AK Gençliğin Buluşma Noktası
Siyaset Siyaset haberleri bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-03-2007, 21:10   #11
Kullanıcı Adı
mavera
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Alıntı:
AKPPO Nickli Üyeden Alıntı
Feto nun Söylediklerine hic sasirmadim kendini Allah tan Daha Merhametli,daha hosgörülü oldugunu saniyor Kuran i kerimde apacik belirtilmistir bu konuya deginilmistir Kuran i kerimde yazmiyor egitim gibi sebeplerden dolayi taviz verebilirsiniz diye ve kimseye bu hakk verilmemistir sanirim kendisi incil den aliyor bu Hakki Kalp kirmaktansa diyor
dinden, imandan dem vuran sahsiyetin hitap sekline bakin..sen daha basta niyetini belli etmissin burada bize din nutuklari atma..
sizler sadece kendini müslüman gören zihniyetsiniz ancak milletin dinini sorgularsiniz..önce islam dininin terbiesini en iyi sekilde kendine düstur edin, sonra gel burada senin hayal edemeyecegin güzellikleri gercekelstiren insana laf yetistir ;)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:15   #12
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
yüzü yerde
tevazu abidesi
göz yaşları sel olup akıyor
göz yaşlarını ceyhuun eden bir insan
hiç bir övgü sözünü kendine yakıştırmayan
övülmekten adeta tiksinen
kendini sıfırlama kahramanı
tevazu kahramanı bir insanı hakaret ve alay konusu yapmak insaf sahibi her insanı harekete geçirirken
Allahtan korkmadan yüzü yerde insana nasıl laf atılır
inanın bunu anlayamıyorum..VALLAHİ ANLAYAMIYORUM.

fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:19   #13
Kullanıcı Adı
HuRReM
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Alıntı:
mavera Nickli Üyeden Alıntı
Alıntı:
AKPPO Nickli Üyeden Alıntı
Feto nun Söylediklerine hic sasirmadim kendini Allah tan Daha Merhametli,daha hosgörülü oldugunu saniyor Kuran i kerimde apacik belirtilmistir bu konuya deginilmistir Kuran i kerimde yazmiyor egitim gibi sebeplerden dolayi taviz verebilirsiniz diye ve kimseye bu hakk verilmemistir sanirim kendisi incil den aliyor bu Hakki Kalp kirmaktansa diyor
dinden, imandan dem vuran sahsiyetin hitap sekline bakin..sen daha basta niyetini belli etmissin burada bize din nutuklari atma..
sizler sadece kendini müslüman gören zihniyetsiniz ancak milletin dinini sorgularsiniz..önce islam dininin terbiesini en iyi sekilde kendine düstur edin, sonra gel burada senin hayal edemeyecegin güzellikleri gercekelstiren insana laf yetistir ;)
Kesinlikle haklısın mavera..

Güzel ahlaka sahip değilse kişi başındaki örtüsü ne işe yarar ki..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:30   #14
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Hocaefendi, hiçbir yazısında, tesettürün farz olmadığını, Allah'ın bir emri olmadığını söylemiş değildir ! Diğer yandan, "tesettür furuattır" cümlesi eksik aktarılmış bir cümledir aslı şu şekildedir:

'İman esasları yanında Tesettür furuattır '

Bu cümle aslında Ehl-i Sünnet İtikadınında bir prensibidir ! Usul İlminde, gerek İbn-i Abidin ve diğer Ulemanın İslamın Genel Hükümlerini (Akaid) ikiye ayırdığını görmekteyiz:

1-) Usul'e ait hükümler: Buna göre 'lâ ilâhe illallah; Muhammedün Rasûlullah' başta olmak üzere, sair iman esasları akidede usûldür. İman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allah'a, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Yani, hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır

2-) Furuata ait hükümler: Namaz, oruç, hac, zekât ve tesettür gibi diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Furuata ait hükümler, usule ait hükümler üzerine bina edilir. Bu açıdan denilebilir ki, usûlün olmadığı yerde, sistemli fürûdan bahsetmek mümkün değildir
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:31   #15
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Ancak fürûât demek, Türkçemizde anlaşıldığı şekliyle 'olmasa da olur' gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir.

Bu konuya isterseniz küçük bir örnek ile tenvir etmeye çalışalım: Siz terazinin bir kefesine imanı, diğer kefesine farz olan tesettürü koyarsanız, iman kefesinin ağır bastığına şahit olacaksınızdır! Çünkü, Allah katında en önemli esas İmandır! Peki, bu tesettürün önemsiz veya ehemmiyetszi olduğu anlamına gelirmi? Hayır gelmez, sadece İmanın Allah katında ne denli büyük bir Konumunun olduğuna bir işarettir!

Tesettür emrini, bu esaslar çerçevesi içinde incelediğimizde, önce onun hicretin yedi veya sekizinci yılı; yani peygamberliğin yirminci senesinde farz olduğunu görürüz. Bu demektir ki, İslâm'ın ilk yirmi yılında kadınlar, cahiliye dönemindeki giysilerini devam ettiriyorlardı..

Burada, hikmet-i teşri açısından dikkati çeken en önemli husus, teşride meselelere ehemmiyet sırasına göre yer verilmesi ve öncelik tanınması ya da geriye bırakılmasıdır. Bu itibarla da, gönüllere 'lâ ilâhe illallah' hakikatinin yerleştirilmesi en önemli mesele olduğu için, öncelik ona tanınmıştır. 13 yıllık Mekke dönemindeki nâzil olan hemen bütün âyetler ve Allah Rasûlü'nün metluv, gayri metluv bütün tebliğatı hep bu mevzu etrafında örgülenmiş gibidir.
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:31   #16
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Öyleyse bizim de, tebliğ ve irşadda daha çok bu önemli noktaya dikkatleri çekmemiz gerekmektedir. Allah'ın büyük gördüğü şeyleri büyük görmek, küçük gördüğü şeyleri de küçük kabul etmek kalbin takvasındandır. Aslında bu, din-i mübin-i İslâm'ın da temel bir kuralıdır. Allah'ın vaz'ettiği şeyleri kendi ölçüleri içinde kabullenme ve hayata taşıma, Allah'a olan imanın, O'nunla olan irtibatın önemli bir göstergesidir.

Tesettür meselesi, farziyetinin gereği tartışılmaz olmasının yanında iman ve imanî hakikatlerin önüne geçirilmemelidir. Hele 'tesettür -örtünme keyfiyeti mahfuz- ille de şu şekilde olacak! ' denilmemelidir. Zira tesettür başka, çâr ve çarşaf başka şeylerdir. Çarşafın tesettür yollarından biri olduğu muhakkak. O, Osmanlı döneminde bazı yörelerde kullanılmaya başlanmış bir giysi çeşididir. Onun mazisi birkaç asır gibi yakın bir tarihe dayanır. Hatta çarşafın bazı yörelerde kullanıldığı o dönemlerde bile Bağdat ve Şam gibi merkezî şehirlerde kullanılmadığı bilinen gerçeklerdendir. Hakikat böyle iken, bir tesettür türü üzerinde imanî meseleler ölçüsünde durmak ve ona her şeyin aslı nazarıyla bakmak, dinî emirlerdeki ilahî tertibi alt-üst etme demektir. Bu, dinde aslî bir mesele olmadığı halde, daha sonraki dönemlerde ibadetmiş gibi ortaya çıkartılan bir husus olması itibarıyla dinin ruhundaki itidale de münafidir.


Öte yandan, yanlış bir anlayışın tesirinde kalan bazı kesimler -mâalesef- bazı kılık ve kıyafetler karşısında, kelimelerle ifade edilemeyecek ölçülerde tahrik olmaktadırlar. Dini bilmeyen kimseleri tahrik etmeme, dinde çok önemli bir esastır. Aksi halde, gücü ve kuvveti elinde bulunduran bazı kimseler, bırakın fürûâtı, usûlü dahi yaşama ve yaşatma imkânını vermeyebilirler. Yakınçağ itibarıyla tarihimiz bunun nice örnekleriyle doludur.

Netice itibarıyla; usûle ait meselelerin anlatılması ve hayatın her ünitesine girilip, imanla gönüllerin itmi'nâna kavuşturulmasına şiddetle ihtiyaç duyulduğu günümüzde, yukarıda arzettiğimiz ölçüler içinde, usûl sayılmayan meselelerde takılıp kalmak, bırakın inanmayanları, inanan insanların bile cephe almasına vesile olabilir. Onun için günümüz şartlarını idrak edip realitelere sırtımızı dönmeden, İslâmî hakikatleri anlama, yaşama ve anlatma zorunda olduğumuzu bir kere daha hatırlama mecburiyetindeyiz.
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:34   #17
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Kara propaganda nedir? Cevabını Dr. Hasan Tutar'ın bir çalışmasından alıntı yaparak cevaplamaya çalışacağız. Bu milletin geleceği için sancı çekenler hakkında atılan iftiraların kara propagandaya taş çıkartır türde olduğunu bu haberi okuyunca göreceksiniz.



Bugünlerde, mukaddesatına tekrar sahip çıkmaya and içmiş ve Kutlu Nebî'nin (sav) adını güneşin doğup battığı heryere ulaştırmak için sahip olduğu her şeyi fedâ etmeye âmâde İslâm bahadırlarının önüne engeller koyan ve bu suretle içimizdeki bir şirzime-i kalîl'in hâin planlarına alet olan gruplar ne yaptıklarının farkında mı? Buna ister iftiraya saplanma deyin, ister tekfircilik bataklığında boğulup gitme. İsterseniz de şeytana bile "vay be" dedirtecek derecede kara propaganda. Evet kara propagandanın ta kendisi. Bundan sonrasını Dr. Hasan Tutar'ın "İşyerinde Psikolojik Şiddet (mobbing) Aracı Olarak Propaganda" isimli çalışmasından takip edelim:

Kara Propaganda

"Kara propaganda daha sinsice ve kurnazca· uygulanan bir propaganda biçimidir. Kara propaganda yönteminde hile, entrika, yalan, iftira, fitne, sinsilik ve sahte delil daha gözü pek biçimde uygulanır. Gerçekleri çarpıtmak, inançları sarsmak, mağdurun etrafında güvensizlik yaymak ve mağdur aleyhine bir kamu oyu oluşturmak amaçlanır. Kara propagandada mobbingci kendisinin güvenilmez olduğunu ve kara propagandanın etkili olmayacağını bildiği için, kendisini gizleme gereği duyar.

Kara propagandada kaynak bir kişiden çok, bir ekip (çete)tir. Bu yüzden kaynağın gizliliğine büyük bir önem verilir. Her ne sebeple olursa olsun kaynak ortaya çıktığında her türlü sorumluluk reddedilecek şekilde önceden hazırlıklı olunur. Kaynak gizli kaldıkça; yalanlar, rivayetler, şayialar, dedikodular esrarengiz bir şekilde hızla yayılır.

Kara propagandanın temel amacı, muhatabı psikolojik çöküntüye uğratarak, benliğinin ölümünü sağlamaktır. Bu yöntemi uygulayanlar hiçbir ahlaki ve vicdani sorumluluk duygusu taşımazlar. Onları amaca ulaştıracak her yol mubah sayılır. Bu yolla akla gelebilecek her tür ahlak ve yasa dışı yöntemi kullanarak hedef kişiliksiz bir “mankurt”a dönüştürülmeye çalışılır.

Mobbing, kara propagandada her yolu ve her aracı kullanılacak bir malzeme olarak görür. Yeter ki istenen amaca hizmet etsin ve hedefe psikolojik veya fiziksel bir zararı dokunsun. Mobbingin kirli amaçlarına ulaştıracak her tür kirli yöntem ve araç kullanılır.

Kara propaganda en fazla kadın cinsiyetine yönelir. Onun namusu, şerefi, onuru çevresinde şaibe oluşturularak insanların yüzüne bakamaz hale getirilmeye çalışılır. Mobbingciler için kara propaganda özellikle kadın kimliği bakımından geleneksel toplumlarda çok etkili bir yöntemdir; ancak harcı iftira, taşı yalan olan bir mobbing kalesinin arkasında zaferin tadına ne kadar varılabilir ve bu zaferin! ömrü ne kadar olur?

Mobbingci, hedefi kendi kişiliğine tabi kılmak için onun ya olumsuz bir tarafını bulur veya kurbanın bir olumsuzluğunun olmaması durumunda iftira veya yalanla bu ihtiyacını giderir. Sonra sıra iftiraya çevreyi inandırmaya gelir. Mobbingci burada kimin iftiraya inanmasının hedefe daha fazla zarar vereceğine inanırsa, onun iftiraya inanması için elinden geleni yapar. Bu yüzden iftirasını sürekli canlı tutar.

Kara propagandanın kaynağı gizlidir ve sinsice yürütülür. Bu nedenle mağdurun kara propagandaya karşı koyması çok zordur. Korku duygusu uyandırarak mağdurun etrafındaki insanların ondan uzaklaşmaları sağlanır. Böylece tek güvenecekleri gücün kendileri olduğu hissi yayılır. Bu nedenle muhataplarında moral çöküntüsü oluşturulur. Hedefin kendisini yargılaması ve yadsıması sağlanmaya çalışılır."

Kaynak: Dr. Hasan Tutar, www.canaktan.org (Yalnızca kara propagandanın tarifi)
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:40   #18
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Soru: "Bir konuşmasında F. Gülen hocaefendi tesettür için teferruat dedi. Bu doğru mudur? Teferruat ne demektir? Ayrıntı ve detay anlamına geliyor ama, buradaki manası nedir? Üstelik tesettürün teferruat değil, füruat olduğunu biliyordum ben. Teferruat ve füruat ne demektir? Tesettür füruat mı, yoksa teferruat mıdır?"

Cevap: Fethullah Gülen hocaefendinin başörtüsü hakkında kullandığı kelimenin "füruattandır" tarzında olduğunu hatırlıyorum. (Yanlış hatırlıyorsam düzeltin.) "Füru(at)", Fıkhî bir tabirdir ve "Usul'e ilişkin olmayan" anlamındadır.

"Teferruat" kelimesi de aynı kökten gelmekle birlikte fıkhî bir tabir, daha doğrusu bir "terim" değildir. Soruda da dile getirildiği gibi, "ayrıntı" kelimesi ile eşanlamlı olan bu kelimenin dinî/teknik bir içeriği yoktur..

Bilindiği gibi bizim yaygın olarak "Fıkıh" tabirini kullandığımız alan, aslında "Füru-i Fıkıh" alanı, bir diğer söyleyişle "fer'î meselelerin işlendiği alan"dır. Bu meselelerin üzerine tebenni ettiği temel ise "Usul-i Fıkıh"tır. Dolayısıyla herhangi bir meselenin "füruattan" olduğu söylendiğinde, o meselenin Usul-i Fıkh'ın değil değil, Füru-i Fıkh'ın konusu olduğu ifade edilmiş olur.

Ancak kanaatime göre hocaefendinin yukarıdaki tabiri, başörtüsünün "imanî meseleler"den olmadığını vurgulamayı hedeflemektedir. Zira bir meselenin Füru-i Fıkh'ın mı, yoksa Usul-i Fıkh'ın mı konusu olduğu sorusunun cevabı, o meselenin önem derecesine etki etmez. İtikadî bir meselenin önem derecesi ile, –ister Usul'e, isterse füruata müteallik olsan– Fıkhî bir meselenin önem derecesi birbirinden farklı olduğu için ilkinin ilgi alanına giren meseleler, ikincinin ilgi alanına girenlere göre daha önemlidir.

Dolayısıyla hocaefendi demek istiyor ki, bir kimse imanî/itikadî ilkelere aykırı bir tutum içinde olmadıkça, fıkhî bir hükme uymaması çok önemli değildir; zira böyle bir durumda imanı tehlikeye girmez. Başörtüsü de imanî/itikadî bir mesele olmadığı için fazla büyütmeyin. Başınızı açmakla imanınızı yitirmiş olmazsınız. Türkiye'nin şartları başörtüsü konusunda ısrarlı olmanın daha büyük zararlara kapı aralamasına müsaittir. Bu sebeple bu noktada bir adım gerilemenin kimseye bir zararı olmaz...
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:44   #19
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
BAŞÖRTÜSÜ FÜRUATTIR, TEFERRUAT DEĞİL

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kamuoyunda yanlış anlaşıldığı bir hadise de konuşulur o sohbette: “İlim dilinde bir asıl, bir de füruat vardır. Asıl, inançlardır, amentüdür asıl. Bir de amel vardır. O da füruat, aslın yanında. Mesela insanın imanında eksiklik olursa, Allah korusun, imandan, Müslümanlıktan çıkar. Ama amelinde eksiklik olursa imandan çıkmaz. Günahkâr Müslüman olur. Bunun için Hocaefendi’ye başörtü konusunda sorular sorduklarında ‘Başörtüsü imandan değil, ameldendir manasında ‘başörtüsü usulden değil füruattandır’ demiş. Ki ilmin ifadesi budur. İlimdeki bu füruat kelimesini, ‘mühim değildir’ manasına getirerek günlük hayattaki teferruata naklettiler. ‘Hocaefendi başörtüsü mühim değildir, teferruattandır diyor’ diye bir sürü yanlış yayınlar yaptılar.”
AHMET ŞAHİN
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-03-2007, 21:48   #20
Kullanıcı Adı
fütüvvet
Standart Fethullah Hoca'dan başörtüsü yorumu
Füruat, İslami literatürde bir terimdir. Her şeyin bir aslı ve bir de füruatı vardır.

Mesela; iman, inanç, fikir, itikat, dinimizde bir esas, asıl ve rükün ise; muamelat bunlara göre füruattır.

Yani iman ve itikattaki, arıza insanı dinden çıkarır. Ve şekavete götürür, muamelattaki eksiklikler günahkar eder, cennetten uzaklaştırır. İmansız etmez.

Ayrıca namaz, oruç, hac v.s. gibi dinin muameletı amelde; rükün, temel ve esas ise; sünnet ve nafileler onlara göre amelde füruattır.

Farzlar, helal ve haramlar dinin hudutları ve esasları ise; diğer meseleler farz makamında ve değerinde değil; füruattır. Yani elmaslarla, bakırlar ve gümüşlerin mukayesesi gibi….

Ancak füruatın toplumda anlaşılan manası; teferruat ve boş şeyler anlamına geldiğinden; ıstılahtaki Füruat da böyle telakki edilerek yanlış anlaşılabiliyor.

Dolayısıyla bahsettiğiniz o Hoca efendi; ıstılahtaki füruatın manasına göre muamelatta bir tasnif yapmış ve doğru söylemiştir.

Ancak dinleyenler, toplum arasında teferruat manasını anlayarak itiraz ediyorlar.

Bu mesele; füruatı yanlış anlayanların tarz-ı telakkileridir. Dini meseleler toplum arasındaki yanlış anlaşılan tabirlerle değil; islamiyetteki ıstılah ve literatüre göre izah ve tarif edilir.
fütüvvet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi