Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-03-2008, 19:04   #11
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Mustafa İslâmoğlu
İslamoğlunun"Ayetleri kendi kendine yorumluyor olması" da mezhep imamlarının dediklerine, zamanın şartlarına göre kendi yorumlarını(ama yine hadise ve kur'ana dayanarak tabii) katması olmasın ? Hocanın dediği gibi imamlarımızın dediğine birşeyler katmayacaksak alim yetiştirmenin ne anlamı var ve güncel sorunlara (at yarışı, dna nakli, organ nakli...) nasıl çare bulacağız ? Kur'anın ilmi sonsuz olduğuna göre bu ilmin mezhep imamlarınca ya da geçmişteki alimlerce ortaya konup bittiği iddası doğru mu?

İmam ı Şafii: "Hz. Peygamberin haisi karşısında beni taklit etmeyin,sahih bir hadise aykırı görüşüme rastlarsanız onu duvara çarpın ve o hadisle amel edin" (Anadolu üniversitesi yayını, ilahiyat önlisan programı, islam dininin kaynakları kitabı sy 66)

İmam ı azam hemen tüm içtihadlarını öğrencileriyle istişare ettikten değiştirmiştir.

Ahmed İbn Hanbelib bir sözü var ki yazmaya cesaret edemedim.

Haliyle mezhep imamlarının görüşlerini "kutsal" olarak almamak gerekir.Bu "mezhepsiz"lik olmasa gerek..Mezhepli olmak iyi ama "mezhepçi" olmak insanı kötü noktalara götürür der hoca.


Muhammed Esed:

Araf Suresi:3."Rabbinizin katından size indirilene uyun; O'ndan başka önderlerin ardından gitmeyin. (3) Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda, bu (öğüdü).

3 - Başta İbni Hazm ve İbni Teymiyye olmak üzere, büyük Müslüman düşünürlerden bazıları, bizim önderler (masters) sözcüğüyle karşıladığımız evliyâ' teriminin, bu anlam örgüsü içinde, sözcüğün dinî anlamıyla "otoriteler" (din alanında sözü dinlenenler) anlamında kullanıldığını söylemişler ve bu yüklemiyle ayetin, Hz. Peygamber dışında ve aşağısında herhangi bir şahsın sübjektif görüşlerine, onları Kur'ânî buyruk ve öğretilerle yanyana ve eşdeğer tutarcasına, hukukî bir geçerlik atfetmek konusunda bir yasaklama getirdiğini belirtmişlerdir. Bu konuyla ilgili olarak bkz. 5:101 ve ilgili notlar.



Maide 101. SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kur'an vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: (122) Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir.



122 - Yani, Allah, bazı konuları değinmeden bırakmak suretiyle onları insanların ihtiyârına terk etmekte; böylece insanların kendi vicdanları ve toplumun menfaatleri doğrultusunda hareket etmelerine imkan vermektedir.


Elmalılı Hamdi Yazır:

Araf 3 - (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

4 - Nice kentler helak ettik. Gece yatarlarken, yahut gündüz uyurlarken, azabımız onlara geliverdi.

3-4- Bu hatırlatma ve uyarı şöyle ki: Ey Muhammed ümmeti! Rabbinizden size indirilen bu Kitaba uyunuz. Ve bunsuz birtakım dostun, bir yardımcının, bir âmirin bizzat kendilerine ve kendilerinden olan söz veya davranışlarına uyuvermeyiniz. Onlara uyup uymamak için öncelikle Rabbinizden indirilmiş olan bu Kitab´a uymayı ölçü edininiz. Kitab´a aykırı olan, Rabbinizin emir ve yasaklarına aykırı bulunan hususlarda gizli açık kimseye uymayın. Rabbinizi bırakıp başkalarının arkasından, izinden gitmeyin. Siz pek az öğüt alır ve hatırlarsınız. Halbuki nice karyeler (kentler); insan toplanan memleketler vardı ki, biz onları yok etmişizdir. Öyle ki ona, o kente azabımız, azap darbemiz ansızın geliverdi. O sırada halkı yataklarına yatmış, gece uykusuna dalmış veya kaylûle hâlinde, kuşluk uykusunda bulunuyorlardı. Kısaca, ya Lût kavmi gibi gece yarısında veya Şuayb kavmi gibi güpe gündüz dinlenme ve gaflet halinde azap kendilerini bastırıverdi de

Ayrıca "İçtihad Kapısı Kapalı mıdır?" sorusuna görüntülü cevap için:

http://www.sorularlaislamiyet.com/su...s=watch&id=129

Haddim olmadan birşeyler karalamaya çalıştım, kendi yorumlarımı değil alim kabul edilmiş kimselerin görüşlerine yer vermeye çalıştım.

Sürç ü lisanımız affonula...