Blur Nickli Üyeden Alıntı
Dinlerarası Diyalog mevzusuna değinecek olursak Hoca Efendi'nin hala ısrarla Papa ile görüşmesini eleştirenler var...
Görüşülür kardeşim neden görüşülmesin ? Fethullah Gülen , Papa ile görüştü diye Hristiyan'mı oldu ? Onların boyundurluğu altına mı girdi ? Kendi okullarında ki çocuklara Müslümanlığı aşılayan bir oluşuma seviyesiz ve fütursuzca iftiralar atmak hangi zihnin ürünüdür yahu..
Dinlerarası Diyalog'a kafirlik bile diyenleriniz var yazık...
Sizin mantığınıza göre ben Müslüman'ım deyip her türlü pisliği ( ZİNA,KUMAR,İÇKİ )yapan bir adamla oturup dost olunabilir,
Fakat haram yemeyen , insanlara ve çevresine son derece duyarlı sağlam bir Allah inancı taşıyan , Hristiyan Müslümanlığa davet edilemez..
Bunlar AK Parti'nin gökten indirdiği ayetler galiba...
"Zulmedenleri hariç, Ehl-i kitab ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin: "Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da bir ve aynı İlahtır ve Biz O'na gönülden teslim olduk." (Ankebut, 46)
Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz." (Mumtehıne, 8)
Kur'ân-ı Kerim'in, bazı âyetlerine dayanarak "Hıristiyan ve Museviler ile dostluğu yasakladığını" ileri sürmekte olan bir kasım çevreler var. Oysa sözü edilen âyetlerde yasaklanmış olan ne "diyalog", ne de günlük dildeki anlamı ile "dostluk"tur..
Dinler arası diyalog görüşmelerini "yıllarca İslâm'a, Kur'ân'a başkaldırmış, düşmanlık etmiş insanlarla dostluk kurma" diye tenkit edenler olabilir. Halbuki dinler arası diyalog görüşmeleri, İslâmî bir düşünce ve bu düşüncenin hayata yansımasından ibarettir. Allah Resûlü (s.a.s.), yıllarca kendisine her türlü işkenceyi yapan Ebu Cehil'i ve onun gibi nicelerini karşısına alıp muhatap olarak kabul etmiştir. O halde çeşitli vesilelerle görüşülüp konuşulan değişik dinlerden bu insanlar -kaldı ki çokları inancını izhar ediyorlar- yüzünden, İslâmî nasslarla te'lif edilemeyecek tenkitler yapmanın hiçbir manası yoktur. Böyle bir tavır aslında, İslâm'ı tam anlamıyla özümseyememenin bir ifadesidir.
Allah Resûlü (s.a.s.), bir gün yoldan bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkar. O esnada yanında bulunan bir Sahabi, "Ya Resûlallah, o Yahudidir" der. Nebiler Serveri (s.a.s.) hiç tavrını bozmadan ve yüz çizgilerini değiştirmeden, zamana "dur ve beni dinle" dedirtecek şu cevabı verir: "Ama bir insan!" (Müslim, Cenâiz 78, 81) O'nu bu ölçüler içinde tanımayan müntesiplerinin de, O'nun (s.a.s.) insanlık adına getirdiği evrensel mesajlardan habersiz yaşayan insan hakları savunucularının da kulakları çınlasın! Bu söze ilave edilecek hiçbir şey yoktur ve eğer biz, bu sözün sahibi o şanlı Peygamberin ümmeti isek, O'ndan farklı düşünmemiz de mümkün değildir.
|