![]() |
#11 |
![]() MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
Arakanlı Müslümanlar yüzyıllardır eziliyor Arakan’da yavaş yavaş sesini duyurmaya çalışan baskıcı cunta rejimi tarafından katledilmek istenen Müslüman Rohingyalılar, ülkede vatandaş olarak bile kabul edilmiyor. Yaşadıkları dram içler acısı... Rejimin askerleri tarafından binlerce mücahit ve Müslüman acımasızca katledildi, köyler yakıldı. Burma hükümeti 233 yıldır süren Müslüman kıyımına yeni katliamlarla devam ediyor Myanmar'ın Arakan eyaletinde son 3 günde en az 3 bin Rohinyalı Müslüman hükümet güçleri ve zalim Budistler tarafından palalarla katledildi. Yüzlerce kişi de Bangladeş ya da Tayland'a ulaşmaya çalışırken nehirlerde boğularak can verdi. Olayın en kötü yanı ise bu kadar zulüm sürerken dünyanın Arakan'a sessiz kalması oldu.* dünyayı yöneten "egemen" güçler sadece günümüzde değil, geçmişte de Arakan'da yaşanan zulümlere sessizdi. Bunun en basit örneği 1942 yılında 150 bin Arakanlı Müslümanı'nın katledildiği olaylardır.Bu olaylar Arakan'da kısa süreli de olsa bir uyanışı başlatacaktı. Mücahitler artık zalimlere karşı birleşecekti. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
![]() MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
MÜCAHİTLER İSYAN ETTİ Arakanlılar'ın bilinen tarihte yaşadığı en büyük acı 28 Mart 1942 baskı ve zulüm gören Arakanlı Müslümanlar, 1942'de Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyü'nde başlayan ve bütün Arakan'a yayılan katliamlarda en az 150 bin Arakanlı Müslüman öldürüldü.Bu durum 2. Dünya Savaşı bahanesiyle hiç dikkate alınmadı Çünkü dünyayı paylaşma savaşına girişen "süper" güçler için Arakan'da öldürülen Müslümanlar önemsiz birer varlıktı.* Burma yönetimi Arakanlı Müslümanları Hindistan'a göç etmeye zorlayıp, üstüne geri dönmesinler diye mal varlıklarına el koymuştu. Budistler, 1947 yılında yeni bir saldırıyla katliam girişiminde bulundular.katliam ve eziyetler üzerine Arakanlı Müslümanlar Cafer Kaval isimli Rohingyalı(Arakanlı Müslüman) bir mücahitin etrafında birleşti ve yönetime karşı ayaklandılar. ayaklanma bir işe yaramadı.Burma idaresi kurduğu "Burma Toprak Gücü" isimli Müslümanları öldürmeye yemin etmiş Arakanlı Budistlerden oluşan sınır kuvvetiyle binlerce Arakanlı Müslümanı makineli tüfeklerle tarayıp, öldürerek göçe zorladı. 50 binden fazla kişi Doğu Pakistan'a göç etti. Arakanlı Müslümanların güçleneceğinden korkan Burma Devleti'nin Başbakanı U Nu, ve çok yakın dostu Siyonist İsrail'in ilk Devlet Başkanı David Ben Gurion'un Filistinlilere uyguladığı bir taktik geliştirecekti. U Nu, Budist Burma Toprak Gücü ile birlikte Müslümanlara kıyıma devam ederken, diğer yandan Rohingyalılara birtakım haklar vereceğini vadediyordu.Böylece Müslümanlar arasında ayrılık yaratmayı planlıyordu.* Müslüman halk mücahitlere güvenmemeye başladı.myammar hükümeti 1954 yılında "Muson Operasyonu'yla" Müslümanlar arasından seçilen gönüllülerin de katıldığı ordu güçleriyle masum Rohingyalıların üzerine yürüdü. binlerce mücahit ve Müslüman acımasızca katledildi, köyler yakıldı. Kısacası Burma hükümeti Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmıştı. sürekli olarak katliam korkusu içinde yaşayan Rohingyalılar parlamenter demokrasinin geldiği Burma meclisinden istekte bile bulunmaya çekinmişti. Hatta Burma hükümetinin "özerklik" vaadi reddedilmiş, Arakan'ın Burma'ya bağlı kalması Rohingyalılara sadece vatandaşlık verilmesi teklif edilmişti. Arakan'da bir devletin kurulması demek Müslümanlara karşı fırsat kollayan Budistler için koz olacaktı hükümet "Mayu Sınır İdaresi"altında Maungdav, Butidaung ve Ratedaung"un batısını içine alan bölgeler için özel bir birim oluşturmaya karar verdi. Arakan eyaletindeki şehirlere verilen haklar özerklik anlamı taşımıyordu. Müslüman bölgeleri ordu mensupları tarafından yönetilecekti.kısacası Arakan cunta baskısı altında yönetilecekti.Yasa yürürlüğe girdikten sonra Arakanlı Müslümanlar askeri yönetim altında inim inim inlemeye başladı. Fakat Arakanlılar bu askeri yönetimi bile arar hale geldi. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
![]() MYAMMAR ARAKAN MÜSLÜMANLARI
İSLAM DEVLETİ YIKILDI, ZULÜM BAŞLADI Yeni şafak İslam ve ihsan İslah haber T24 den alıntıdır Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O, din gününün maliki Allah'ın. Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti* ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola, O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların* ve o sapmışların yoluna değil. Arakan Halkı, İslam Devleti'nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli din değiştirmeye zorlandı.Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terk etmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler. 150 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN KATLEDİLDİ 28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyünde başlayan, daha sonra da bütün Arakan'a yayılan katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı. Arakan'da zulmün tarihi! SOSYALİST PARTİ 20 BİN MÜSLÜMAN KATLETTİ Burma, 1948 yılında İngiliz yönetiminden sonra bağımsızlığını kazandı. 1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win, devletin tüm imkânlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti. Hazırlanan "Burma Sosyalist Parti Programı"nda, her türlü yol kullanılarak Müslümanların dinlerinden uzaklaştırılması hedefleniyordu. 1962'DEN SONRA ZULÜM ARTTI YÜZLERCE MÜSLÜMAN KADIN TECAVÜZE UĞRADI 1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı öldürüldü. Yüzlerce kadına tecavüz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devletin iletişim araçları, İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için kullanıldı. 1978 yılının baharında, 200.000 Müslüman daha Bangladeş'e göçmek zorunda kaldı. 200 BİN ARAKANLI BANGLADEŞ'E SIĞINDI 1990'lardan sonra Müslümanlar tekrar büyük bir kıyıma uğramış ve 200.000 kişi 1992 yılında Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır. GÜNÜMÜZDEKİ BUDİST İŞKENCESİ Myanmarda Budist çetelerin zulmü, cinayet, toplu tutuklamalar, tecavüz vakaları ve işkence suretinde kendini gösteriyor. Ay Ekonomi olarak bir çok boykotu yaşayan Myanmar Müslümanları'nın, evleri ve işyerleri ateşe veriliyor. Gençler keyfi tutuklamalar yüzünden yaşadıkları yerlerden kaçıyorlar. Budist çeteler, Müslümanlara ait olan ev, cami, işyerleri ve araçlarını kundaklamaya devam ediyor. 2013'TE 140 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN ZORUNLU GÖÇE UĞRADI 2012 – 2013 yılları arasında Myanmar'da, çoğu Müslüman 250 kişinin ölümüne neden olan şiddet olayları yüzünden, yaklaşık 140 bin kişi yer değiştirmek durumunda kaldı. Budist çetelerin kontrolünde yaşanan bu olaylara Türkiye dışındaki ülkelerin büyük kısmı sessiz kaldı. ZULÜM 2017 YILINDA DA DEVAM EDİYOR Arakan'da katliam bugün de devam ediyor. Budistler 2017 yılında, dünyanın gözleri önünde 3 bin Müslümanı katletti. Onbinlerce insan topraklarından sürüldü. Tarihi zulüm ve işkencelerle dolu Burma Müslümanları, Müslümanlardan gelecek yardıma muhtaç, çaresiz bir şekilde işkence görmeye devam etmekte Müslümanların yeniden refaha ve huzura kavuşması için bir an önce, Arakan'da akan kanı durdurucak somut adımlar atılmalıdır Rohingya’da müslüman soykırımı Budist Rahiplerin 3 müslüman gence attıkları iftira ile başladı.3 kişilik Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı kadına tecavüz edip öldürdüler. Kadına tecavüz edenlerden birisi,erkek arkadaşıydı kadın tarafından terkedilmişti.Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaş yanına 2 kişiyi alarak önce kadına tecavüz etti ve sonra da onu öldürdüler. Katil Budistler, öldürdükleri kadın cesedini, bir müslüman köye bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından Budist Rahipler kadının başına gelenlerden müslümanları sorumlu tuttu 3 masum müslüman genç tutuklandı. gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi ölüm cezasına çarptırıldı.hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu... bir çok radikal rahip, Burmada Rohingyalılara karşı bir propoganda başlattılar.slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
![]() Burma hükümetinin verdiği destekle iç tehdit gerekçesi ile rahipler tarafından müslüman köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı...
Budist rahipler Burma güvenlik güçleri ile beraber gece vakti bir müslüman köyü yakıyorlar... Rahipler müslüman evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirildi. Bir Burmalı güvenlik görevlisi gündüz vakti müslüman köyü yaktıktan sonra resmedildi. Bir güvenlik görevlisi alevlerden kaçan müslümanlara ateş ederken...güvenlik güçleri ve Rahipler Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı. Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman evsiz kalmışdı.Müslüman halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu. Müslümanlar kaçarak geldikleri Bangladeş ülkesinden barınak talep ederken... Bangladeşte karaya çıkmak isteyen müslümanların kayıkları tekrar zorla denize itiliyor... Tüm beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermedi halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar. Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi akrabasının haber alması mümkün değildir.* 8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradı |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() Budizm murat bardakçı köşe yazılarından alıntıdır
Bir zamanlar sık sık rastladığımız bu akıl kumkumaları bizde de mevcutlar!*“İç bedenimle konuşmaya başladım, kendimle hesaplaşıp huzuru buldum”*diyorlar aç kalıp nefeslerini tıkamak istemeyen tembelleri de son zamanların bir başka modası “deist”,*“meist”*oluyorlar! Budizm 70’li seneleri yaşayanlar hatırlarlar: Bütün dünyayı bir*“Dr. Lobsgang Rampa”*modası sarmıştı. Tibetli Budist rahibi, Tibet’in Çin işgaline uğramasından sonra memleketini terketmiş ama her nedense Amerika’ya gitmiş ve Üçüncü Göz”*diye bir kitap yazıp paraya para dememişti! Kitapta neler vardı, neler: Budist rahiplerin alnına matkapla açılan her nedense kimsenin göremediği üçüncü bir göz,*“astral seyahat”dedikleri ruhî uçuş dersleri, düşüncesini gazete okuma teknikleri vesaire... Budizm“Üçüncü Göz”*öylesine çok satmıştı ki, okuyan herkes kuş misali havalarda uçuyorlardı Dr. Rampa’nın Amerikalı bir sahtekâr olduğunun ortaya çıkması bile kanat çırpmalara tesir etmedi! “Üçüncü Göz”ün ardından bir de Tibet merakı ve Budistler’in ruhanî lideri*Dalay Lama*modası başlamıştı! Budizm Dalay Lama*80lerde İstanbul’a gelmişti ve Galatasaray amigolarını bile hasetten çatlatacak şekilde sarı-kırmızılı renklere bürünmüş olan bu ruhanî liderde lider değil, usta bir politikacı lâf ebesi ve çok zeki bir Amerikan sözcüsü! havası vardı Potalada, Dalay Lama’nın sarayında bitmek bilmeyen merdivenleri nefes nefese çıktım sadece ikinci katına kadar tahammül edebildim ve*“Potala burası mıymış?”*diye söylene söylene geri döndüm. Yorgunluktan değil, pislikten ve kokudan! Budistler’in ellerine, yüzlerine ve etrafa sürdükleri kutsal yağ kuruduktan sonra öylesine berbat kokuyordu ki, Nirvana’ya ulaşmak bu kokuya dayanmanın yanında çocuk oyuncağı sayılırdı! böceğe, ota saygı duydukları söylenen Budistler kan döküyorlar ama İslâm Dünyası’nda bizim dışımızda kimsenin çıtı çıkmıyor ve 1989’da Nobel Barış Ödülü’nü alan*Dalay Lama’dan da, Hindistan’ın kuzeyindeki Daramsala’daki manastırının sözcülerinden de tık yok! Budizm’in*“sevgi yolu”*olduğuna inanan ve ot yakıp ot yiyen Budist tanıdıklarıma muhabbetlerimi gönderiyorum! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
![]() Arakanda katliam var hayvanlar uyuyor
Yeni şafak İslam ve ihsan İslah haber T24 den alıntıdır Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn Burmada Ne Win'in istifasının ardından askeri ve sivil hükümetler birbirini izledi, vahşet hiç azalmadı,şiddetlenerek arttı. Ocak 1992'de Burma'da yaşayan Müslüman azınlığa mensup 700 kişinin Bangladeş sınırında boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. 1994 de ise 1000'den fazla Müslüman yargısız infazla öldürüldü.Burma Müslümanlarının en büyük sorunu dünyayla iletişim kuramamak ve yaşadıklarını anlatamamaktır. ülkeye giriş yasaklanmış bölge yabancılara kapatılmıştır. Burmada 1990'lardan sonra Müslümanlar kıyıma uğramış ve yine 200.000 kişi 1992 de Bangladeş'e sığınmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.* Myanmar, 60 milyon nüfusuyla*Güney Doğu Asya’nın en büyük ikinci ülkesi Askeri rejimle yönetiliyor. Çok zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen askeri rejim nedeniyle 1962’den bu yana dünyanın en fakir ülkelerinden biri sağlık sistemi çok kötü ve dünyada 190. sırada yer alıyor.yaşam süresi ise 57. Halk turistlere alışık değil,halkın isteyeceği son şey başını belaya sokup polis ve askerlerle yüz yüze gelme. 50 yıldır askeri iktidar tarafından yönetilen*Myanmar*(Burma),Asya’nın kapalı kutusu. güvenli olduğu söylenemez. 1962de Asya’nın en zengin ikinci ülkesi iken general Ne Win’in başlattığı*Burmese Way to Socialism*programı sayesinde bölgenin en fakir ülkelerinden biri haline gelmiş. Burma 1962 de tıkılıp kalmış, ne altyapısı ne de sosyal yapısında en ufak bir ilerleme yok.ordu sıkılınca ülkenin adını, bayrağını, başkentini ve şehir isimlerini değiştiriyor* Dış ülkelere kızarsa sınırlarını kapatıyor,ne turistler dışarı çıkabiliyor ne de dışarıdan insan girebiliyor ülkeye. burmada uğruna savaşılan demokrasi ülkeye gelecek gibi gözükmüyor.ordu tarafından halka uygulanan yoğun bir baskı ve acımasız kurallar var. Ülkeyi anlamak istiyorsanız George Orwell’in “Burma Günleri” kitabını okumanızı tavsiye ederim. Orwell Myanmar için üç kitap yazmış derler Burma Günleri, Hayvan Çiftliği ve 1984! İslâm âleminin mübarek Kurban bayramını karşıladığı günlerde Myanmar’daki zulüm rejimi, Müslümanların yoğun olduğu Arakanda büyük bir katliam gerçekleştirdi. Katliama gerekçe olarak bölgedeki karakollara baskınlar düzenlenmesi gösterildi.gerçekleştirilen saldırılar ve katliamlarda özellikle bu tür gerekçelerden yararlanmaları dikkat çekiyor.* |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
![]() Halepçe katliamının tanıkları
Katliamda sağ olarak kurtulmayı başaran Ekrem Mahmud isimli bombardımandan nasıl kurtulduklarını söyledi.*Biz dayımlara yemeğe davetliydik.bombardıman başlayınca,sığınağa koştuk. Kimyasal gaz kullanıldığından ıslak bir bez parçası ile Ağzımızı burnumuzu kapamaya çalıştık ve sığınaktan aracımıza koştuk.kuzenlerimden biri yere yığıldı. Kardeşlerim onu taşımak istedi. Ancak olmadı onla oyalansaydık biz de ölecektik. hızla uzaklaştık. Çok acı günler geçirdik O günün acısını hala unutamadığını söyleyen Soyba Hanim isimli bayan ise, ' Olaydan Sonra kaçtık izimizi kaybettirdik. Tek başıma Tahran'da tam 3 ay yaşadım. Çocuklarımın başına ne geldiğinden haberim olmadı. Döndüğümde çocuklarımı kaybettiğimi öğrendim. en Son küçük oğlumun cesedini bulabildim. Çok ağır ve acı günlerdi, evimden dışarıya adım atamıyorum ' dedi.* TÜM AİLEMİ KAYBETTİM* Osman Mustafa isimli Halepçe 'li Bende gazdan etki gazın bulunduğu yerde olmadığım için 24 saat Sonra ayıkmışım. Eşimi alarak İran 'a kaçtım. döndüğümde 5 'i erkek ve 2 'si kız kardeşimi, anne ve babamı, 2 yengemi ve 1 yeğenimin hayatını kaybettiğini öğrendim.” ifadesini kullandı.* Halepçe Katliamının üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen katliam tanıkları bu acıyı yüreklerinde taşıyorlar. Katliama tanık olan Mehdi Hama Arif, 5 bin insanın kimyasal silahlar sonucunda yaşamlarını kaybettiğini, 15 bin insanın yaralı bir şekilde İran’a kaçtığını belirterek Irak rejiminin her şeylerini yok ettiğini dile getirdi. Mehdi Hama Arif, Halepçe katliamına tanık olan 100 binlerce insandan bir tanesi. Irak rejiminin ilk başta kimyasal bomba atmadığını dile getiren Mehdi Hama bombalı saldırılar üzerine halkın kimyasal saldırıların yerin altında daha fazla tesir gösterdiğini belirtti.* Mehdi Arif, İran’a kaçarken para dahi alamadıklarını İranda 6 yıl kaldıklarını ve 6 sene boyunca geriye dönemediklerini dile getiren Arif, şehre döndüklerinde şehrin harap halde olduğunu söyledi. Hama Arif, katliamın tesirlerini örtbas edilmek için şehri yeniden dizayn edildi Halepçe olduğu gibi bırakılsaydı,katliamın tesirleri görülecekti katlam izleri yok edildi. Bilerek ve isteyerek bu katliamın izleri yok edildi.* Katliam mağdurlarına en büyük yardımının İranlılar tarafından yapıldığını söyleyen Mehdi Arif, İran helikopterleri yaralıları alıp İran’da tedavi ettirdiler Türkiye’nin bölgeye uzak olduğu için yardımını gönderemediklerini ifade etti.* Halepçe Katliamı Irak*savaş*uçakları, Halepçe'yi bombaladı. Ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldı ve çocuklar kokuya doğru koştu. Son sözleri, ‘Daye behna seva te’ yani 'Anne elma kokusu geliyor' oldu. Sonra da birer birer öldüler... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() Halepçe Katliamı*
16 Mart 1988 yılında Baas rejimiEnfal hareketi ismini verdiği operasyonda,*Irak'ın kuzeyindeki Halepçe kentini*savaş*uçakları ile 3 gün boyunca kimyasal gazlarla bombalandı. Resmi rakamlara göre 5 bin sivil kimyasal gazlardan zehirlenerek öldü, 14 bini aşkın kişi yaralandı.*Olay*nedeniyle 1 milyondan fazla kişi Türkiye ve*İran'a sığındı. Kimyasal saldırı 'Kimyasal Ali' Saddam Hüseyin*İran*ordusunun ilerleyişini durdurmak için*Irak*Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral*Alî Hasan Tikritî'ye (Kimyasal Ali)*zehirli gaz bombaları*kullanmayı emretti...Kimyasal bombalar ilk olarak Balisan Vadisi'nde kullanıldı.Balisan’ı, Şanexşê köyü takip etti.*Rejim*güçleri Talabani’ye bağlı güçlere ve ailelerine saldırdı. 28 kişi öldü, 300 kişi yaralandı. Kimyasal saldırıların üçüncü ve en büyüğü Halepçe’ye yapıldı. Halepçe Katliamı*İran-Irak*Savaşı esnasında, Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı imha operasyonunun bir parçası.Irak Kürdistanı’nın İran sınırındaki kasabası Halepçe’de 76 bin kişi yaşıyordu.* bombardıman başladığında ortaya bir koku yayıldı. Hayatta kalanların elma kokusu dediği kokuya kimse anlam veremedi.Kokuyu genizlerinde hisedenler ölmeye başladı. Hem insanlar, hem hayvanlar…ölüyordu Bombardımanda hardal, sarin gibi gaz içeren bombalar kullanılmıştı. Gazı soluyanların derisi yanmaya başladı, solunum sistemleri çöktü. Kimi evinin kapısında kimi bahçesinde,kimisi ise ‘kurtulurum’ umuduyla kaçtığı dağ yolunda ölüme yakalandı. aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı net değil. Bir çok kesiminin kabul ettiği ortak sonuç,en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin yaralandığı. yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde. Şans eseri hayatta kaldığını anlatan Ümit Reşit saldırı sonrasında "İran sağlık ekipleri beni İran’a götürdü. Sağlık durumum çok kötüydü. serumu içtim ve kanama geçirdim.beni hastaneye sevk ettiler. ölenler oluyordu.bayılmışım, öldü sanıp kefenlemişler. Mezarlığa götürülmeden kendime geldim”Bir kampa yerleştirildim 6 ay sonra babam tarafından bulunup, Halepçe’ye getirildim* Ağustos*1988'de*Irak*ve*İran,*ateşkes*anlaşması imzaladılar.*Irak ordusu*ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söyleniyor. Halepçe'de özürlü doğum oranı*Hiroşima*ve*Nagasaki'nin 4-5 katı Amerika*ise bu iddiayı suistimal ederek*Zayıflatılmış Uranyum*mermilerinin kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() İnsanlığın başına büyük bir belanın gelmesini bekliyorum. Gelmesini beklediğim belanın nedenleri ise Arş-ı Âlâ'yı titretecek derecede büyük zulümlerin (katliamlar, işkenceler, tecavüzler vd.) yapılması, yapılan o büyük zülümlere sessiz, tepkisiz kalınması, zulümlerin önlenmesi için elden gelenin yapılmaması ve homoseksüelliğin yani cinsî sapıklığın hem dünya genelinde yaygınlaştırılması hem de cinsî sapıklık olan eşcinsel evliliklerin dünya genelinde pek çok ülkede yasallaştırılmasıyla cinsî sapıklığa meşruiyet kazandırılmaya çalışılması. İşte temelde bu nedenler yüzünden dünyanın başına büyük bir belanın geleceği kanaatindeyim.
Konu Cihannur tarafından (11-29-2017 Saat 14:11 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() Kaynak habertürk.com
Komisyon Başkanı Miroğlu,Diyarbakır Cezaevi'ni anlatırken gözyaşlarını tutamadı orhan miroğlu diyarbakır cezaevini anlatıyor Her katta 10 hücre vardı 4 kattan oluşuyordu. Birinci kat lağımla doldurulmuştu. herkes lağımın içerisine sokuldu. Ona banyo' diyorlardı." Diyarbakır Cezaevi hüzünlü ve tarihi bir andı İçinden sağ çıkacağınız belli olmayan bir cezaevinden sağ kurtuluyorsunuz arkadaşınıza ait ölüm hatıralarıyla ayrılıyorsunuz. 1981 de Diyarbakır'da toplama ve işkence merkezinde" tutulduk üç aylık sürede gözlerimiz tamamen bağlıydı o göz bağlarının kesmesinden dolayı oluşan yaralar halen yüzümdedir Diyarbakır Cezaevi'ne gitmek azaptı tutuklanıp tutuklanmamayı bekleyen insanlar vardı. insanlar, her sabah dehşeti yaşarlardı. Diyarbakır Cezaevi'ne geç gitmek bile büyük bir faydaydı Yüzbaşı Yıldıran'ın geldiğini gördük. Herkes çıplaktı Köpekler saldırımayı bekliyorlardı yüzbaşı tekmil aldı içeriye 50 kişilik gardiyanlar girdi hepsinde sopa vardı. Çıplak insanlara saldırdılar.diş macununu yedirdiler. Yüzbaşı Esat, banyo yaptırın' dedikten sonra işkence 4-5 saat sürdü. Kaçıyorduk. Bizi bulup işkence yapıyorlardı 2 kişilik hücrelere 25 kişi konulduk vücutlarımız mosmordu Hücrelerde 3 ay tutulduktan sonra koğuşlara dağıtıldık örgütle özdeşleştirildik hepimize PKK'lısınız" denildi hastanede mahkumların ölüm haberini aldık Diyarbakır Cezaevi'nde verem çok yaygındı ölüm aşamasına gelinceye kadar tedavi edilmedik genç yaşta arkadaşlarımız hayatını kaybetti 15-16 yaşlarında gençler Hastaneye kaldırıldılar gardiyan Eşyalarını istemesi öldüğünün işaretiydi." 1982 de bir kış gecesi havalandırmaya çıkarıldık balyozla buz kırdık Kırılan buzlar cam parçasıydı yerler Bir cam tarlasıydı . soyunun' dediler. Herkes soyundu cam parçasının üzerinde süründürdüler. feryatlar yükseldi gökyüzüne. Her tarafımızı buz parçaları kesti İçeriye girdiğimizde iki büklüm olmuştuk |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|