AK Gençliğin Buluşma Noktası
Sahabiler ve Alimler Sahabilerimiz ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 01-22-2018, 08:28   #41
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak vikipedi
Şeyh Bedreddin Simavnalı Bedreddin

*Şeyh bedrettinin Kazaskerliğinde kethüda olarak yanına aldığı*Börklüce Mustafa, Bedreddin'in sürgüne gitmesiyle Aydın'a döner. Osmanlı idaresinden memnun olmayanları toplayarak isyan eder. İsyan merkezi*Karaburun Yarımadası'dır. İsyancıların sayısını İdris-i Bitlisî*10.000 olarak verir. İsyanı bastırmaya gönderilen Saruhanlılar bozguna uğrar*Çelebi Mehmed*in*oğlu*1. Murat*ile veziri Beyazıt Paşa isyanı bastırır isyancılar*Börklüce Mustafa'nın önünde kılıçtan geçirilir.*Börklüce Mustafa*bir deve üzerinde çarmıha gerilerek öldürülür ve şehirde dolaştırılır.*Manisada Torlak Kemal isyanı şiddetle bastırılır ve isyancılar öldürülür.Börklüce Mustafa*ve*Torlak Kemal*Bedreddin'in müritleridir müritleri öldürülen Bedreddin Sinopdan Rumeli'ye kaçar ve* Deliorman* bölgesinde Alevi Türkmenleriyle propaganda yürütür. Ve osmanlıya isyan eder Şeyh Bedreddin yakalanır*I. Mehmed'in Bedreddin'i infaz etmeden ulemadan fetva ister. karar idamdır Şeyh Bedreddin*1420'de*Serez çarşısında idam edilir *Vahdet-i Vücud*etrafındaki tartışmaları Şeyh Bedreddin için de yapılmıştır. Kimileri kendisini bâtıl kimileri de büyük sûfî olarak görmüştür Aziz Mahmud Hüdayi*bedrettini batıl görmüş *Niyazi Mısri*ve *Melamî*şeyhi*Seyyid Muhammed ise şeyhi büyük bir sufi olarak değerlendirmiştir *Ölümünden sonra bedrettinin eserleri gizlenmiş ve kaybolmuştur. 48 yapıtı vardır. Yapıtları günümüze ulaşmamıştır. En iyi yapıtı Varidat'tır.Letâifu'l-İşârât,*Camiu'l-Fusuleyn*ve*et-Teshiladlı eserleri 2012'de*Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı*tarafından yayınlandı.*daha sonradan kendisinin Ehl-i Sünnet Mezhebi’nde, kâmil ve mükemmel bir mürşid olduğu, isyânla, sosyalizmle Osmanlı düşmanlığıyla alâkadar olmadığı ispatlanmış Kemalpaşazade gibi Ehl-i Sünnet âlimleri kitaplarına Şeyh Bedreddînden alıntılar yapmışlar ve onun tezlerini çürüten kitaplar yazmışlardır
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:37   #42
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR

ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ

ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK*
EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN*
EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK*
EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR*
EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM*
EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ*
EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM*
EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM*
EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR*
EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL*
EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ*
EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS*
EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY*
EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ*
EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT*
EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD*
EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR*
EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR*
EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ*
EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM
EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ
EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR*
EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS*
ER-REŞİD*ES-SABUR*

Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım

Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:38   #43
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ŞEYH BEDRETTİN

*Simavna Kadısı Bedreddin Osmanlı mutasavvıfı, isyan ve ihtilâl hareketinin başlatıcısıdır
Edirnede , bugün Yunanistan topraklarındaki Simavnada Doğum yılı olarak 1339 ile 1368 gibi değişik tarihler gösterilir. Babası Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus’un torunu olduğu söylenir annesi ise Rum asıllı bir hıristiyandır*Babası Simavna Kadısıdır Edirne’nin Osmanlılarca fethedilmesyle 1362 de ailesiyle buraya yerleşti. Bedreddin’in babası Hacı İlbeyi’nin yanında Dimetoka ve çevresini fethe giden gazilerden biridir *Bedrettin İlk tahsiline babasının yanında başladı Mevlânâ Yûsuf gibi alimlerden ders aldı Mûsâ Çelebi ile astronomi ve matematik alanında büyük şöhreti olan Koca Efendi’den ders aldı Konya’da Mevlânâ Feyzullah’tan mantık ve astronomi okudu. Bedreddin Mescid-i Aksâ’da İbnü’l-Askalânî’den hadis okudu. ilmî sohbetleri çok beğenilmişti Mübârek Şah’ın gözde öğrencisi oldu mantık ve felsefe gibi aklî ilimler tahsil etti.

*Mübârek Şah 1383’te hac için Mekke’ye giderken Bedreddin’i de yanına almıştı.Bedreddin Mekke’den Medine’ye geçti Bedreddin’in başarısını öğrenen Sultan Berkuk, oğlu Ferec’i eğitmesi için onu saraya davet etti; Bedreddin üç yıl bu görevde kaldı.*Bedreddin Mısır âlimleriyle tanıştı Sultan, kendisini hocası olan Ahlatlı Şeyh Seyyid Hüseyin ile tanıştırdı Bedreddin’i câriyesi Câzibe ile, Ahlatlı Hüseyin’i de onun kardeşi Meryem ile evlendirdi. Bu ilmî ve fikrî hayatında bir dönüm noktası oldu. tasavvufun aleyhinde olan Bedreddin tasavvufî sohbetler üzerine tavrını değiştirerek Ahlatlı Şeyh Hüseyin’e katıldı*Bedrettin hastalanarak yemeden içmeden kesildi. şeyhi seyahati tavsiye etti. 1403’te gittiği Tebriz’de Timur’un takdirini kazandı. Bir rivayete Timur onu kızıyla evlendirip şeyhülislâm yapmak istedi bedrettin şeyhi Ahlatlı Hüseyin’e gitmek istediğinden Timur’un arzusunu yerine getirmedi Kahirede çilesini dolduran Bedreddin şeyhinin ölümüyle şeyhlik makamına geçti.

*Kahire’deki şeyhlerle arası açılan bedrettin memleketi Edirne’ye döndü Konyalılar onu çok sevdi tekke kurmak istedilerse de şeyhin teklifi kabul edilmedi. Tirede isyan liderleri Dede Sultan diye anılan Börklüce Mustafa ile tanıştı Sakız adasının hıristiyan yöneticisinin Müslümanlığı benimseyip müridlerine katılmasını sağladı
*Bedrettin Kütahyada isyan elebaşısı Torlak Kemal ile tanıştı. Bursa ve Geliboluda ailesinin yanına gitti Edirne’ye döndü ve münzevi bir hayat yaşadı.
Fetret devrinde Mûsâ Çelebi’nin Edirne’yi ele geçirmesiyle 1411 de Bedreddin kazaskerliğe tayin edildi ve siyasî hayatı başladı*Mûsâ Çelebi kardeşi Mehmed Çelebiye yenilince Şeyh Bedreddin 1413’te ailesiyle İznik’e sürüldü göz hapsine alındı; ve 1000 akçe maaş bağlandı. Bedrettin ihtirasları sebebiyle durumu kabullenmedi ve dinî kullanarak siyasî teşkilâtlanmayı sağlayarak osmanlıya isyan etti
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:38   #44
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ŞEYH BEDRETTİN

*Bedrettin propaganda faaliyetleriyle geniş bir mürid ve sempatizan topladı. Börklüceyi Aydın da propagandayla görevlendirdi. Çıkacak isyandan sorumlu tutulacağından kaygılanan şeyh, göz hapsinden 1416’da İznik’ten kaçar İsfendiyar Bey’e sığınır. Tatar iline ulaşmak için Sinop Limanı’ndan gizlice Rumeli yakasına geçti.Zağra Silistre, Dobruca ve Deliormanda taraftarlarını arttırdı ve propaganda alanını genişletti.*Şeyh Bedreddin ve müridlerinden Börklüce Mustafa, Torlak Kemal gibi ihtilâlcileri önlemek için Çelebi Mehmed şeyhin üzerine büyük bir kuvvet gönderdi. Karaburun’da Börklüce Manisa’da Torlak kemalin kuvvetleri yenildi. Bayezid Paşa kumandasında şeyhin adamları dağıtıldı ve bedrettin ele geçirildi Şeyh Serez’de padişahın huzuruna götürüldü. Padişah,ilim adamlarından heyet kurdurtu. şeyhin faaliyetleri bir isyan niteliğindeydi malı ve ailesi korunmak şartıyla kendisinin idama karar verildi.Bedrettin idam kararına itiraz etmedi 1420’de Serez’de idam edilerek defnedildi.

*1924’te Türkiye ile Yunanistan nüfus mübadelesinde İstanbul’a getirilen şeyhin kemikleri çeşitli yerlerde saklandı 1961 de Sultan Mahmud’un Divanyolu’ndaki türbesine defnedildi. Şeyh Bedreddin adına Edirne’de bir zâviye, Konya’da bir mescid inşa edildi*Bedreddin İslâmî ilimlerde ve fıkıhta bir âlimdir Simâvî ününü siyasî faaliyetleri ve tasavvuf felsefî görüşleriyle yapmıştır. Zikir, ve tasavvufa önem vermiş, tasavvufi hayat yaşamaya itina etmiştir. Vâridâta göre tasavvuf ancak Allah’a yönelme, kalbin arındırılması ve peygamber yolundan gitmekle gerçekleşebileceğini belirtmiştir*Şeyh Bedreddin vahdet-i vücûdcudur sınırların ötesindeki sırf ve gerçek varlık Allah’tır. Allah küllî ve cüz’î bir varlık değildir Allah her türlü alâkadan münezzehtir. Hak’ta zuhûra meyil vardır; bu sebeple, “Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim ve bilineyim diye halkı yarattım” buyurmuştur. *yaratma zuhûrdur Gerçek varlık Hakk’ın varlığıdır başkalık ve zıtlıklar zuhûrun mertebeleridir nisbî ve itibarîdir. Her şey Hakk’ın zâtında ve Hakk’ın zâtı her şeydedir ve O’nun zâtı vâcibdir. Bedreddin filozofların görüşlerine de karşı çıkmış imkânın görünüş ve bir hayalden ibaret olduğunu belirtmiştir. Allah tecellisiyle mutlak ve vâcibdir. tecellisiyle görünür olan Allah’tır.

*Şeyh mutasavvıfların hulûl ve ittihad iddialarına da karşı çıkmıştır. hulûl ve ittihad iki ayrı varlık meydana varlıkta yalnız birlik vardır; âlem Hakk’ın zuhûrudur âlem yaratılmamıştır. Kuraan ayetlerine karşı çıkmış Kur’an’daki Allah’ın irade ve dilemesiyle ilgili âyetlerden, “Allah nasıl dilerse öyle yapar” anlamında değil, “Allah âlemin istidatlarına uygun şekilde diler ve ister” tarzında farklı görüşler savunmuştur (Vâridât, s. 76).
*Bedreddin bedenlerin dirileceği inancına karşı çıkmış ve eleştirmiştir. Ona göre beden çürüyüp toprağa karıştıktan sonra parçaları yeniden teşekkül etmeyecektir. o beden-ruh ayırımına taraftar değildir. insan bedeni ruh, ve hak olup sûretlerin birikmesiyle yoğunluk kazanmıştır. Sûretler ortadan kalktıkça beden letâfet kazanır ve bir olan ve ortağı bulunmayan Hakk’ın kendisi kalır. Ona göre bedenlerin haşri mümkün değildir Fakat Öyle bir zaman gelir ki insan kalmaz topraktan anasız ve babasız yeni bir insan doğar o nesillerle devam eder (Vâridât, s. 73).
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:39   #45
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak tdv islam ansiklopedisi.info
ŞEYH BEDRETTİN

*Şeyh Bedreddin cennet ve cehennemi dinîmizden farklı bir şekilde açıklanmıştır. Vâridât’ta cennet dinî mâna ve te’vil yoluyla ulaşılan mânadır bedrettin cennet ve cehennem inancına önem vermemiştir. *Şeyhin bilhassa âhiret ile haşir hakkındaki yorumları tenkitlere uğramış âlimlerce eleştirilmiştir saraya yakın olan Aziz Hüdâyî I. Ahmed’e “asılmış olan ve Allah’ın gazabına uğrayan Şeyh Bedreddin” diye söz etmekte, Vâridâtta bedenlerin dirilmesini ve kıyamet ile ilgili sözleri inkâr edip saptığını, halkın itikadını bozduğunu, Ehl-i sünnet’e muhalefet ettiğini, kızılbaşlarla birlikte isyan ettiğini... belirtmektedir
*Aziz Hüdâyî devrindeki meşhur Celvetî şeyhi Bursalı İsmâil Hakkı Bedreddin’den övgüyle söz eder İdrîs-i Bitlisî de Heşt Bihişt eserinde şeyhin fıtratının “sülûk gösteriş ve “İblîs’in taati” gibi bencilliklere sebep olduğunu, kâmil bir mürşidden feyiz almadığını, böyle bir şeyhin etrafında toplanan müridlerinse şeytanın yoluna saptıklarını belirtmektedir

*Şeyhin müritleri ve Börklüce Mustafa özel mülkiyeti reddetmiş, her türlü mülkün halkın olduğunu savunmuş, kadın erkek içkili âyinler düzenlemiş İbâhîliği savunmuşlardır. Türkiye’deki Marksistler nefretinin müritlerine ait olan fikirleri Bedreddin mal ederek onu ve taraftarlarını devrimcilik hareketi şeklinde yorumlamıştır
*şeyhi savunanlar onun mâsum ve günahsız olduğunu, ihtilâl yapmadığını belirtmişlerdir. torunu onu temize çıkarmakta, başına gelenlerin sebebinin Börklüce Mustafa, Torlak Kemal gibi yandaşlarıyla ulemânın kıskançlığından kaynaklandığını ileri sürmüştür Taşköprizâde onun mâsumiyetine inanmış...haksız yere öldürüldü” demiştir *Şeyh Bedreddinin adı Bedriyye adlı bir tarikatta geçmişsede böyle bir tarikat kurulmamıştır onun sempatizanları Bedreddin sûfîleri” diye anılmış zamanla Alevî-kızılbaş kesime karışarak erimiştir. Bedrettinin müritleri “Bedreddin ocağını kurup geliştirmiş batıni bir inançla Bedreddin’in ölmediğine, günün birinde tekrar gelip âlemi nizama koyacağına inanırlar. şeyhin Şiîlik ve Alevîlik’le hiçbir ilgisi yoktur
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:39   #46
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
TÎMÛR HÂN EMİR TİMUR

*Dünyânın büyük fatihlerindendir âlim ve evliya dostudur cihangir fatih ve âlimdir. Moğol ırkındandır. Babası, Taşkend ve çevresinde hükümrân olan Moğol Barlas aşireti reisi Emir Turagay, annesi türk ırkından Tekine Hâtun’dur. 1336 da Türkistan’ın Şehr-i Sebz civarındaki Hoca İlgar köyünde doğdu.*Timur Hân’ın babası Emir Turagay, büyük evliya Emir Külal hazretlerinin talebesiydi temiz sâlih bir müslümandı. Emir Turagay Çağatay Hânlığı’nda hânı tahttan indirmiştir Âlimleri ve Allah dostlarını seven Emir Turagay, oğlu Timur’a âlim ve sâlihlerle olmasını, Allah dostlarını üzmemesini nasihat ederdi. Timur Hân’a Şeyh Şemseddîn Gülâl’i, hoca tâyin etti. Tîmûr, babasının vefat etmesiyle memleketteki anarşiden siyâsete karıştı. kuvvet’erini çoğaltıp, Belh emîri oldu.*mütevâzî, sâde ve dervişane yaşayan Tîmûr bir gün adamları ile âlimlerin üstünlüklerinden konuşuyordu. ötelerden geçenin Emîr Külâl hazretleri olduğunu öğrenen timur. Hemen kalktı edeble büyük velînin huzuruna vardı; “Efendim, himmet edip, meclisimizi şereflendirseniz diye yalvardı. Emîr Külâl; “Dervişlerin sözleri gizlidir Manevî bir işaret olmadıkça söyleyemeyiz. Hiç bir zaman kendinden söz söyleme gafil olma. buyurdu.

*Emir küllal hazretleri Evinde yatsı namazı kıldı talebelerinden Şeyh Mensûr’u çağırdı ve; “Hiç durma Emir Tîmûr’a git! derhâl Hârezme harekete geçsin. harekete geçsin, hiç durmasın. Çünkü onun ve oğullarının bütün memlekete hâkim olacağı bildirildi. Hârezm’i alınca, Semerkand’a yürüsün” dedi. *Timur Hân emir küllalın Haberiyle derhâl harekete geçdi.düşmanları Tîmûr un çadırına hücûm etti Tîmûr Hârezm’i aldı. Semerkandı çıktı fethetti. pek çok zafer kazandı ve işleri dâima iyi gitti.*Tîmûr Hân, Semerkand’da Emîr Külâl hazretlerine haber günderip Buhârâ’ya gelmemize müsâade ederler mi izin verilmezse, Semerkand’a teşrif etmelerini arzu ediyoruz. dedi. Emir Külâl; gelmesini ve gitmeyi kabul edemiyeceğini, sadece dua ettiğini söyledi. Emir Tîmûr Eğer Allahü teâlânın razı olduğu yolda yürümek istiyorsan, takva ile adaletten ayrılma ilahi rızayı şiar edin ki, kıyamet günü kurtulabilesin bizim ve talebelerimiz size dua etti dünyâya meyi eden, duanın faydasına kavuşamaz.” *Emîr Tîmûr Emîr Külâl hazretlerinin nasîhatlerinden takva ve adaletten ayrılmayacağına, dâima Allahü teâlânın rızâsını gözeteceğine söz verdi.Yedi senede Irak’ın kuzey ve güneyini zabtetti. Bağdâd’a müslümanların coşkun sevgi gösterileri ile girdi,

*halk, Moğol korkusundan Tîmûr u da önceki Moğollar gibi çapulcu ve zâlim zannediyordu Tîmûr sâlih bir müslüman, âlim ve evliya idi çok sevildi. Âlimleri topladı. Devrin büyükleri sarayında bir araya geldi. Zâlim Moğol Hülâgû tarafından yakılıp ortadan kaldırılan İslâm kitapları din bilgileri yeniden canlandı. Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî, Seyyid Şerîf Cürcânî gibi âlimler yetişti.*Tîmûr Hân, İslâm ülkelerini birleştirmek, ehl-i küfrü yok etmek, Allahü teâlânın dînini yaymak niyetiyle, müslüman hükümdarlara mektuplar yazdı itaat istedi. Hattâ bir para ve hediyeler gönderdi. Kendisini Moğol Devleti’nin vârisi görüyor Moğolların hâkim olduğu her yerde hâkk iddia ediyordu. *1389 senesinde kadar İran ve Gürcistan’a seferler düzenledi. Moğol prensi Toktamış’ı Altınordu Devleti’ne hükümdar yaptı. Toktamış ihanet edip, Tîmûr’un topraklarına saldırdı 1390 ve 1391 senelerinde Altınorduya iki sefer düzenleyen Tîmûr İtil ırmağına sâhib oldu. 1399’da Kuzey Hindistan’ı fethetti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:39   #47
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
TÎMÛR HÂN EMİR TİMUR

*İlme, âlimlere ve Allah dostlarına kıymet veren, ölü ve diriye hürmet gösteren, büyüklere hizmetle şereflenen Tîmûr İslâm düşmanlarını gizli Yahûdîlerin sapık fikirlerini İslâmiyet diye yaymağa kalkanları, haramlara helâl deyip, kendini tanrı îlân edenleri öldürttü, oğlu Mîrânşâh hurûfî tekkeleri ortadan kaldırıldı. Hurûfî sapıklarının merkezi Esterâbâd şehrini dağıttı. Tîmûr Hân’ın hayırlı hareketleri, Ehl-i sünnet müslümanlarca memnuniyetle karşılandı.*Sultan Yıldırımın ortadan kaldırdığı beylikler Tîmûra sığındı ve yıldırıma iftira attılar Tîmûrdan kaçan beyler Yıldırıma Tîmûr’u kötülediler. iki cihangir hükümdarın arasını açıldı Tîmûr Ankara Çubuk ovasındaki savaşta Osmanlı ordusunu yendi 1402 de Yıldırım Hân’ı esir etti. Ve çok iyi davrandı Ancak sultân Yıldırım hastalanarak Akşehir’de vefat etti.

*Tîmûr ankara savaşını kazanınca Anadolu’yu yıldırım hanın oğullarına verdi osmanlı ülkesini kardeşler arasında bölüştürdü osmanlı ülkesi bölündü kardeşler arasında yapılan savaşlar osmanlı devletini fetret devri denen 15 yıl sürecek olan bir iç karışıklığa sürükledi*Timur ankara savaşından sonra âlimleri de yanına alarak ülkesine döndü. Otuz beş senelik hükümdarlığınds Çin’e ve Dehli’ye kadar bütün Asya’yı, Irak ve Suriye’yi, izmir’e kadar Anadolu’yu aldı. iki yüz bin kişiyle Çin seferine çıktı. Otrarda hastalanıp, on sekiz gün sonra vefat etti (1405).bir Allah dostu; “Tîmûr öldü. İmânı da götürdü” Tîmûr Hân bütün müslümanların arzu ettiği îmânla göçmek nimetine kavuştu.*İlim sahibi ve âlimleri seven Tîmûr Hân fethettiği ülkelerden getirdiği âlimlere imkânlar sağladı medreseler yaptırdı. Başkent olan Semerkand’ı îmâr ederek san’at eserleri ile süsledi. kânun ve tüzüklerle devlet düzenini sağladı. târih yazdı. âdil dindar, temiz bir müslümandı Ancak Yıldırım Hân’la yaptığı savaştan dolayı haksız yere kötülenir
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:40   #48
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
TÎMÛR HÂN EMİR TİMUR

GAZİ BÂYEZÎD BAHÂDIR HÂN’A!..
Timur Hân ankara savaşı öncesi Yıldırım Hân’a mektup yazarak, dost olmayı arzu etmiş mektubunda şöyle yazmıştı

*Azamet ve saltanatı nurları her şeyin üzerinde ışıldayan, ihsanın eserleri kâinatın her tabakasını aydınlatan Allahü teâlâya hamd olsun! Mutlak olarak en şerefli din ile gönderilen, en yüksek fazilet ve en iyi ahlâk ile övülen Peygambere salât ve selâm olsun! Yüksek Âline, kerîm Eshâbına ve kıyamete kadar iyilikte onlara tâbi olanlara en iyi dualar olsun.*Emîr-i a’zam Timûr dan, Arab olmayan emirlerin en âdili Allah’ın kılıcı ve rahmeti, ile gönderilmiş Allah’ın beldelerinin koruyucusu, kullarının yardımcısı, düşmanı ve münkirleri ortadan kaldıran, gazi ve mücâhidlerin sığınağı, müslümanların hudûdlarını kollayan, Hakk’ın, dünyânın ve dînin celâli Gazi Bâyezîd Bahâdır Hân’aL*Zâtı âliniz ile dostluk ve ahbâblığımız, müyesser olmadı. Bize itaat uğrunda mücâhede edenlere elbette bize ulaşan yollarımızı gösteririz”*âyet-i kerîmesinin icâbı olarak, doğuda kâfirlerle gaza ile cihâdla meşgulüz. Dîni yüceltmek, Peygamberler efendisinin dînini uzak yerlere, yaymağa gayret ve cehd ediyoruz.

*batıda; sapık fırkalarla, dîn muhalifleriyle hakkı inkâr edenlerle Allah yolunda*kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever”meâlindeki Saf sûresi hükmünce, güzel çalışmalar, büyük gayretler gösteriyorsunuz. Tüm gayretinizi dîne islâma Allaha harcamışsınız *mü’minler emniyet ve huzur içinde, rahat ve isteklerine kavuşmuş hâlde yaşamaktadır güzel haberleri duymakla isteklerinize yardım edenler artmakta, rahatlık ve emellere kavuşma içerisinde huzurla yaşama imkânı artmaktadır. Muhakkak“Allah’ın islâm nuru ile kalbine genişlik verdiği kimse, nur ve hidâyet üzeredir”*İslâm’dan başka din arayanın dîni kabul olunmaz”*meâlindeki Âl-i İmrân sûresinin mânâsını kalbinde tutan her devlet Hak teâlâdan tevfîk saadet, yardım ve keramet görsün, hanedanı parlak ikbâl yıldızı yüksek olsun. cenâb-ı Hak, Hadîd sûresinde Muhakkak ki, iyilik ve üstünlük Allah’ın yed-i kudretindedir. Onu dilediğine verir”buyurmuştur.*memleketleri elinde tutana, en güzel duaların misk kokuları güzel temiz râyihalarını mukaddimeler, muhabbet ve şefkat çokluğunu bildiren birer hediyedir. nusret bağçesinin parlaklığı sebebiyle Sâlihlerin duası kabul olunur sâlih dualar dilîmizdedir. Kabul, tevfik ve inayet Allahü teâlâdandır.

*Mükemmel bir müslümanlığın Sâdıklarla olun emrine uyarak, dostluk yollarında yürümek muhabbet zincirini harekete getirmek, muhakkak ki, iyilik ve faydadır.*“Doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzeltip muvaffakiyet versin”*yazdıklarım dostluk ve sevgimiz sebebiyledir. iyi himmet ve gayretlerimize yardımcı olunuz. münâsebet ve rızâmı gözetiniz. Unutmayınız. elçiler ve mektuplar gönderin. zât-ı şerîflerinizin sıhhat haberlerini ve devlet işlerinin intizâmını bildirmekle bizleri sevindirin, dostluğumuzu pekiştirin Vesselam, aleddevâm, evvelen ve ahıren.”
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 09:40   #49
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İMÂM-I A’ZAM (Ebû Hanîfe)

*İslâm âleminde Eshâb-ı kiramdan sonra yetişen büyük âlimdir Ehl-i sünnetin reîsidir. dört hak mezheb imamlarından birincisi ve Hanefîlerin imamıdır. İsmi, Nu’mân bin Sabit Kûfi’dir. 699 senesinde Kûfe’de doğdu. 767 de yetmiş yaşında Bağdât’da şehîd edildi. Lakabı İmâm-ı a’zam, Künyesi Ebû Hanîfe’dir. “Ebû” baba demektir. “Hanîf doğru inanan, İslâmiyete sarılan kimse demektir.*Ebû Hanîfe müslümanların babası ve imâmı demektir. İmâm-ı a’zamın Babasının adı, Sâbit’dir. Acemistan’ın ileri gelenle soyu Fârisoğullarındandır Dedesi Zûta, İslâm dinini kabûl etmiş ve Hazreti Ali’ye ikramda bulunmuştur. İlim sahibi, sâlih ve kıymetli babası Sabit, Hazreti Ali ile görüşmüş, kendisi ve zürriyeti için duâ almıştır.*İmâm-ı a’zam, Kûfe’de büyüdü ve yetişti. Ailesinden üstün bir terbiye ve din bilgisi aldı. Küçük yaşta Kur’ân-ı ezberledi ve Arapça şiir ve edebiyat öğrendi.Eshâb-ı kirâm’dan Enes bin Mâlik’i, Evfâ Eska’ı, Sâide’yi ve” Mekke’de vefât eden Tufeyliden hadîs dinlemiştir. *Kûfe, Irak’ın büyük şehirlerinden ve sahâbînin yaşadığı ilim merkezlerindendir Eski medeniyet yatağı Irak’da değişik din ve sapık i’tikâdlara mensûb kavimler yaşıyordu. i’tikâdı bozuk şia ve mutezile burada ortaya çıkmış, çölde hariciler türemişti.Eshâb-ı kiramla görüşüp Ehl-i sünnet öğrenip, nakleden Tabiînin büyükleri de buradaydı hükümet güçlerini ele geçirmek isteyen fırkalarda çetin bir mücâdele sürüyordu. İmâm-ı a’zam böyle bir muhitte, ticâretle meşgûl olmaya başladı.

*âlimlerin meclisine gidiyor fitneleri ortadan kaldırmak için Ehl-i sünnet i’tikâdını yayıyordu sapık fırkalarla mücâdele edip fikirlerini çürütüyordu Kûfede münâzaralar meclislerden çarşıya pazara taşıyordu. İmâm-ı a’zam da, münâzaralara katılıyordu. O’nun üstün zekâsı, yüzünden okunuyordu. *ilim tahsili ikna kabiliyeti ve üstün başarıları, büyük âlimlerinin dikkatini çekti. Onun cevher olduğunu anlayan âlimler, onu ilime teşvik ettiler. O da ilim öğrendi İmâm-ı a’zam ilim tahsilini şöyle anlatır:*zamanın âlimlerinden Ebû Amr yanından geçiyordum,kimin dersine devam ediyorsun?” dedi. “Hiçbirinin dedim, “İlim ile uğraşmayı âlimler ile görüşmeyi ihmâl etme! Ben senin zekî, akıllı ve kabiliyetli olduğunu görüyorum” dedi. O’nun sözü bende te’sîr bıraktı. Çarşıyı, pazarı bırakıp, ilim yolunu tuttum. Allahü teâlânın yardımı ile sözününün bana çok faydası oldu.”*İmamı azam İmâm-ı Şa’bî’nin tavsiyesiyle ilme sarıldı, derslere başladı. önce kelâm ilmini münâzara bilgilerini öğrendi. ilimlerde parmakla gösteriliyordu İmâm-ı a’zamın talebesi Züfer şöyle demiştir: “Hocam Ebû Hanîfe der ki; önce kelâm öğrendim. dereceye ulaştım... fıkh ilmine başladım...”Fıkıh ilmine başlamam Allahü teâlânın tevfîk ve inâyeti iledir. O’na dâima hamd olsun.

*ilim öğrenmeye başladığımda tüm ilimleri göz önüne aldım. kısım kısım okudum. faydalarını düşündüm... fıkıh ilminde baktım. âlimler ile, bulunmak, onlar gibi ahlâklı olmak var. farzları işlemek, dini yerine getirmek var ibâdet etmek fıkıhı bilmelidir. Dünyâ ve âhıret onunla kaim... İbâdet etmek isteyen onsuz yapamaz. Fıkıh, ilimle ameldir.”*İmâm-ı a’zam, fıkıh ilmini Ebî Süleymân’dan öğrendi.derslerde ve huzûrda edebliydi her şeyi ezberlerdi. Hocası talebelesi için benim yanımda ders halkasının başına Nu’mân’dan başka kimse oturmayacak buyururdu.*İmâm-ı a’zam, sapık fırkalarla mücâdele etmiştir. Hint, İran ve Arap yarımadasına Basra’ya defalarca gidip, dehrî denilen inkarcılarla, Şia, Kaderiye ve diğer fırkalarla uzun münâzaralar yaparak Ehl-i sünnet i’tikâdını yaymıştır.*İmâm-ı a’zamın hocası Hammâd fıkıh ilmini Nehaî’den, bu da Alkamadan, buda Abdullah bin Mes’ûd’dan, bu da Peygamberimizden Hammâd derslerine yirmisekiz yıl devam edip emsalsiz bir derecedir fıkıhda meşhûrdur şöyle demiştir: “Ben ilim ve fıkıhda yetiştim. İlim erbâbıyla bulundum. Fıkıhda en değerli bir hocaya devam ettim.”demiştir *İmam azam Hocası Hammâd’ın dersine devam etti Hicaz Mekke ve Medine’de âlimler ile görüşür, hadîs dinler ve fıkıh müzâkereleri yapardı. İmâm-ı a’zam’ın hocalarından en meşhûru, fıkıh hocası olan Hammâd Süleymân’dır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-23-2018, 12:59   #50
Kullanıcı Adı
dostunuz
Standart
Timuru övün yakında M.Kemali de İslam alimi yapın tam olsun. Bi Cengiz bi Hülagu bi de Timur, şeytan üçlüleri. Allahın onun ateşini arttırsın, Hitlerin ve Stalinin yapmadığını yaptı o aşağılık yaratıklar

Konu dostunuz tarafından (01-23-2018 Saat 13:07 ) değiştirilmiştir..
dostunuz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım