AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-04-2017, 07:34   #91
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri

Cumhuriyet öncesinde kurulan İstiklal Mahkemeleri bu toprakların gördüğü en kanlı kararlara imza attı Hukukçu olmayanlardan kurulu bu gezici mahkeme birçok masumun idamına hükmetti.Resmi tarih İstiklal Mahkemeleriyle ilgilenmedi... Adını anmak günah sayıldı
İstiklal Mahkemeleri'nin nasıl kuruldu kimleri idam sehpasına gönderdi mahkemeler gerçekti birileri zorunluluktandı" dese de dünya hukuk tarihinin yüzkarasıydı...Yıl 1920... Aylardan Nisan'ın 23'ü...
Türkiye'nin 4 bir yanından Ankara'ya gelen vekillerin kişisel çıkarı yoktu herkesin memlekete vatana minnet borcu vardı amaç halk iradesiydi başarı mutlaktı mesele memleketti....son sığınak, tek memleket, elden gitti gidecekti 23 Nisanda Mecliste Çok iş ve çok dert vardı...en büyük dert asker kaçaklarıydı..

100 yıldır aralıksız süren savaşta Köyler erkeksiz - çocuklar babasız kalmıştı...Millet savaşa sıcak bakmıyordu..Meclis'in ilk işi Hıyaneti Vataniyye vatana ihanet kanununu çıkarmak oldu...
29 Nisan 1920 günü yani ilk Meclis açıldı Mustafa Kemal Atatürk başkomutanlık rütbesine getirildi...
Olağanüstü zamanlardı Olağanüstü mahkemeler kurulacak kaçaklar yargılanacaktı...Mahkemeler 18 Nisan 1920 de kuruldu... Gezici mahkemeler... 3 üyeden oluşacak, karar için oy çokluğu yeterli olacaktı. başkomutan mahkemeye müdahale edebilecekti..

Muhalefetin başını çeken isimlerden Elazığ mebusu Hüseyin Avni Bey meclis kürsüsüne çıktı İstiklal Mahkemelerini sert sözlerle eleştirdi..
"Olağanüstü mahkemeler olağanüstü dönemde kurulmuştur. Ancak İstiklal Mahkemelerinin el uzatmadığı hiçbir şey kalmamıştır. Efendiler memleketi yaşatmak istiyorsanız 350 mahkemenin kudretini artırın. Çünkü 5 mahkeme memleketi kurtaramaz. adalete sığmaz. Mesele asker kaçağıysa mahkemelerin yetkilerini sınırlayalım. Mahkemelere yüklenen her şeye hüküm verme yetkisini kaldırmak bizlere farzdır."
İstiklal Mahkemeleri her geçen gün kuruluş misyonunun dışına çıktı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:34   #92
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri şeyh sait isyanı

İstiklâl mahkemelerin hukuku alt üst ettiği gelişmeler 1921'in aralık ayına rastladı..
Halk hilafetin kaldırılmasına tepkiliydi...
İstiklal Mahkemeleri işte o gün devreye girdi...
Meclis'te Konya'nın tümüne irticacı deniyor... tüm Konya'nın tutuklanması emrediliyordu...
İstiklal Mahkemesi, harekete geçti...
Konya merkezde 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, ve ömür boyu cezalara çarptırılmışlardır..."
Resmi tarih gerçekleri yazmadı gerçekler, muhalif kanadın ve koca bir milletin hafızasından silinmedi...

mecliste saltanat ve hilafet tartışmaları devam ediyordu muhalif vekil Sinop mebusu Hakkı Hami Bey söz aldı istiklal Mahkemelerini savunanlara seslendi...Efendiler İstiklal Mahkemeleri'nde adam asmakla gayemize ulaşacaksak, hiç ulaşmayalım. masumlar canından oluyor. İdam tavuk öldürmek değildir, öldürülenler tavuk değildir. Suçlu ya da masum fark etmiyor Anadolu halkı akın akın darağaçlarına götürülüyordu...

İstiklal Mahkemesinin halk arasındaki adı "3 Aliler" divanıydı...İsmi mahkemenin 3 üyesi Kılıç Necip ve Kel Ali'den geliyordu.Ali'ler hukukçu değildi...
muhalefeti susturuyor, saltanatı savunanlardan, muhafazakarlara kadar herkese korku salıyorlardı...
Halk, hilâfet için ayaklanıyor her ayaklanmanın sonu İstiklal Mahkemesinde ve dar ağacında bitiyordu...cumhuriyet sancılı günler yaşıyordu...
11 Ağustos 1923 günü Mecliste muhalefete yer verilmedi... Eskiler tasfiye edildi "inkılaplar" için gerekli olduğu söylendi...İnkılabı Kel Ali anlattı...inkılaplar; suçlular, hainler zararlı olanlar öldürüldükleri zaman oluyor" dedi....

Meclis muhalefetsizdi Cumhuriyet Halk Fırkası ve
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu
Terakkiperverler dine ve inançlara saygılıydı din ve inanç cumhuriyet için tehdit sayıldı...terakkiperverlerin ömrü uzun olmadı
3 Mart 1924 te Hilafet kaldırıldı Anadolu'da kazan taştı..Hilafetin kaldırılmasından sonra Elazığ Ergani Piranda bir isyan başladı.İsyanın başında Nakşibendi Şeyhi Said vardı..
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:35   #93
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ahaber.com
Bir utanç: İstiklal Mahkemeleri
şeyh sait isyanı ve iskilipli atıf hoca

Şeyh Said genç ilçesini ele geçirdi... Elâzığ'a girdi... Diyarbakıra dayandı... İsyan Ankara'da tam bir depremdi Hükümet devrildi...Fethi Okyar başbakanlık görevini İsmet İnönü'ye bıraktı.. İsmet İnönü İstiklal Mahkemelerinin kapısını çaldı..
İsyana katılan destek veren ve masum insanlar kim varsa asıldı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı...Takriri Sükun yasası çıkarıldı...
Yeni bir İstiklal Mahkemesi kurulacaktı...
mahkemelerde Savunma makamı vetanık yoktu...
Verilecek kararlar belliydi...duruşmalar genelde "sanıkların idamına cümlesiyle bitiyordu...
28 Kasım 1925 muhalefetsiz Mecliste...
herkes şapka takmak zorundaydı... fes - sarık takke yasaklanıyordu...

Diyarbakırda... Köylüler, yırtık çarıkları, yamalı hırkalarıyla kameraya poz veriyor... Ama tümünün başında gıcır gıcır şapkalar dikkat çekiyor...
Şapka takmak zorunluluktu...Takmamak suçtu... Cezası idamdı...Çorum İskilipde Atıf Hoca şapka kanunun ilk kurbanıydı İskilipli Atıf Hoca... Karar belliydi... istiklal mahkemelerinde hukuk ve adalet yerle bir edildi...Mahkeme başkanı Kel Ali; savcınınhapis istediği İskilipli Atıf Hoca'nın idamına hükmetti..Atıf Hoca idam edildikten sonra ibreti alem için başına şapka geçirildi demokrasinin yüz karasıydı İstiklal Mahkemeleri ...
Biri hakkında bir söylenti çıkması İftira atılması yeterliydi 3 Aliler Divanı devreye girer zararlı bulduklarını asardı...

Karabekir Paşa bile istiklal mahkemesinde yargılandı...Resmi tarih yazmıyor Kimse konuşmuyor...Konuşmak günah görülüyor...
resmi olmayan tarih tüm doğruları anlatıyor...
İstiklal mahkemesinin celladı Kel Ali "Sadece ben 5 bin 216 kişiyi idam ettim" demişti Tam sayı bilinmiyor...hiç bilinemeyecek...olağanüstü günlerin
Olağanüstü mahkemelerinde işlenen cinayetler hiç bir zaman unutulmayacak...
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:35   #94
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri

İlk Meclisin açıldığı tarihlerde Anadoluda iç ayaklanmaların etkisiyle olağanüstü durumlar yaşanıyordu Asayişsizlik, eşkıyalar ve sefalet Anadolu'yu sarsıyordu. Asker kaçakları tehlikeli boyutlara ulaşmıştı.*İstiklal Mahkemeleri*ilk başta 1920 yılında*Kurtuluş Savaşında ayaklanma çıkaran yağmacıları bozguncuları, casus ve köstebekleri, asker kaçaklarını,*cezalandırmak için kuruldu Kurtuluş savaşında görev yapan mahkemelere birinci dönem olarak adlandırılır. Sonradan kurulan mahkemeler Devrim mahkemesidir Uğur Mumcu'ya göre Devrim Mahkemeleri, savaş ve ihtilal gibi özel durumlarda isyancı, bozguncu ve karşı devrimcilerin yargılandığı infaz kurullarıdır. Mahkemeler Türk Devriminin bir parçası olup devrim için çalıştımışlar ancak amaç ve gayelerinden uzaklaşmışlardır

İlk Meclis açıldığında Silah altına çağrılanlar,*
İstanbul ve Padişahın askerliğin kaldırıldığını ve meclisi gayrı meşru ilan eden Ferman'ın etkisiyle askere gelmiyor kaçıyorlardı. iç ayaklanmalar oluyordu savaşacak ordu bulunamıyordu. İstanbul Hükümeti*ile işbirliği yapanlar, düzenli ordu kurulmasını engelliyordu tüm sorunları çözmek,*
Ankara'nın*otoritesini kılmak ve Yunan ordusunu durdurmak için ulusun inanç birliği içinde otorite altında bütünleşmesi gerekiyordu.*Mustafa Kemal ulusal güçlerin örgütlenmesini bildirmişti.

17 Mart 1920 de Mustafa kemal paşa
Vatanın çıkarlarına aykırı, huzur ve asayişini bozanların şiddetle cezalandırılması emredildi suçlular asıldı askerden kaçanların mallarına el konulup ve evleri yıkılıyordu. Ferit Paşa ve Padişah aleyhine davrananlar vatan hainliğiyle suçlanıyordu iç güvenliği sağlamak, ulusal amaç çevresinde birleşmek ve T.B.M.M.otoritesini egemen kılmak, için T.B.M.M.'nin otoritesine tüm"Osmanlının" uyması için, Ulusal Meclis'in kararlarına itirazda bulunanlar vatan haini ve ihanetle suçlandırılmaları gerekçesiyle 29 Nisan 1920 de hıyaneti Vataniye Kanunu"nu kabul edildi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:35   #95
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri ve hıyaneti vataniye kanunu

Madde 1.Millet Meclisi'nin meşruiyetine muhalefette bulunanlar kesan, hain-i vatan ilan edilecek . Madde 2- hiyanet-i vataniyye'de bulunanlar idam olunacaktı... anlamı şuydu: Yüce hilafet ve saltanat makamını ve Padişah'ın topraklarını düşmandan kurtarmak için kurulan meclise karşı koyanlar vatan hainidirler. cezası idamdır. Bu kanunlan Meclis'in otoritesi sağlanacaktı uygulama sonucunda istenilen başarı elde edilemedi. idamlar Mecliste tepkiye yol açtı Af dileyip, Ulusal Mücadele'ye katılmak isteyenlere fırsat verilmiyor idam ediliyordu

asker kaçaklarına hapis cezası verilmesiyle kaçaklar cephede çarpışmaktansa, hapis yatmayı göze alıyorlardı Hiyanet-i Vataniye mahkemeleri Osmanlı yöntemleriyle çalışıyorlardı. Ulusal otoritenin sağlanabilmesi için devrim yöntemlerine başvurulması gerekiyordu Tevfik Rüştü ve Mustafa Necati Beyler in "Telkin ve Tedhiş Kanunu" önerisinde Seferberlik emrine icabet etmeyenlerin hanesi yakılır ailesi tehcir edilir karşı koyanlar idam olunur." Gibi çok ağır hükümlerden dolayı red edildi. olağanüstü, devrim yöntemleri aranıyordu.Tevfik Rüştü Bey, çeteler ve kaçakların yarattığı tehlike karşısında, M. Kemal'e, "İhtilal Mahkemeleri" kurulması için öneri verdi. isim "İstiklal Mahkemeleri" olarak değiştirildi.*

18 Eylül 1920 de kaçak erat ve casusların yargılanmasıyla İstiklal Mahkemeleri kurulur Mahkeme üyeleri, Milletvekillerinden oluşmuştur. Savaş şartlarında bozgun, yağma ve casusluk vatana ihanet suçları önleyebilmek ve acil hükümler verebilmek için Millet Meclisi tarafından özel kanunla kurulmuştur
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:36   #96
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemelerinde Birinci dönem

18 Eylül 1920 ve 17 Şubat 1921 de görev yapan istiklal mahkemeleri için Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa 14 İstiklal Mahkemesi istedi
7 mahkeme bölgesi saptandı. Istiklal mahkemeleri Ankara, Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu, Pozantı, Diyarbakırda kuruldu
İkinci dönem 30 Temmuz 1921 ile 1923 Ekim ayı arasında çalışmıştır.*Kastamonu Konya Samsun, Yozgat'da kuruldu. İkinci İstiklal Mahkemelerinde asker kaçakları, Kurtuluş Savaşında düşmana yardım edenler ve isyan çıkaranlar yargılandı.*
Diyarbakır'da*Şeyh Sait İsyanı

sonrası Şark İstiklal Mahhkemesi, hilafet ve saltanat yanlılarını Cumhuriyete muhalefet edenleri yargılamak için İstanbul ve Ankara İstiklal Mahkemeleri Kuruldu. İstiklâl mahkemesinin kanunları mecliste tartışıldı Meclis'te iki düşünce doğdu. Birincisi, "Kanunun bir zaruret olduğunu ikincisi, "Memleketi ve halkı korkuya düşürüp Ulusal Mücadeleyi arkadan vuracağını düşünüyordu m.kemale göre Muhaliflerin itiraz edip bireysel haklardan söz etmeleri ilginçti. vatanın varlığı için seferberlik edilmesi gerekiyordu casusluk, ve eşkıya tehlikesine karşı özgürlük düşünülemezdi.

Ulusal Mücadele'nin kazanılması ve iç güvenliğin sağlanması, için kurulan İstiklal Mahkemeleri olağanüstü inkılap ve ihtilal mahkemeleriydiler. verecekleri kararlar, kesindi kararlar idam dahi olsa uygulanacaktı uygulanacaktı. Karar verirlerken vicdan kanaatları yeterliydi. Kararlara itiraz ve temyiz yoktu. mahkemeler sınırsız bir güce sahiptiler.*Mahkeme üyeleri Meclis'tendi Meclis İstiklal Mahkemeleri aracılığıyla olağanüstü bir yargıya sahip oldu. Fransız Devrimi Mahkemeleri örnek alındı mahkeme üyeleri mebuslardan seçilip, Meclis'in üstünlüğü sağlandı. mahkeme emirleri uygulanmak zorundaydı
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:37   #97
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri ve fransız devrim mahkemesi

İstiklâl mahkemeleri düşüncesi fransız
devrim yöntemine dayanıyor ve Fransız Devriminde Mart 1793 te olağanüstü yetkilerle kurulan "Devrim Mahkemeleri"ni örnek alıyordu. 29 Ekim 1793'te kurulan Fransız Devrim Mahkemelerini, Danton Mart 1792'de kurmuştu krallığı tekrar kurmak hedefi güden ulus egemenliğine karşı koyan bütün komploları yargılamak ve cezalandırmak yetkisi ile kurulmuşlardı Convention, mahkeme üyelerini kendisi tayin ediyordu. mahkeme kararları kesindi temyiz hakkı yoktu. vatanın ve devrimin olağanüstü tehlike karşısında savunulmasını yapmak suçlara bakmak üzere, olağanüstü yetkilere sahip olarak kurulmuşlardır. istiklal mahkemelerinin kaynağıdır

Kanunun kabulünden sonra Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa 14 İstiklal Mahkemesi kurulması için öneride bulundu. Fakat sayı çok görüldüğü için 7 mahkeme bölgesi saptandı, bir ay sonra Diyarbakır'a da bir mahkeme kurulması kabul edilince sayı 8'e yükseldi. Üyelerin ve bölgelerin seçimi 26 Eylül'de gerçekleşti.*İstiklâl mahkemelerine infaz yetkisi verilmiş
yetkileri, vatan hainliği, ülkenin casusluk, bozgunculuk suçlarını içine alarak çok genişledi.*
Ankara İstiklal Mahkemesi, ilk iş olarak, Sadrazam Ferit Paşa'yı vatana ihanet suçuyla yargıladı. Ferit Paşa ve Rıza Tevfik, İstiklal Mahkemesi'nde Sevr Anlaşması'nı imzaladıkları, gerekçisiyle vatana ihanet suçuyla idama mahkum oldular.istiklal mahkemelerinde Hiyanet-i Vataniye Kanunun amacı Halife-Padişahı kurtarmak olarak belirtilmişti.

İstiklal Mahkemeleri Casus, bozguncu, eşkıya, hain, asker ailelerine tecavüz edenler en ağır şekilde cezalandırıldı Firariler ise, dayak cezası verilerek kıtasına gönderiliyordu. İnsanlara değnek vurularak cezalandırılıyor idam cezası veriliyordu .*
Mahkemelerin amacı insana kıymak değil, güvenliği sağlamaktı En sert çalışan mahkeme Kastamonu İstiklal Mahkemesi oldu. Askerler kaçakları önlemek için başvurduğu yöntem çok sert idi. teslim olmayan asker kaçağının yerine babası, biraderleri, akrabaları alınacaktı. teslim olursa, yakını bırakılacaktı. köyünden 200 lira ceza alınacak, kaçakların evi yakılacaktı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:37   #98
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri

Düzenli ordunun kurulduğu, I. İnönü Zaferi'nin kazanıldığı ve çerkez ethem isyanının olduğu bir sırada çalışan İstiklal Mahkemelerinde suçlarda büyük azalmalar görüldü. Meclis otoritesi oluşturuldu Kemal Paşa, 1921'de mahkeme sayısının 10'a çıkarıldı Karabekir Paşa'nın güvenliği sağladığı Doğu Anadolu'da İstiklal Mahkemesi kurulmadı. Misak-ı Milli sınırları oluştu
İstiklal Mahkemeleri'nin baskıları ile: T.B.M.M. içte ve dışta tanındı. Ayaklanma olayları şiddet ve zor kullanılarak bastırıldı Devlet organı işledi, Ulusun orduya inancı arttı, ordu kuruldu İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921 de Ankara İstiklal Mahkemesi dışında kapatıldı

Cezalardaki amaç asker kaçaklarının cepheye döndürmekti. suçun ağırlığına göre cezalar veriliyordu 100 değnek cezası idam edilme en ağır cezaydı. Kaçağın evinin yakılması, ailesinden birisinin kendisi yerine asker alınması gibi ağır cezalar vardı firariyi koruyan devlet görevlilerine 25 sene ağır hapis cezası veriliyordu. Rum asıllılar serbest bırakılıyir Osmanlı vatandaşları ise asker kaçağı vatan haini olarak yargılanıyor idam ediliyordu. 59 yerli Rum idam edildi.*Masum insanlar asker kaçağı diye ihbar ediliyor
Vatana ihanet, ayaklanma Casusluk Bozgunculuk
Cinayet gibi suçlarla yargılanıyor idam cezası sürgün veya beraat kararı veriliyordu.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:38   #99
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Batı tarihinde, vahşet, yamyamlık, katliam, soykırım, işkence, tecavüz, sıradan eylemlerdir. * Târihte İslâm’ın şefkat ve adâletini gösteren misâller olduğu gibi küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler mevcuttur. haçlı barbarlığı yahudi ve hıristiyanların müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık delilidir. * Amerikan kızılderililerinin imhâ edilmesi Esir ticareti Hiroşima’yı mı? Auschwitz işte hıristiyan batı budur!.. dünyadaki zenginliklerin yüzde 80’i, nüfusun yüzde 20’si tarafından kontrol edilmekte Yılda 40 milyon kişi ölmektedir bu da het gün 1 hiroşima demektir batı önce ateşi alevlendiriyor, sonra da itfaiyecilik oynuyor Hâlâ haçlı seferlerindeyiz Asırlarca müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, küffar devletleri; yalan ve iftirâlarını sürdürmekte; cehâlet, zulüm ve vahşetle dolu karanlık geçmişleriyle İslâm’ı terör dini, müslümanları da terörist göstermeye cür’et etmektedirler. * * *

Haçlı seferleri’nde barbar katliâmları Papa Urban’ın ve kiliseyi kışkırtma ve tahriklerinden ileri geliyordu.kilisede her türlü mel’aneti işleyen râhip ve papazlar, halkı; müslümanları öldürdükleri taktirde Kutsal ruh’u ve İsâ’yı hoşnut kılacaklarını ve asılsız safsataları telkin ederek halkı azdırmaya, kin ve nefretle müslümanları ortadan kaldırmaya teşvik ediyorlardı. * Allah-u Teâlâ küffârın kin ve nefretinin büyüklüğüne dikkat çekerek Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmuştur: * “Onlar fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar, Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür Âyet-i kerime küfre ve kâfirlere meyledenler için bir ihtardır. Papa Urban, haçlı seferlerinde siyasi menfaatler uğruna Kutsal savaş” nidâlarıyla hıristiyan halkı müslümanların üzerine salarken, her türlü yalan ve hîleye başvuruyor, Lânetlenmiş bir millet, hıristiyan beldelerini kasıp kavurdu, ateş ve zulüm yağdırdı. Vazifelerin en önemlisi mukaddes Kudüs’ü kurtarmak, diyerek halkı tahrik etmektedir Haçlı seferlerinde

hıristiyan çapulcu sürüsü önderlerinden Saint Bernard ise, şöyle diyordu: * Hemen silâha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve hıristiyanlık âlemi, elçinin ‘Kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” gibi sözlerle, etraflarındaki câhilleri topluyordu
bölge halkına her türlü vahşeti, katli ve işkenceyi revâ gören, insanlıktan nasip alamamış barbar haçlı sürüsünün katliamlarından tiksinen Anquetil adlı râhip,“Sâdece dinî hislerle hareket eden pek az haçlı vardı” derken; İngiliz târihçi Thomas Fuller’de; “Şeytanın aşağılık hizmetkârlarının Allah’ın askeri hâline geldiklerini görmek çok hazin bir şeydi!..” diyerek, haçlı katliamlarından duyduğu utanç ve nefreti dile getirmişti.

7ndırıcı gaddarlığını şöyle anlatır * “Antakya’da Bohémond, Türk esirleri boğazlattı; herkesin gözü önünde kızarttı. Kana susamış olan azgın haçlılar Halep Maarrayı ele geçirdikten sonra binlerce müslümanın çürümüş cesedlerini parçalamış, sonra da oturup tuzlayarak yutmuşlardı. *

Haçlılar 1099 da karınlarını öldürdükleri müslümanların etlerini yiyerek doyurdular Fransız târihçi Rudolf of Caen iğrenç fiilleri için şöyle diyordu: “Askerlerimiz Maarra’da dinsiz müslümanların yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar; çocukları şişlere geçirdiler ızgarada pişirip yediler.” Birinci Haçlı seferinde Frank kumandanı Raymond Nu’man şehrini işgâl etmiş binden fazla müslümanı acımasızca katletmişti. barbar sürüsü, açlıklarında müslüman etini yemişlerdi
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:38   #100
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Haçlıların barbarlık ve azgınlıkları, sınır tanımıyordu hayvan sürüsünden farksız olan medeniyetsiz haçlılar, hayvanların bile yapamayacağı çirkinlikler yapmıştır haçlılar at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. lâğımlardaki suyu emerlerdi. Kimi arkadaşının idrarını içerdi.” Kudüs’ü istilâ eden vahşî haçlı sürüleri 1096 da yetmiş bin müslümanı kılıçtan geçirmişler, Hazret-i Ömer Câmii’ne sığınan on bin müslüman’ı boğazlayarak şehid etmişlerdi. Müslümanların huzur ve güven içinde yaşadıkları topraklar, haçlı işgâliylen mezbahaya dönmüştü. *

Birinci Haçlı seferi’nde müslümanların katleden Bouillon, Kudüs topraklarını müslümanların kanlarıyla sulamaktan kendince “İsâ’nın rûhunu hoşnut etmekten duyduğu vahşî sevinci, şöyle bildiriyordu: * “Kudüs’teki Müslümanları katlettik, Süleyman mâbedinde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz!.” Kudüsü kana boyayan, bütün Kudüs’ü müslüman cesedleriyle dolduran, Haçlılar şehri istilâ ederken, Kudüs’teki Müslüman kanının ayak bileğine çıktığı söyleniyordu. ÖLDÜRÜLENLERİN ÇOĞU KADIN VE ÇOCUKTU!.. *

Gaddarlık ve vahşette benzerine rastlamayan Kudüs katliâmı korkunçtu!.. Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Böyle bir katliâmı o güne kadar görülmemişti Ölüler piramitler şeklinde yığınlar hâlinde yakıldı. el-Bara şehrinde, büyük-küçük, kadın-erkek şehir ahâlisi kılıçtan geçirilmiş; Hayfa’da şehri savunan müslüman askerler dikili bir haç etrafında toplanmış merhametsizce doğranmıştır. Trablus’taki katliâmda ise, haçlılar müslümanları dağıttı ve öldürüldü. içilecek sular kan ile kirlenmişti.Haçlılar, Kudüs’te işlerini bitirdiklerinde şehir tamamen insan cesetleriyle dolmuştu.

Ortaçağ tarihçileri müslüman katliâmından şöyle söz ediyordu: “Şövalyelerimiz, insanların midelerini deşip, bağırsaklarını boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. evlerde kimsenin sağ kalmasına izin vermediler. bebekler öldürüldü Öldürülenler Müslümanların lideri âbid ve zâhidleriydi.” Kan ve ete doymayan insan kasapları haçlı katliâmı, bitmek bilmiyordu. Üçüncü Haçlı seferinde Aslan Yürekli Richard üç bin müslümanı katletti kana susamış canavar silâhsız ve savunmasız müslümamanları boğazlayarak denize attı Oysa Selâhaddin Eyyûbi Hazretleri hıristiyan ordusundan tek bir esiri bile öldürmeye insâfı ve vicdânı elvermemiş. fidye ödemeden salıvermişti. *
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi