üzerine mukarnaslı kubbe kasnağı oturtulmuş, kubbe örülmemiştir. Ortasında mescid bulunmaktadır. Mukarnaslı taçkapısı ile renkli taş süslemeleri Memlük geleneğini sürdürmektedir. Beytü’l-Gazâle XVII. yüzyılda vali konağı olarak yapılmıştır. Geniş bir avlu iki ve üç katlı mekânlarla terastan meydana gelmektedir. Yapı boyunca yükselen ana eyvan mimari kurgusu kadar ahşap ve kalem işi süslemeleriyle dikkat çeker Suriye’deki konak türü konut mimarisinin tipik bir örneğidir selâmlık, harem, dinlenme ve çalışma odaları, hamam, mutfak, depo ve hizmetli odalarıyla devleti temsil edebilecek bir donanıma sahiptir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:01   #52
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye*

*Eyyûbî ve Memlük camileri, revaklı bir avlu ile enine dikdörtgen planlı, mihrap önü kubbe ile, tonozla örtülü bir harimden oluşmaktadır. Osmanlı yapılarında, revaklı avlu ile birlikte son cemaat yeri ve mekânın tamamını kapatan tek kubbe dikkati çekmektedir. Memlükler’in kare kaideli, sekizgen gövdeli minarelerine karşılık Osmanlılar’ın silindirik ve çokgen gövdeli zarif minareleri şehrin görüntüsüne Osmanlı şehri imajını vermektedir. Halep’teki medreselerin çoğu avlulu eyvanlı şemalarıyla Selçuklu üslûbunda bağımsız olarak şekillendirilmiştir. Osmanlı medreseleri külliye içinde genellikle başka yapılarla ortak bir avlunun etrafında yer almıştır. *Şehir hanları ile saray, konak gibi sivil yapılara dinî yapılar kadar önem verilmiştir. Anıtsal mimari boyutları ve zengin süslemeleriyle Halep zenginleştirilmiştir Halep mimarisinde halepin kaliteli kalker taşı kullanılmıştır. Anıtsal yapılarda cephe* taçkapı , avlu-eyvan Selçuklu geleneğini yansıtır Sivri kemer ve mukarnas süslemeler Memlük döneminde her yapıda yer alan kabartmalı yazı kuşakları Halep mimarisinin ana özelliklerdir. Süslemede mermer ve kalker taşı doğrudan işlendiği gibi mozaik tekniğinde kakma ve kaplama* kullanılmıştır. avlu zeminleriyle mihrapların yer aldığı kıble duvarları ve eyvan* çok renkli mermer süslemeciliği Dımaşk yapıları kadar Halep’te de yoğunluk kazanmıştır.

*Kale kapıları ile surlardaki ejder ve aslan kabartmaları Türk şehirlerinde görülen ana motiflerdir. Avlusu veya avlu* girişlerinde havuz-şadırvan gibi bir su mimarisi mevcuttur
Selçuklu, Eyyûbî, Memlük ve Osmanlı dönemlerinde imar edilen Hama, depremlere ve diğer yıkımlara rağmen Türk dönemi karakterini yitirmemiştir. Yığma bir tepe üzerine kurulan şehrin iç kalesinden günümüze hiçbir mimari örnek ulaşmamıştır. Surlar ortadan kaldırılarak park ve mesire haline getirilmiştir. Ulucami gibi Nûreddin Zengî Külliyesi şehrin önemli yapılarındandır Cami, medrese, bîmâristan ve hamamdan oluşan külliye, 1172 de Nûreddin* Zengî tarafından yaptırılmıştır. Âsi nehri kenarındadır yalnız cami kullanılır durumdadır. *Ebü’l-Fidâ Camii ve Türbesi ünlü tarih bilgini ve devlet adamı Ebü’l-Fidâ’ya aittir ve 1327 de yapılmıştır. Birkaç defa geçirilip onarılmıştır sağlam ve kullanılır durumdadır. Dikdörtgen planlı bir iç avlu ile* harimden oluşmaktadır kuzeybatı köşede minarenin önünde türbe yer alır Âsi nehri kıyısında bulunan Ubeysî Camii’nin kitâbesinde 1636 yılında Mustafa Ubeysî tarafından inşa edildiği yazılıdır Memlük dönemlerine aittir Etrafı başka yapılarla sarılmış, iç kısım yenilenmiştir.* Kendirciler Çarşısı, Uzunçarşı hamada tanınmış Türk kültür varlıklarıdır. Hama’nın en büyük
hanı olan Gümrük Hanı sağlam değildir Giriş cephesi dışında kalan kısımları yıkılarak okul yapılmıştır. Girişi* Esad Paşa Hamamı zengin süslemeleriyle ünlüdür.

*Şam Valisi Esad Paşa, Hama’da 1752 de Kasrü’l-azm adıyla muhteşem bir hükümet konağı yaptırmıştır. Yapı, tahribata rağmen özgün şeklini korumaktadır. Bina müze haline getirilmiştir. Osmanlı Hicaz Demiryolu şebekesinin (1901-1905) bir halkasını oluşturan Hama Tren İstasyonu kısmen zamanımıza kadar gelebilmiştir. Hama mimarisindeki taş işçiliği* abartılı bir* süsleme içerir avlu döşemeleri, fıskıyeli havuz sistemleri, mihrap ve duvar kaplamalarında renkli mermer süslemeleri Selçuklular’dan Osmanlılara* kadar kullanılmıştır. Dinî mimaride cami ve mescidlerin Osmanlı öncesinde* enine dikdörtgen planlı, tek veya iki sahanlı bir harimden oluştuğu görülür.* tonozlar geniş kemerlerle desteklenmiştir
*Hama, Halep-Dımaşk kervan yolunda* birçok han inşa edilmiş şehir ticaret merkezi haline getirilmiştir. Kale tipinde sağlam bir mimariye sahip* ticaret hanları şadırvanlı bir avlu iki katlı,* revaklı odalardan oluşmaktadır. avlunun ortasında bir mescid yer almaktadır. hanlar çarşılar özellikle Osmanlı döneminde şehrin sosyal ve ekonomik yapısını diri tutmuştur Memlük döneminden günümüze kadar varlığını* sürdüren su* kemerleri,* Hama’nın sembolüdür Hama yakınındaki Selemiye kasabası Şümeymis Kalesi Osmanlı yapısıdır Bir tepe üzerinde toprakla yükseltilmiş kale uzaklardan kartal yuvasına benzemektedir. Hisar niteliğindeki yapının yalnızca surlarından bazı bölümler günümüze ulaşmıştır. Selemiye’deki İsmâiliyye Cami ve Türbesi sağlam ve kullanılır, hamam ise metrûk durumdadır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:01   #53
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye*

*Konum ve mimarisiyle Suriye’deki en görkemli savunma tesislerinden olan Hama’daki Kal‘atü’l-Hısn, Sultan Baybars’ın eseridir. Haçlı işgali ve Osmanlı dönemlerinde eklemeler yapılmıştır. İç kalesi, müstahkem burç ve kuleleri, sarayı, camisi, kilise, depo, dehliz ve koridorlarıyla kitâbe, arma ve damgayı üzerinde taşıyan muhteşem bir mimarlık âbidesidir. Aynı adla Baybars tarafından yaptırılan külliyede cami, bîmâristan, türbe ve zâviye yer almaktadır. Yapıları yıkılmışdır. Humus’ta Memlük Sultanı Baybars’ın yaptırdığı Hâlid b. Velîd Camii, II. Abdülhamid tarafından 1898 de yenilenmiş, 1973’te Suriye Vakıflar Bakanlığı’nca restore edilmiştir. Kemerleri iki renkli taşlarla çatılmış revaklı iç avluya açılan cami* Batılılaşma dönemi Osmanlı mimari üslûbunu yansıtmaktadır.
Dört ayak üzerine oturtulmuş merkezî örtü sistemine sahiptir. aydınlatma yöntemi gotik katedralleri hatırlatmaktadır. Zengin süslemeli mihrap ve minberi dikkati çeken unsurlardır. Ahşap türbe kapısı Memlük döneminden kalmadır.
*Fezâil Camii Sirâc Camii ve Osmânî Hamamı, Paşa Hamamı, Tren İstasyonu Humus’ta ilk Osmanlı eserleridir. Eyyûbî eseri ulucami yenilenmiştir. Humus’un kapalı çarşısı ve sokakları ile evleri tarihî dokusu Osmanlı mimarisidir Âsi nehri kenarında yükselen kayalık üzerine kurulmuş hisar niteliğindeki Şeyzer Kalesi harabedir Hama-yolundaki Kal‘atü’l-Madîk ise* sağlamdır. Aynı yol güzergâhında Nebke’de Sinan Paşa Camii ve Hanı Osmanlı Sarayı, Madîk Kalesi Lazkiye-Halep yolu üzerinde Eriha’da Kara Mehmed Mescidi, İdlîb’de Beşir Ağa Camii Osmanlı mimarisinin temsilcileridir. Madîk’teki Osmanlı Camii enine dikdörtgen planlı, mihrap önü kubbeli, girişinde üç gözlü son cemaat yeri olan sağlam bir yapıya sahiptir.

*Kızlarağası Mehmed Ağa’nın 1563 te yaptırdığı Osmanlı Hanı büyük ölçekli, tek katlı hol ve büyük odalardan oluşan bir plan şeması gösterir.
Akdeniz sahilinde bir liman şehri olan Lazkiye, Osmanlı döneminde gelişmiştir. Çarşı ve hanlarıyla* Osmanlı üslûbu hâkimdir. Mağribî Camii Lazkiye’nin cuma camilerindendir. Geniş bir avlunun önündeki cami* kesme taşla örülmüş, güney cephesi süsleme ve kuşatma kemerleriyle hareketlendirilmiştir. Kuzeyinde revaklı abdest mahalli ile hücreler, bitişiğinde türbe* yer almaktadır. Çok kubbeli yapılar grubunda büyük ölçekli bir plan şemasına sahip Cedîd Camii 1727 de Süleyman Paşa’nın eseridir. dört sütun ve kemerlere yaslanan altı kubbe ve iki tonozlu örtü sistemiyle Osmanlının Suriye’deki temsilcisidir
*Pazar Camii Şeyh Zâhir Camii* lazkiedeki mütevazi* camilerdir* Lazkiye’deki cami minareleri çokgen veya silindirik gövdeleriyle Osmanlı tarzını yansıtır Cebele ve Lazkiye’deki yapıların iç mekânlarında süslemeye yer verilmemiş, taş yapılar sıvanarak kireçle badana edilmiştir. Lazkiye’deki sivil mimari* Suriye’nin diğer şehirlerinden farklıdır Sahil şehri oluşu yanında Fransızlar’ın işgal yıllarında mimari dokuya müdahale etmeleri konutlarla ticaret merkezlerinin görüntüsünü değiştirmiştir.Tartus’ta İbrâhim Adî Türbesi kare planlı dilimli kubbe örtülü, Osmanlı makam türbesidir. Osmanlı Hamamı* yenilenmiştir. Lazkiye’ye 35 km. uzaklıkta Behlûliye’deki Selâhaddin Kalesi, Suriye’deki en büyük ve görkemli Eyyûbî eseri olup, bölgeye hâkim yüksek dağ silsilesi üzerine kurulmuştur.

*Hama-Lazkiye yolu üzerinde Masyâf Kalesi, Kadmûs Kalesi, sahilde Bâniyâs’taki Merkab Kalesi hisar türünde askerî amaçla yapılmış müstahkem savunma tesisleridir. Cebele’de Sultan İbrâhim (İbrâhim Edhem) Külliyesi 1350* Memlük eseridir; Osmanlılar ve Suriye tarafından yenilenmiştir. Cami zâviye, imaret, türbe ve idare binalarından oluşur büyük* bir yapıdır. Güneydoğu köşesi İbrâhim Edhem için türbe olarak düzenlenmiştir. Cebele’deki Hamevî ve Mansûrî camileri de Memlük eseridir.Güney Suriye’de Antikçağ’ın ünlü şehirlerinden Busrâ’da İslâm dönemi eserleri* kalıntıların üzerine kurulmuş Yapı duvarlarında bazalt cinsi taş tercih edilmiş, mekânlar kemer ve konsollara yaslanan düz levha şeklindeki taş dizilerinden oluşan bir tür çatı ile örtülmüştür.
*Fâtıma (Fâtımî) Camii X. yüzyıl sonunda yapılmış, 1208 de Eyyûbîlerce genişletilmiştir. Dört köşe minaresi ve bazalt taşıyla örülmüş sağlam mimarisiyle günümüze kadar gelmiştir. Busrâ’nın en büyük camisi Ömerî Camii Câmiu’l-Arûs antik eserler üzerine Emevî döneminde 721 de yapılmıştır. Kare gövdeli yüksek bir minare revaklı iç avlu ile önde kıbleye paralel iki sahanlı harimden oluşmaktadır. Cami 1112 de yenilenmiştir. Busrâ’da Hz. Muhammed’in konakladığı yerde ona hürmeten 1136 da yapılan Gümüştegin Medresesi’nin mimarlık tarihinde önemli bir yeri vardır. Selçuklu medreselerinin ilk örneklerindendir antik malzemeler ve yöresel bazalt taşı kullanılmıştır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:01   #54
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info suriye* *

*Busrâda antik mimari egemendir 1134 tarihli Hızır Camii Gümüştegin’in eseridir. Yâkūt Camii, Ebü’l-Fidâ Medresesi ve Mencek Hamamı Eyyûbî, Osmanlı* Mescidi ise 1903 Osmanlı döneminden kalmadır. Busrâ* minareleri kare planlı, dört köşe kalın gövdeleri, içte spiral merdivenleri, ikiz pencere şeklinde dört yöne açılan müezzinlikleriyle aynı özelliği taşır. Romalılar’ın yaptığı Birketü’l-hâc denilen* su sarnıcı birkaç defa onarılmış ve günümüze kullanılmıştır. Baybars’ın 1277 de tamir ettirdiği Erîhâ Ulucamii bir avlu önünde enine dikdörtgen planlı iki sahanlı şeması, mihrap önü kubbe, diğer kısımları çapraz tonoz örtülü taş mimarisi ve kare gövdeli minaresiyle tipik bir Türk eseridir. *Erîhâ’daki Kara Mehmed Mescidi* küçük ölçekte ele alınmıştır. İdlib Ulucamii Câmi-i Kebîr çok kubbeli Osmanlı camileri grubunda tasarlanmıştır* Beşir Ağa Camii, Suriye’deki geleneksel Osmanlı* mimarisini yansıtır. minaresi sekizgen gövdelidir. Halep yakınlarında Bâb’daki el-Câmiu’l-Kebîr* bir Selçuklu eseridir ve Memlükler döneminde 1343 te* yenilenmiştir. Revaklı avlunun ortasındaki şadırvan Osmanlı döneminde eklenmiştir. Menbicteki* Necm Kalesi IX. yüzyılda kurulmuş, Melik Zâhir zamanında 1216 da ilâve edilmiştir. Hisar türünde, yolları kontrol etmek amacıyla yapılan askerî tesislerden biridir. Şam-Der‘â yolu üzerindeki Müzeyrib Kalesi, Sultan Selim tarafından inşa ettirilmiştir. Kale meskûn mahaldir ve harabedir

*II. Abdülhamid’in 1901-1905 te yaptırdığı Hicaz Demiryolu hattı Suriye topraklarından geçer Tren istasyonları* birçok yapı ile birlikte tasarlanmıştır. istasyonlarda idare binası, yolcu bekleme salonları misafirhaneler, lojmanlar, tuvalet ve su depoları, hangar ve eşya depoları yer almaktadır. Hicaz* hattı terkedilince mimari eserlerin çoğu harabe haline gelmiştir. Der‘â, Hırbetü’l-Gazâle, İzra‘ ve Mehacce tren istasyonları Der‘â-Şam arasındaki Hicaz Demiryolu hattına* önemli örneklerdir. Der‘â’daki Sûku’l-atîk de tren istasyonu ile birlikte yaptırılmış ticaret merkezidir. Suriye’deki hanlar menzil* ve şehir içi hanları olmak üzere iki grupta toplanır. Menzil hanları mimari yapılardır. Yol hanları kale tipinde inşa edilmiştir *Şam-Hama yolundaki Arus Hanı ile Dennûn Hanı yeni restore edilen menzil hanlarıdır. Şam-Humus yolunun Bağdat kavşağındaki Ayaş Hanı bir menzil hanıdır Şam-Humus yolu üzerinde Kutayfe’deki Sinan Paşa Külliyesi han, hamam, mescid, imaret ve zâviyeden oluşan menzil külliyesidir. Küçük ölçekte ve kare planlıdır Girişinde Osmanlı mimarisinde son cemaat yeri mevcuttur. Mihrap ve minberi taştan yapılmıştır, iç mekân kireçle sıvanmıştır. Sekizgen gövdeli minarenin şerefesi ahşap siperlikle kapatılmıştır. hamam terkedilmiştir külliyenin askerî tesis olarak kullanılmaktadır. Şam-Palmira yolundaki Türâb Hanı, Menkûre Hanı ve Nâsıriye yakınındaki Utne Hanı harabe halindedir

*Hama-Halep karayolu üzerindeki Hân-ı Şüyûh* büyük bir menzil külliyesidir. çevresinde bir kasaba vardır külliyenin avlu cami, tekke, zâviye, hamam, köşk, konak ve bedesteni mevcuttur. II. Abdülhamid zamanında 1907’de tamiratı yapılan külliye yıkılmıştır. Hama-Halep yolundaki Maarretünnu‘mân’daki Murad Paşa Hanı XVII. yüzyılda büyük ölçekte tasarlanmıştır. eyvan, oda ve hollerden oluşur revaklı avlusunun ortasına mescid-tekke yerleştirilmiştir. imaret, fırın, hamam gibi yapıları vardır. Günümüzde döşeme mozaikleriyle mimari elemanların sergilendiği müze durumundadır. Maarretünnu‘mân’da ayrıca Selçuklu dönemi eseri ulucami* Nebî Yûşâ Mescidi ve Makam Türbesi Maarre Kalesi gibi anıtsal* yapılar bulunmaktadır. Sebil Hanı ve Camii önemli Türk mimari eserleridir.*Ca‘ber Kalesi Tabya Barajı suları altında kalmış, yakınındaki Süleyman Şah Türbesi 1974’te yüksek bir alana taşınmıştır. Kalenin konumu ile müstahkem surları ve savunma tesisleri, Fırat nehrindeki* ulaşımı koruyacak nitelikte askerî* mimarlık âbidesidir. İçindeki yapılar yıkılmış, yalnızca Kale Camii’nin minaresi ayakta kalmıştır. Mezarların taşınması ile üzerine yapılan yeni Süleyman Şah Türbesi modern bir mimari tasarımla şekillendirilmiştir. İçinde üç sanduka vardır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:02   #55
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak huzursayfası.com İlayı Kelimetullah Nedir

*İ'LÂY-I KELİMETULLAH Allah'ın adını yüceltmek için Allah'ı inkar edenlere karşı savaşmaktır
Allah'ın adını İslâm dininin tevhid akîdesini şanına uygun bir biçimde yüceltip yaymaktır cihattır
İslâm, bütün insanlığadır. hayrın insanlara yetişmesi insanlık ile hayrın arasına hiçbir engelin girmemesi, Allah Teâlâ'nın* yücelmesi ilahi kelimetullahtır İslâm nimetinin* insanlığı kuşatmasına yayılmasına karşı çıkanlar, insanla hayrın arasına girmiş Allah'ın kelimesine saldıran bir mütecavizdir* engelleyici güçleri ortadan kaldırmak için yapılacak mücadele, Allah'ın kelimesini yüceltmeye çalışmak ilahi kelimetullahtır*mücadele ve savaş insanlara zorla İslâmı kabul ettirmek için değil, onlara fikir ve vicdan hürriyeti vererek doğru yolu bulma imkanını elde etmeleri için yapılır. İslâm dini, hiç kimseyi* inanmaya zorlamaz. Ancak, İslâm'ın yolunu tıkayanları etkisiz hâle getirerek hidayete erdirir İslâm, adalet ve doğruluktur ona saldıranlar, zâlimlerdir müslümanlar Allahı yüceltmek için savaşmalıdır allahtan uzaklaşanları -kılıca sarılmak pahasına- tekrar O'na bağlamak gerekir. i'lây-i kelimetullah görevi;* adalettir tecavüz ve düşmanlığın önlenmesidir* şu ayeti zikredelim "Eğer müminler* savaşırlarsa aralarını düzeltiniz; saldıranlarla Allah'ın buyruğuna dönmelerine kadar savaşınız; dönerlerse aralarını adaletle bulunuz, adil davranınız; şüphesiz Allah adil davrananları sever" (el-Hucûrât, 49/9).

*İslâm'da cihad ilâyı kelimetullah uğrunda ve İslâm yolunda gayret göstermektir. cihat i meşrû müdafaa malın, ırzın, hayatın müdafaası ve tehditi ortadan kaldırmak, dinî korumak* İslâm toplumunu korumaktır Allah'ın hâkimiyeti ve emirleri için yapılan çalışma ilahi kelimetullahtır müslümanlar kesinlikle savaşı ve düşmanı sevmez, savaş söz konusu olduğunda ellerinden gelen gayreti sarfederler. Allah Teâlâ, saldırgan tarafın barış isteğinin kabul edilmesini müslümanlardan şu ayet ile ister: onlar barışa yanaşırlarsa, sen de yanaş* Allah'a güven. O şüphesiz işitir ve bilir" (el-Enfâl).* hadis-i şerif de Düşmanla karşılaşmaya* istekli olmayın, Allah'tan selamet dileyin. onlarla karşılaşırsanız sebat edip sabırlı olun. Cennet kılıçların gölgesi altındadır" (Buhârı, Cihad).
*İnsanoğlunun yeryüzüne gönderiliş ve yaratılış gayesi, Allah'ın hakimiyetini ve hükümdarlığını kurmak, O'na kul olmak ve ibadettir. İnsanı* gayesinden saptıran, Allah'a kul olmaktan çıkarıp kula kulluk eden güçler, Cenâb-ı Hakk'ın hakimiyetine kafa tutmuş, inanç* hürriyetini gasp etmiş ve toplumu fesat çukuruna sürüklemişlerdir. "hak, kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten inananları, imandan küfre döndürme hevesindedirler kendi dinlerine uyuncaya kadar asla dindarlardan hoşnut olmazlar ve güçleri yetse müslümanları dinlerinden döndürünceye kadar savaş ederler işte bu inkârcıların fitne ve fesatlarına engel olmak, insanları kişilere kul olmaktan kurtarıp Allah'a kulluğu ve O'nun hakimiyetini kurmaya çalışmak, Allah Teâlâ'nın insanlara emridir.

*Yeryüzünde fitne kalmayıncaya ve din Allah'ın oluncaya kadar savaşın. vazgeçerlerse sataşmayın. Zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur" (el-Bakara).* İslâm dindar olduğunu iddia eden kendini ehl-i kitaba nisbet eden müşriklere* Allah'ın güç ve otoritesine karşı çıkan şirkte bulunanlara cihat ilân edecek ve bunu mukaddes bir görev bilecektir.Kur'an-ı Kerîm'de i'lây-ı kelimetullah için,* cihat edenlerden şu şekilde* bahsedilir: "İnananlardan oturanlar ile, mal ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler eşit değildir. Allah, mal ve canlarıyla cihat edenleri, mertebe yönüyle* üstün kılmıştır. cenneti vadetmiştir, -Nisâ,
*Allah için cihat edenlere ödül olarak verilecekler ayetlerle bildirilir: "Ey inananlar! Sizi can yakıcı* azaptan kurtaracak kazançlı yolu göstereyim mi? Allah'a ve peygamberine inanır, Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihat ederseniz; bu en iyi yoldur. Allah günahlarınızı içlerinde ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerine koyar. Büyük kurtuluş budur" (es-Saff); "Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak Cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan çok tutan kim vardır? yaptığınız alış verişe sevinin; bu büyük bir başarıdır" (et-Tevbe).
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:02   #56
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak huzursayfası.com İlayı Kelimetullah Nedir

*Allah Teâlâ, müslümanları her an cihada hazır isteyerek söyle buyurur: düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve cihat için, bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, Allah düşmanını, korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız,sevabı eksiksiz ödenir asla haksızlığa uğratılmazsınız" (el-Enfâl).Cihadın ve savaşın süresi için ayet-i kerime şu hükmü ortaya koyar: kitap verilenlerden, Allah'a ve ahirete inanmayan, Allah'ın ve Peygamberin haram ettiğini haram tanımayan hak dinini din edinmeyen kimselerle; cizye verinceye kadar savaşınız" (et- Tevbe,).
i'lây-ı kelimetullah veya cihat konusu hadislerde de ele alınmıştır:*Efendimiz, Allah uğrunda cihat eden için şöyle buyurmuştu: "Sadece Allah'ın adı yüce olsun diye cihat eden kişi Allah yolundadır"Fazilet yönüyle üstün olan"canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan mümindir Hz. Peygamber Allah yolunda cihat edenin şehit olması halinde Allah'ın inâyeti ile hesapsız ve azapsız derhal Cennete gideceğini, şehit düşmeyip evine sağ salim döndüğü takdirde, ecir ve sevapla hem de ganimetle döneceğini"* bildirir.Allah'ın adını yüceltmek için yola çıkıldığında Allah'ın yardımının olacağını, değişik niyetlerle değil sadece Allah için cihat edilmesi gerektiğini, böyle müminlerin dünyada ve ahirette Allah'ın koruması altında bulunacağını bildirmektedir.

*Her kim Allah uğrunda gaza edecek bir askerin, sefer için eşyasını tedârik edip hazırlarsa, gaza etmişçesine sevaba nail olur. her kim Allah yolunda gaza eden bir askerin, geride bıraktığı işlerine ve ailesine namuslu bir şekilde gözetirse da gaza etmiş gibi olur İslâm devleti* iman ve cihad* kuvveti hazırlamak, ve geliştirmekle sorumludur. Amaç hidayete ve Hakk'a götürmektir Bu devlet yeryüzünün en büyük kuvveti olmalı, batıl güçler titremeli, yeryüzünün en icra köşesinde islam hissedilmelidir. Hiç kimsede* millette İslâm yurduna saldırma gücü kalmamalı, herkes Allah'ın saltanatına sığınmalı, hiç kimse İslâm davetine karşı çıkmamalı, insanları bu davete icabetten hiçbir şey alıkoymamalıdır* din, sadece Allah'ın olmalıdır . cihat bütün müslümanlara farzdır. Müslüman savaş alanına, yalnız Allah'ın kelimesinin yücelmesi ve O'nun hakimiyetinin sağlanması için çıkar.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-17-2018, 08:03   #57
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak turanbozkurt.worldpress.com
İLAYI KELİMETULLAH

*Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve üzerinize güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de* Kur’an’da Müslüman diye isimlendirdi Peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara şahit ve örnek olasınız. namazı kılın, zekatı verin Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!” [Hac,] Yüce kitabımızda açıkça belirtilmiştir; Türkler sonradan Müslüman olmamışlardır. “Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da Müslüman diye isimlendirdi” denilerek Allah’ın kırbacı Türkler’in görevi açıklanmıştır.
*Yüce dinin peygamberini (haşa) vasıfsız, korkak ve ürkek gösteren batıl günün* sahipleri, Hz. Adem’i cennetten yaprak ile gelen ve elbisesiz, edep yerleri açık tasvir eden ve de bizi bunlara inandıranlardır İlayı Kelimetullah’ı anlamak için öncelikle tüm yanlışları kafalardan silmek lazımdır ancak bu şekilde Allah kelamı berrak, sade ve doğru anlaşılabilir…Oğuz Türk’leri için Kızılelma, üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan uzaklaşıkça* cazibesi artan idealler ve hayallerdir. ulaşılmak istenen” ülküdür İstanbul’un Fethi’nden sonra, Kızılelma Roma’daki Saint-Pierre Kilisesinin mihrabındaki altın toptur sultan Fatih, İstanbul’un fetihinden sonra, İstanbul’daki pislik, şirk ve zulümü Roma’ya kovmuş haçlılar, kin ve nefretine buradan devam etmişlerdir.

*Sultan Fatih erken ölmeseydi Costantine’ye İstanbul dedirttiği gibi; Roma’ya da Türkeli dedirtecekti…Türk’ler Müslüman olmadan öncesi Şamanizm gibi hurafeler ve batıllarla dolu dinlere değil değil tek bir tanrıya gök tanrıya inanmışlardır Örneğin; “Tanrı irade ettiği için tahta oturdum; dört yandaki milletleri nizama soktum” diyen Oğuz Kağan anlatılmaktadır. Türklerin İslamiyete geçmeleri kolay oldu çünkü inandıkları Gök Tanrı İslamiyete benzer özelliklere sahipti.Türkler namaz kıldı oruç tuttu kurban kesti ve hacca gitti* ilk atalarından beri Allah’ın dini* islama uydu
Türklerin İlk Atalarından biri; Hz. Nuh’tur… Kur’an’da, tufanın ardından gemisi Cudi Dağına yerleşmiştir
*Allah tarafından denildi ki: “Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! sular çekildi. Emir yerine geldi Gemi de Cudi dağına oturdu. O zalim kavme dünyadan uzak olun denildi.“ [Hud]
Cudi dağı Mezopotamya ve Konya’ya yakındır. ilk yerleşmeler bu bölgelere olmuştur. gizlenen gerçeklerden biri de Türklerin öz yurtlarının sadece Orta Asya değil, Avrasya* Avrupa ve Asya’nın kapsandığı topraklardır…Hz Nuh’un oğulları; Sam, Ham ve Yafes’dir. Hz Nuh’un oğlu Sam’dan Asur ve Araplar; Ham’dan İsrail, Hint-Avrupa Milletleri; Yafes’ten Türk’lerin türediği söylenmektedir

*Yafes’in oğullarından biri Tarşiş’dir. Türkçe özellikler taşımaktadır Yafes’in bir diğer oğlu, Mogog bir Türk devleti ismini akıllara getiriyor…
Yafes’in torunu Togarmi’dir… Togarmi’nin oğulları Togarmi’nin oğulları ise Uygur, Tiras, Avar, Hun,* Bulgar, Sabir’dir…türk soyu hz nuha dayanır
Sümer, Gog, Mogog, Gur, Guz, Oğuz, Macar…gibi isimler hz nuhun soy ağacına dayanır
Türklerin ilk atalarından beri Müslümandır* peygamber torunudur milletin inançlarını yalancı tarihçiler değiştirmiş ve “Siz önceleri Müslüman değildiniz” iftirasını atmışlardır Oğuz Kağan’ın dediği gibi* “Titre! Kendine Dön!..” İslam ilk insandan son insana kadar vardır… Öncesi sonrası yoktur… İslam’dan önce Türk tarihi, İslam’dan sonra Türk tarihi gibi bir ayrıma da gidilemez…
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-20-2018, 08:35   #58
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak turanbozkurt.worldpress.com
İLAYI KELİMETULLAH

*İlayı Kelimetullah dünya bitmeden gerçekleşecektir bir bilim kurgu veya hayal değil gerçekleşecek bizzat Allah tarafından vaat edilen bir mutluluktur.İla’y-ı Kelimetullah, Allah’ın Kelimesidir… Allah ismini duyurmak, zikretmek ve yüceltmektir Allah adını inkar edenle Allah yolunca savaşmaktır İslam dini tüm dünyaya gelmiştir. Türkler, İslamı yaymak ve gönüllere nakşetmek amacı ile İlayı Kelimetullahın işçileridir cihat insanlara zorla İslamı kabul ettirmek için değil, onlara fikir ve vicdan hürriyeti vererek doğruyu bulma imkanını elde etmeleri için yapılır.
*İslam dini, inanmaya zorlamaz. İslam’ın yolunu tıkayanları etkisizleştirerek insanlara yardımcı olur. Tarihten Türk adını silmeye çalışanlar Hz. Muhammed(sav)’in elçilerinin, atlar üzerinde kilometrelerce mesafeleri gönüllü olarak geçen, kurak topraklara ve vahşi atlara alışkın olan Türkler olduğunu saklamaktadırlar.Fitne ve fesat çoğalıpta kan gövdeyi götürdüğünde Allah bümmete bir ordu gönderecektir; onlar ata binmede üstün ve silah kullanmada çok mahirdirler. İşte Allah (c.c.) dini onlarla yeniden güçlendirecektir.” Hz. Muhammed
İslam dini savaşı, zulmü emretmez.ancak İslama engel olanlarla savaşılmalıdır. savaş, bilim ve teknik ile olacaktır. bilim ve teknik Müslümanlarca yitirilmiştir

*İlayı Kelimetullah’ın tersine çalışan, ve düşmanlık edenlerle savaşılmalıdır Yeryüzünde fitne kalmayıncaya ve din Allah’ın oluncaya kadar savaşın. vazgeçerlerse sataşmayın. Zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur.” [ Bakara,] İlayı Kelimetullahtan bahsetmeyen, uyuşuk beyinler namazını kıl, gerisine karışma” şeklinde Müslümanı benliğinden uzaklaştırmaktadırlar ve sabretmenin mücadele etmek olduğunu bilmeyen kişiler ortaya çıkarmak çabasındadırlar. Müslüman ibadetlerini yaparken; namazını kılar ve orucunu tutarken, Allah’ın en sevdiği ibadet olan İlayı Kelimetullah için de mücadele etmelidir *İman edenlerden oturanlar ile, mal ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler eşit değildir. Allah, mal ve canlarıyla cihad edenleri, oturanlardan üstün kılmıştır. cenneti vaad etmiştir, Allah cihad edenleri, oturanlara; büyük ecirler, dereceler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır.”[Nisa] bir insan namaz için camiye yürürken başına bir iş gelse ve ölse, namaz kılındı olarak işlenir… Öyleyse bizler İlayı Kelimetullah ülküsü için kendimizi feda etmeliyiz, başarısızlık ve kaybetmek Allah’tan yana olanlar için değildir. Bunca zaman “kanımız aksa da zafer İslam’ındır” dedik… Şimdi ise “Kanımız aksa da akmasa da zafer İslam’ındır…diyoruz

*mücadele için ne kadar süre mücadele edeceğimizi tahmin edemeyiz ama ömrümüz sona ermeden Kızıl Elma’ya ulaşacağımızı biliyor ve iman ediyoruz… Çünkü İlayı Kelimetullah davası için büyük bir yardımcımız var… Allah var!..
Türk İslam Ülküsü denildiğinde, İslamiyet denildiğinde tüm müslüman milletleri kapsar Türklük sadece İslamiyet’i kabul eder. İslamiyet dışında farklı bir inanç, Türk’ün vücuduna uymaz, hata verir, yara bere olur… Bu yüzden Türk Birliği kurulmalı Turan evlatları İlayı Kelimetullah’ın dede emaneti olduğunu anlamalıdır Türk’ün ödevi bellidir Türk Başbuğlarının kimisi İlayı Kelimetullah’a çok yaklaştı kimisi de gerçekleştirecek askerler yetiştirdi…
*İlayı Kelimetullah tüm dünya yüreklerine Allah adını nakşetme ülküsüdür. Dev betonlara Bilge Kağan “Ben Tanrının dünyadaki askeriyim” diye yazarken, Çin sarayını basarken Kürşad’ın aklındaki, gemiler karadan ilerlerken Fatih’in aklındaki, Nutuk’u kelime kelime arkadaşlarına okurken Mustafa Kemalin aklındaki hep buydu… Başbuğ Alparslan Türkeş’in bir siyasi liderin de ötesinde Başbuğ oluşunun sırrı bu idi…İlayı Kelimetullah… Saklanan gerçekler ve Türk İslam Ülküsü buydu… Şimdi sen de haberdarsın… Allah’ın en sevdiği ibadeti yerine getirirken bu işin çok güç olduğunu düşünmeye gerek bile yok…Çünkü bir yardım eden var… Allah var!…
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-20-2018, 08:36   #59
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Selim Gürbüzer - İ’lay-ı Kelimetullah Davası

*İ’lây-ı Kelimetullah, Allah adını yüceltmektir hem iç, hem de dış dünyada Lafza-i Celâl Allah lafzını zikrini sıkça anmaktır İç dünyada Allah zikrinden yoksun gönüller, İ’lây-ı Kelimetullahtan uzak kalmaya mahkûmdurlar. Kalp Allah’ı zikretmeyince, âlem felah bulamaz. Allah’ın zikri. Ve O’nu anmak bir ömre bedel ab-ı hayattır.*İ’lây-ı Kelimetullah’ın mana ve ruhunu bilebilsek, istikamete varmış olacağız. Türkler İslâm’dan önce cihan için uğruna savaşırken, İslâm’dan sonra İ’lây-ı Kelimetullah için Nizam-ı âlem ülküsü ve cihat için savaşmıştır. Türkler, İslâm uğurunda can vermeyi şeref bilmişlerdir. *Neydi şeref?** Hiç kuşkusuz canından aziz bilip gözünü kırpmadan seve seve uğruna feda edeceği ülküydü İ’lây-ı Kelimetullah âleme nizam verme Allah adını, iç ve dış âlemde yüceltmek kulvi bir dava yoktur* bu duygu selinin alternatifi yoktur Yeryüzünde Allah diyen bulundukça kıyamet kopmayacaktır”* Dün İslam’ı silmek için Haçlı ittifakı kurulmuşsa bugün aynı örgütler devam ediyorlar. Çeçenistan, Bosna, Irak, Filistin, Mısır, işte Suriye bunun en hazin örnekleridir. yaşanan tüm acıya rağmen Hıristiyan batı, bm sırra kadem basıp sessizliğe bürünmüşlerdir. insanlıktan bihaber halde olaylara seyirci kalmakta tüm acıyı seyretmişlerdir

*Söğüt’te başlayan İlây-i Kelimetullah davamız, Viyana kapılarına dayanmıştır ülke ayağa kalkarsa, ne Bosna, ne Çeçenistan, ne Filistinde gözü yaşlı analara, yürekleri dağlanan babalara şahit olmayacağız mazlumların gök kubbeyi inleten yakarışları Allah indinde karşılık bulacaktır. Osmanlı gittiği yerlerde kan, zulüm, kin ve nefret ekmedi. herkesi adaletle yönetti. azınlıklar kendi krallarından görmediği insani muameleyi, İslâm ile yaşamışlardır. Devlet-i Aliyye’nin kuruluşunda sevgi hamuru vardır, zulmedemeyiz.* Söğüt’te Osman Gazi ve Şehy Edebali’nin ektiği ulu çınar tohumu tutmuş ulu çınar etrafında Orhan Gazi, Yıldırım Bayezid, Murat Hüdavendigar,* Fatih Sultan Mehmed, gibi nice yüce padişahlarımız sıralanmıştır* *Söğütteki koca çınardan serpilen bin bir lezzette meyve ve çiçekler açtıkça insanlık soluk almıştır.* insanlığa soluk aldıran leziz meyveler* “Ordu-Medrese-Tekke”* teşkilatlanmasındır* Ne var ki soylu ağaç kuruyup yaprakları solmuş meyve vermez olmuştur.*medreselerimizi dergâhlarımızı,* ordumuzu unuttuk Osmanlı gerileyince alafrangalaşmaya başladık alafrangalaştıkça dura kaldık. eski ihtişamımızı kaybettik şimdi dirilmeye ihtiyacımız dünya islamın ve türkiyenin dirilişinden çekinmekte. Aliya “Türkiye ayağa kalkarsa, dünya ayağa kalkar” sözleri haçlıları kuşkulandırıyor ancak korkunun ecele faydası yok,*Allah ismi anıldıkça kıyamet kopmayacaktır.

*İsmi azam bütün Esma-i İlahiye’yi kuşatıyor ve tüm insanlık güzel isimlerinin yüzü suyu hürmetine hayatını idame edebiliyor.*kalpte Allah adını sıkça anıp Esmâ’ül Hüsna’nın mânâ ve ruhuna sadık kalmak gerekir. Resûlallah (s.a.v.): “Bedende bir et parçası vardır, düzelirse bedenin hepsi düzelir, bozulursa beden bozulur. Dikkat edin o kalptir” buyurmuştur.* Şah-ı Hazne (k.s.)* Kalp’te 70 küsur şube vardır. Nefsinde 70 küsur başı vardır. Kalp kuvvet bulursa nefs kendini geriye çeker. Kalpte zikir yoksa nefs hücum eder”* kalbin gıdası İlây-i Kelimetullahtır demiştir. Gavs-ı Bilvanisi kalbin ruhani yüreğe bağlı bir hakikati camia olduğunu, et parçasının onun aynası olduğunu beyan etmişlerdir. *ruhun aynası kalp, kalbin aynası yürek,* kalbin vasıtası akl-ı selimdir. bütün mesele kalbte gizlidir. kalbi “Lafza-i Celâl” zikri ile beslersek İlây-i iksiri iç, ve dış âlemimizde gerçekleşebilir. Aksi takdirde kalp gaflet içinde karanlığa mahkûm kalıp, iç ve dış âlemimiz tarumar olacaktır. Evliyaullah, kalbin iki yüzü olduğunu, birinci yüzünün cesede baktığını, ikinci yüzünün de ruha baktığını buyurmuşlar bedenin arşı “kalp”* ruhun arşı da “Âlem-i emr”’ olduğunu belirtmişlerdir.*Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de; “Gerçek müminler Allah anıldığı zaman kalpleri titrer” buyurmaktadır. Peygamberimiz Allah’ım korkmayan kalpten sana sığınırım” niyazında bulunup kalbin ehemmiyetini ortaya koymuştur
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-20-2018, 08:36   #60
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Selim Gürbüzer - İ’lay-ı Kelimetullah Davası

*kalpler ancak İ’lây-ı Kelimetullah zikriyle aydınlanabilir İ’lây-ı Kelimetullah davası ulvi bir davadır dünya onu satın alamaz. Dava Allah’ı çokça anmak, pirüpak örnek bir mümin olabilmektir. Allah’ı zikiriyle hayatımızı renklendirmemiz icab eder. renklendirebilirsek Allah Teâlâ’nın buyurduğu; “Onların ticaretleri, alışverişleri, Allah’ı hatırlamalarına mani olmaz” ayeti kurtuluşumuz olacaktır. Bahauddin Nakşibend (k.s.) Mina pazarındayken bir genç elli bin altın civarında alış veriş yapıyordu.*Fakat gencin kalbi “Allah, Allah...” diyordu Kâbe’nin eşiğinde aksakallı bir yaşlı ağlıyordu Kâbede Allah için ağlanırdı oysaki ihtiyarın kalbi Allah’tan dünyalık istiyordu*zahirimiz* halkla, batınımız Hakk’la olmalıdır arifler bu hale “Halvet der halk içinde bir şeylerle meşgul olsak bile iç dünyamızda Allah adını yüceltmek insana “Eşref-i mahlûkat”* özelliği kazandıracaktır.kalp ile tasdik, dille ikrar ilmi tevhid’dir. İnsanın bu ölçüde yaşaması ise ameli tevhiddir İ’lây-ı Kelimetullah tevhid şuuruyla mana kazanıp Kelime-i Şehadet’le taçlanır. cennet anahtarı Kelime-i Şahadet ihlâs, teslimiyet ve muhabbettir Bu üç unsurun açamayacağı kapı yoktur.* Kelime-i Şehadet kurtuluş anahtarımızdır İhlâs, Allah’a kullukta samimiyettir . Teslimiyet, tevhid sancağına râm olmaktır. Muhabbet tevhid meşalesine can-ı gönülden sevgi duymaktır.

*Resulü Ekrem şöyle buyurdular: “enbiyanın en hayırlı kelimesi Lâilahe İllallah’tır. yedi kat gök ve yedi kat yerin terazisinin bir kefesine, Kelime-i Tevhid bir kefesine la ilahe illallah konsa la ilahe illallah kelimesi ağır gelir.” zikrin en yücesi Kelime-i Tevhid zikridir Bir kere yola çıkmışsak niyetimizi halis tutmak mecburiyetindeyiz. niyet hayır, akıbet hayırdır.* insan kalbini günahlardan korumalı niyetini sağlam tutup Lafza-i Celal zikrine devam etmelidir. Resulümüz Kul günah işlediği zaman, kalbinde siyah bir nokta olur” buyurmuştur kirlenmeye en etkili ilaç, Allah adını kalpte yüceltmektir.*İ’lây-ı Kelimetullah adını yüceltmek için dava özde etki etmelidir Allah adını kalpte anmak gerekir.* *Allah adını sürekli zikretmelidir öyle Allah adı âlem-i emirle kalbe sirayet etmelidir allah zikrini vücudun her zerresine yaymak gerekir Ki; kelime-i tevhid zikrine erişebilelim.*zikre erişildiğinde İ’lây-ı Kelimetullah’ın mana ve ruhuna erişilir Allah’ın Kur ‘an-ı Kerim’de Öyle adamlar vardırlar ki onları ne ticaret ne alışveriş, Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoyamaz” müjdesine erişilir. Allah Resulü yüce mertebeyi şöyle müjdeler; “Kıyamet gününde en büyük derece Allah’ı çokça ananlardır.”*ne mutlu o insanlara İlay-i Kelimetullah iksiri ile huzura eriyorlar.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi