AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-04-2017, 07:39   #101
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları

Bizans imparatoru Alexis Komnen’in kızı Barbarlar diye târif ettiği haçlı vahşetini anlatırken En büyük eğlenceleri Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti.” diyor; yalvarmasını bile bilmeyen, konuşmaya başlamamış çocuklar, katlediliyor kadınlar boğazlanıyordu diyor Alman Tarihçiler insanlık târihinde haçlıların katliâmlarının benzerine rastlanmadığını ifâde ederek haçlıların Moğollar ve dinsiz kavimlerden daha da barbar oldukları belirtiliyordu Haçlılar Kudüste tüm müslümanları katlettiler her taraf kan gölüne döndü parçalanmış kafalar ve cesetler vardı

Haçlılar kudüsü yakmışlar katliam yapmışlardı. “Katledilen insan manzarasına, nefret duymaksızın bakmak imkansızdı; her yerde cesed parçaları kol geziyordu. Zemin kanlarla doluydu. kafası gövdesinden ayrılmış ve kötürüm edilen organlar bakanların tiksintisini uyandırıyordu cesedler manzarası haçlı katillerine bile korkunç geliyordu. Kafadan ayaklara damlayan kanlar, insanları dehşete boğuyordu. on bin müslüman yok edildi müslümanlar halkın gözü önünde sürüklenerek koyun gibi boğazlandılar. Haçlılar evlere girerek eşlere, çocuklara ve aile fertlerine her türlü işkenceyi revâ görmüşlerdir. Haçlılar müslüman kurbanları, sefil bir şekilde ölmeleri için kılıçtan geçiriyor yüksek bir yerden kafa üstü yere atıyordu. Her yağmacı yağmaladığı eve sahib oluyordu. Kudüsü zapteden haçlılar, şehri güç kullanarak ele geçirdi haçlılar şehri ve insanları pervâsızca katlettiler.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:39   #102
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
ENDÜLÜS KATLİAMI

Müslümanların Endülüs hakimiyetini hazmedemeyen ispanyollar Endülüs müslümanlarına hıristiyan olmaları bölgeyi terketmeleri yönünde baskı yapmış Engizisyon mahkemelerinde, baskı, işkence ve şiddet uygulamışlar İspanya’daki hıristiyanların müslümanlara yaptıkları barbarlık ve zulm vahşet ve soykırım seviyesine ulaşmıştır Zafer kazanan hıristiyanlar Müslümanlar’a yaptıkları zulüm ve katliamları titremeden okumak mümkün değildir! Müslümanları zorla vaftiz ettirdiler. Engizisyona teslim ederek diri diri yakılmalarını sağladılar. hıristiyanlığı kabul etmeyen bütün Arapları kılıçtan geçirdiler. Dominiken tarikatı müslümanların kafalarının uçurulması emrini verdi. üç milyon Arap öldürüldü, ya da yarımadadan dışarı atıldı. Bu Katliamlar haçlıların, küfürlerinden kalplerinin kaskatı oluşundan, gönüllerinde merhametten eser dahî bulunmayışından ileri geliyordu. * * *
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:39   #103
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
KAZIKLI VOYVODA KATLİAMI

Macarlar’ın ‘Drakul’, şeytan, Ulahlar’ın ‘Çpelpuç’, cellâd, Türkler’in de “Kazıklı Voyvoda” diye isimlendirdiği, Vlad Tepeş, Fâtih Han döneminde Eflâk voyvodalığına tâyin edilen, uyguladığı işkenceler ve pâdişâha karşı isyanıyla alaşağı edilen zâlim biriydi. târihçi Tursun Bey onu “Keferenin Haccac’ı” diye isimlendirmişti. Kazıklı Voyvoda’nın en sevdiği cezâ kazık işkencesiydi. Yemek yerken, kazıklara oturtulmuş insanların çığlıklarını seyrederdi. Hayvanları kazığa oturtur, öldüttüğü annelerin kızartılmış etlerini çocuklarına yedirirdi. annelerin göğüslerini kestirip yerine çocukların başlarını diktirir; insanları doğrayarak pişirtirdi. Kimilerini arabanın tekerlekleriyle kemiklerini kırdırarak öldürttü, kimilerinin bağırsaklarını derilerini yüzdürttü; kimilerini kazıklara geçirtti, kor hâlindeki kömürlerin üzerine yatırttı, kimilerinin başlarını, göbeklerini, göğüslerini deldirtti; kazıklara otutarak, kazığın ağızlarından çıkmasını sağladı. Annelerin göğüslerine kazıklar saplayıp, bebeklerini bu kazıkların üzerine attırdı.”

Draculanın en büyük düşmanı, Türkler’di. kazıklara vurulmuş ve işkenceler içinde can veren Türkler’in karşısında yemek yedi. Türk esirlerin derilerinin yüzülmesini ve etlerin tuz ile oğuşturulmasını, elem ve azabın arttırılması için keçilere yalattırdı Sultan Mehmed in elçileri, sarıklarını çıkarıp önünde eğilmeyi kabul etmeyince, sarıklarını çivi ile başlarına çiviletmişti. Bir gün Türk elçileri geldi. Voyvadayı kendi gelenekleriyle selâmladılar. Sarıklarını çıkarmayınca. Drakula sordu: ‘Büyük bir prensin huzurunda niçin böyle davranıyorsunuz?’ Osmanlı elçileri dediler ki: ‘Bizim ülkemizde gelenek budur diyince Drakula, geleneğinizi pekiştireceğim!’ diyerek, elçilerin sarıklarını kafalarına çıkarılamayacak şekilde çivilerle
çakılmasını emretti. Ve Şimdi pâdişahınıza söyleyin, size boyun eğmem!’ dedi. Ancak kafalarına sarıkları çivilenmiş elçiler, hayatlarını kaybettiklerinden mesajı ulaştıramadılar.”

Drakula’nın korkunç işkenceleri Müslümanlarla sınırlı değildi halkını kazığa geçirtti, Evli bir kadın evlilik dışı bir ilişki kurarsa, uzvunu kestirir, derisini yüzdürür; şehirlerde teşhir ettirirdi. Aynı cezâ bekâretini koruyamayan namuslarına sahip çıkmayan dullara da geçerliydi Târihin en zâlim ve gaddar hükümdarlardan biri olan Kazıklı Voyvoda’nın zulümleri haddi aşmış, Sefilliğine bakmadan Osmanlıya başkaldıran draculanın defteri, cihan hükümdârı Fâtih Hân tarafından dürüldü ve yaktığı fitne ve katliam ateşi söndü. * Kazıklı’nın başı gövdesinden ayrıldı. *
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 07:40   #104
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak akasyam.com
YAHUDİLERİN FİLİSTİN KATLİAMI

Osmanlı Devleti’nin yıkılışından sonra Arap yarımadası kan gölüne çevirildi haçlı Seferleri Osmanlı hâkimiyetinin sona ermesiyle filistin kanlı barbarlık ve soykırım dalgasıyla karşılaşacaktı: “Siyonist Vahşet”... Siyonistler, İngiliz desteğiyle Filistin’de Yahudi Devleti kurabilmek için katliamlar yaptı Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerini, toprakları ele geçirmelerini önemsiyorlardı. Yahudilere yer açabilmek için Filistinlileri katletti Siyonistler, Kudüs ve Filistin’i kana buladılar Peygamberleri dahi katleden, bozguncu ve lânetlik kavim Yahudiler, Filistinlileri yok ettiler
Avrupa’da soykırıma mâruz kalan yahudiler, intikamlarını masum filistin halkından çıkartacaklardı

1900’lerde Filistin’deki yahudi nüfus yüzde 10 ken 1920’lerde 100 bine, 1930’larda 232 bine, 1947’de de 630 bine çıktı* faaliyetler mâsumâne başladı 1930’lu lardan îtibaren İngiliz mandasının teşvikiyle filistin katledilecekti Haganah, Irgun ve Stern gibi Siyonist terör örgütleri, İsrail’in kuruluş sürecinde her türlü insanlık dışı yola müracaat edecekdi. Filistin köyleri boşaltılıyor, Yahudilere yerleşim alanları açılıyirdu Misâlen, 1948 de 500’den fazla kent, ve köye kanlı baskınlarla haritadan silindi 950 bin Filistinli sayısını 138 bine düşürüldü Terörün amacı yok etmek, kaçırtmak ve köleleştirmekti Tel Aviv Belediye Başkanı General Shlomo Siyonist taktiğini şöyle sloganlaştırmıştı: ‘Filistinliler köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar katliamı sürdürmeliyiz!..’ *

1948’de Filistin’de 600 bin Yahudi, 1200 Arap yaşarken; 1950’de Arap sayısı soykırım ve tehcirle 150 bine düştü. İsrail’in kuruluşundan Arap-İsrail Savaşı’na değin Filistinli mültecilerin sayısı 5 milyona ulaşacaktı. Filistin, şirret Siyonistlerin eliyle, koca bir kan gölüne, kabristana ve talihsiz bir diyar haline getirilecekti. Ve Filistin’i Müslüman’dan arındırma faaliyetleri kanlı katliamlarla Kral Davut Deir Yasin Saf Saf Köyü Kibya Köyü k *ve 1982’deki ‘Sabra ve Şatila Katliamı’, Haçlı Seferlerini aratmayacak türde, dünyayı utandıracak ve kanını donduracak çaptaydı ve emri veren Savunma Bakanı Beyrut Kasabı’, ‘Buldozer’ nâmıyla azılı Ariel Şarondu
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-04-2017, 11:32   #105
Kullanıcı Adı
msabri
Standart
Zulmün bitmediği yer Filisin. Kahrolsun israil
msabri isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-31-2018, 09:41   #106
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak çokbilgi.com

Bütün Türkler Kardeştir Azerbaycan Tarihi

*30 Martta Bakü’de ilk ateş açıldı. Mart soy kırımı başladı Ermeni Milli Şurası ve Ermeni Kilisesi Bakü Sovyetini savundular. Ermeni askerleri ve Bakü’deki Ermeniler çatışmaya katıldı. Azerbaycanlılar katliamları önlemek için 31 Mart’ta ateşkes ilan etti. Azerbaycanlılara ait binalar, Milli remzler, medeniyet ocakları ve gazeteler yakıldı. 2 Nisan’a kadar devam eden soykırımda 12.000’den fazla Türk ve Müslüman öldürüldü.Şamahı, Kuba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıgabul ve Salyan’da katliamlar yapıldı. talanlardan en çok Şamahı kazası zarar gördü. 1914-1920 yıllarında Türk ve Müslümanlar Anadolu, Güney Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Kuzey Azerbaycan ve Borçalıda katledildildi*Yapılan katliamın asıl sebebi bağımsız Azerbaycan Devleti’ni önlemek ve milli kuvvetleri yok etmekti. zulm ve katliamlar milli kuvvetleri zayıflatmadı Azerbaycan Devleti’ni kurmak idealinin önünü kesmedi Bağımsızlık mücadelesi güçlendi Türk ve Müslüman dünyası Türklük ve halifeliğin merkezi Osmanlı Devleti harekete geçti ve Tiflis’te Trans Kafkasya toplantısı yapıldı. Azerbaycan temsilcileri Azerbaycan’ın yönetimini üstlenerek Azerbaycan’ın geçici Milli Şurasını ilan etti, Resulzade şuranın başkanı Seyidov başkan yardımcılıklarına seçildi Tiflis’deki ‘Orient’ otelinde Azerbaycan Milli Şurası, Hasan Ağayev’in başkanlığı ve Mahmudov’un katipliği ile Azerbaycan’ı bağımsız devlet ilan etti ve Fethali Han Hoyskiy’e sekiz bakandan oluşan bir hükümet kurma görevi verildi.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-06-2018, 21:36   #107
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak internethaber.com

Başbağlar Katliamı tanığı Orada bizi öldürseler bundan iyiydi

Erzincan'ın Başbağlar köyünde yaklaşık çeyrek asır önce teröristlerce kurşuna dizilerek ve yakılarak öldürülen 33 sivilin yakınları, Başbağlar Katliamı"nı unutamıyor.Başbağlar köyünde, 24 yıl önce teröristlerce gerçekleştirilen ve Cumhuriyet tarihinin en büyük sivil katliamı "Başbağlar Katliamı"nda 33 sivilin köy meydanında toplanıp kurşuna dizilerekbateşe verilerek katledilmesinin acısı, çeyrek asır geçmesine rağmen ilk günkü gibi hissediliyor Katliamın tanığı,*"Bizi evden çıkarıp derenin içerisine topladılar. Orada bizi öldürseler iyiydi. Benim 24 senedir ne acı çektiğimi bir Allah biliyor"*dedi. Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlarda 5 Temmuz 1993 akşamı terör örgütü mensupları, kadınları köy girişindeki Kuru Dere'de topladıktan sonra*evleri yağmalayıp tüm evleri ateşe verdi.

zulme karşı çıkan 5 kişiyi yakılan evlerde ateşe vererek öldüren teröristler daha*akşam namazında camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında topladı. örgüt propagandası yapan teröristler, daha sonra kişileri kurşuna dizdi. YÜZLERCE BOŞ KOVAN BULUNDU Katliam aradan geçen süreye rağmen ilk günkü gibi taze köyde*yaşayanlar, yaklaşık çeyrek asır önce yaşadıkları ve dinmeyen acılarını hafızadan silemedi.EN BÜYÜK SİVİL KATLİAMLARDAN BİRİSİ Cumhuriyetin o güne kadarki en büyük sivil katliamı Başbağlar köyündeki saldırının ardından şehitlere anıt yapıldı ve olayda katledilenlerin eşyasının sergilendiği müze oluşturuldu.Katliamın acısının ilk günkü gibi taze köyde, şehit edilenler her yıl törenle anılıyor.

Katliamdan sonra yaşayan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, "33 vatandaşımızı katlettiler. 200’e yakın konut, köyün çeşmeleri, kültür evi, cami, ilkokulu kundaklayarak yakıldı. acıları tazeliğini korumakta Olaydan ağır yaralı kurtuldum. Olayın ardından iki aylık tedavi sonrası köyüme döndüğümde köyümün enkazını gördüm. yangın devam ediyordu.yangını gördükten sonra tekrar rahatsızlandım."Saldırı sonrası köy onarıldı onarıma desteği olanlara minnet duyduk süreç içlerimizi yaktı davalar Erzincanda devam ederken güvenlik bahanesiyle İzmire alındı. maalesef sonuç çıkmadı. Sivas Katliamı'ndan 3 gün sonra Başbağlar Katliamı yapılmıştı Hiçbir terör örgütü hazırlık yapmadan, 3 gün içinde Sivas neresi Başbağlar neresi yani onun intikamını alacak kadar katliam yapılacağını düşünmüyorum. bu önceden hazırlanmış senaryonun birbirini takip eden zinciridir."

Muhtar Akarpınar, Başbağlar Katliamı'nda terör örgütü PKK nın yanı sıra Fetullahçı Terör Örgütü
Paralel Yapılanmanın (FETÖ/PDY) parmağı olabileceğini dile getirerek, "Elbette FETÖ/PDY'nin katliamda fonksiyonu vardı. Çünkü bir kısmı Kandil'e kaçtı. FETÖ’cülerin bir kısmının Kandilde olduklarını öğreniyoruz." Adaletin herkese lazım Bizim derdimiz Türkiye’de faili meçhul olaylar olmasın olaylar çözümlensin." dedi. ÇOCUKLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE YAKILD Katliamın yapıldığı yıl*12 yaşında olan Muharrem Baltacı bugün 36 yaşında olay günü köyüne yengesi ve yeğenleriyle geldiklerini hatırlatarak, akşam namazında teröristlerin köye baskın yaptıklarını ve insanların kadın ve çocukların gözleri önünde yakıldığını söyledi.

Köyün girişinde terör örgütü mensuplarının bulunduğunu, bir tarafta kadınların diğer tarafta erkeklerin toplandığını söyleyen Baltacı,*"Yengem, yeğenim ilk kez köye gelmişdi. Korktukları için evden çıkamayarak yatağın altına saklanmışdı Daha sonra yengemi iki çocuğunu kucaklamış şekilde bir oğlu ile şehit edilmiş olarak bulduk. Köy meydanına geldiğimizde tüm erkeklerin şehadet şerbetini içtiğine şahit olduk. Katliamda eşi oğlu ve yakınlarını kaybeden Elif Akpınar ise katliamın acısını unutamadık"Bizi evden çıkarıp dere içerisinde topladılar bizi öldürseler bundan iyiydi. 24 senedir ne acı çektiğimi bir Allah biliyor."
OĞLUMU, KOCAMI, YEĞENİMİ, KARDEŞİMİ, BÜTÜN KOMŞULARIMI öldürdüler.Olay günü evimden ayakkabılarımı giymeden çıkardılar. evlerimizi arabalarımızı ateşe verdiler. Altınlarımızı, bileziklerimizi aldılar. Erkeklerimizi öldürdüler. her şeyimi kaybettim. Oğlumu, kocamı, yeğenimi, kardeşimi neyim varsa, bütün komşularımı kaybettim." ifadesini kullandı.


Kaynak türkiyegazetesi.com

Başbağlar katliamı

Sivas'ta yaşanan Madımak katliamından 3 gün sonra gerçekleşen ve 33 kişinin öldürüldüğü Başbağlar baskınında yaralanan muhtar konuştu.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993 te yaşanan Madımak katliamından 3 gün sonra gerçekleşen ve 33 kişinin öldürüldüğü Başbağlar baskını*hâlâ aydınlatılamadı. Katliamı yapanlar, cesetlerin yanına*'Sivas'ın intikamı alınmıştır'*notunu bırakmıştı. Her iki saldırı da, Alevi-Sünni çatışmasının hedeflendiğinin göstergesi Katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Muhtarı Ali Akarpınar, yıllarca birlikte yaşadıkları Alevi köylerinin hedef gösterildiğini belirtiyor. Tanıklardan Necati Aydınoğlu Olaydan sonra jandarma bazı isimlere silah verdi, tanımadığım kişiler gelip*Alevi köylerini basmayı teklif etti." diyor.

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyü 20 sene önce terörist kıyafetli ve silahlı bir grup tarafından basılmıştı. Akşam namazı saldırganlar, tüm köylüleri camide topladı, sonra meydana götürdü. köydeki tüm evleri ateşe verdiler. Teröristler, Dersim ve Çorum'daki olaylar ile daha birkaç gün önceki Sivas katliamının propagandasını yaptı. Grup köylülere ateş açtı. 33 köylü, hunharca katledildi. baskından yaralı kurtulan Muhtar Ali Akarpınar, birlikte yaşadığımız Alevi köyleri hedef gösterildi." diyor. Katliamdan 10 gün sonra Tunceli'nin Ovacık ve Hozat ilçelerindeki 7 köyden 17 kişi, Başbağlar katliamından tutuklandı. Ağır yaralı olarak uzun süre hastanede tedavi gören Mehmet Ali Dikkaya, "Tunceli'de tutuklanan köylülerin birçoğunu tanıyorduk. Fakat sanıkların hiçbirini olay günü görmedik." Diyor.

Dikkaya, soruşturma esnasında ve mahkemede hiçbir zaman yüzleştirme yapılmadı ve Katliam sonrasında bir 'Ali Cengiz' olayı döndü Uzun yıllar birlikte yaşadığımız Aleviler hedef gösterildi oyuna gelmedik." Başbağlar katliamı tanıklarından Necati Aydınoğlu akşam teröristlerin elinden saklanarak kurtulduk Köylülere kurşun yağdıran teröristler düzgün şiveliydi provokasyon ortamı oluşturulmak istendi Katliamdan 15 gün sonra Alevi-Sünni çatışması oluşturulmak istendi 15 gün sonra Kemaliye Jandarma Komutanlığı'nda bana 6 adet Kalaşnikof silah verdiler. silahlarla ne yapacağımı sorduğumda lazım olur kullanırsınız, dediler. teslimattan, dönemin Kemaliye Kaymakamı Atilla Şahin, ilçe Jandarma Komutanı İzzet Ağdere ve Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canboz'un da; bilgisi var.

30 adet Kalaşnikof gönderildi. Fakat ben bu kadar silahı nasıl muhafaza edeceğimi bilmediğim ve şüphelendiğim için kabul etmedim. Silahları teslim aldıktan sonra tanımadığım kişiler, köy telefonunu arayarak katliamdan tutuklanan Alevi köylerini basmayı teklif etti. Teslim aldığım 6 silahı mühimmatlarıyla birlikte 1993'ün Kasımında iade ettim." Necati Aydınoğlu, Başbağlarda sadece terör örgütünün olmadığına inanıyor ve "Bugün Ergenekonvari derin bir yapı var. Anlattıklarımın hepsini askeri yetkililer biliyor." Başbağlar Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, yaşananları şu sözlerle özetliyor: "Katliama karıştığı iddiasıyla tutuklanan sanıkların hepsi, evlerimizde misafir ettiğimiz insanlardı. Jandarmanın neye dayanarak bu insanları tutukladığını bilmiyoruz.

Bu köylüler, işkence altında ifade verdiklerini söyleyerek berat etti. Çıkan bilgilere bakıldığında Alevi köylülerin, yem olarak kullanıldığı ortada. Alevi-Sünni çatışması çıkartmak istediler .Bize, Alevi köylülerine saldırmaya, zarar vermeye ne kadar teklif gelmişse de oyuna gelmedik." Erzincan'ın Başbağlar köyünde 28 kişinin kurşuna dizilip öldürülmesi, 5 kişinin ise ateşe verilen evlerde yakılmasından 20 yıl geçti. Kemaliye Kaymakamlığı ve Başbağlar köylüleri, katliamı unutturmamak ve şehit 33 vatandaş köy meydanında anma programları düzenledi. AK Parti adına konuşan Sebahattin Karakelle, 33 insanın katledilmesi olayının basit bir terör olayı olmadığını, insanları kutuplaştırmayı hedefleyen bir organizasyon olduğunu vurguladı.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-06-2018, 21:39   #108
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak yeniakit.com.tr

Kızıl orduyu dize getiren komutan:
ŞAMİL BASAYEV

Çeçen cihadının efsanevi komutanı, Rus kuklası Çeçenistan lideri Kadirov’un unutturmaya çalıştığı komutanlardan Şamil Basayev şehadeti dualarla anılıyor. Çeçen cihadını, 150 yıl önceki atası Şeyh Şamil gibi yüklenip götüren Basayev, 10 Temmuz 2006 tarihinde şehadete ulaştı.Büyük Çeçen cihadı ve efsanevi komutanı Basayevin şehadeti hayırla yad ediliyor. Rus işgalinde Çeçenistan’ın bağımsızlığı için mücadele veren Kafkas Mücahidleri Genel Komutanı Basayev, 10 Temmuz 2006 da şehid edildii. Çeçen cihadının efsanevi ismi Basayev’in Nihai hedef Kudüs’tür” cümleleri dalga dalga tüm İslam coğrafyasına yayıldı
DUDAYEV’İN EN ÖNEMLİ KOMUTANLARI ARASINDAYDI

1965 doğumlu büyük mücahid Basayev, Moskova Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuydu ve öğrenciliğinde komünist sisteminin etkisiyle aşırı solcuydu.* 1991de SSCB Başkanı Gorbaçov'u desteklemek için tanka çıkan Yeltsin'in yanı başında duran gençlerden biri de Basayev'di. 1992 yılındaki Gürcü-Abhaz savaşında Kuzey Kafkasya'nın akraba halklarından Abhazların safında gönüllü savaştı. Karabağda Azerilerle birlikte Ermeni zulmüne karşı savaştı. Çeçenistanı dünyaya duyurmak için Rus uçağını kaçırarak, Ankara’ya indirdi. Afganistan cihadına katıldı eğitilmiş gençlerden silahlı güç kurdu. Çeçenistan’ın ilk devlet başkanı şehit Cevher Dudayev'in en önemli komutanlarındandı

BİR GECEDE AİLESİNDEN 11 KİŞİYİ KATLETTİLER
Basayev, Dudayev'in şehadetinden sonra Budennovsk baskını ve Grozni savunmasında Rusları yıldırarak masaya oturttu. 1999 un 9 Ağustos'unda Dağıstan'ın Çeçen sınırında operasyon yapan ve halka zulmeden Rus ordusunun işkencelerinden yılan halkın feryatları üzerine 17 Ağustos'ta Dağıstan'a giren Şamil'in hareketi ikinci Rus-Çeçen savaşının başlangıcıydı Rus ordusunun Dağıstan’a girişinden 8 gün sonra Basayev direniş için girdi. Bağımsızlık savaşçısı Şamili durdurmak isteyen Ruslar, bir gecede ailesinden 11 kişiyi çoluk çocuk katlettiler. Basayev, davasından vazgeçmedi. Rusları dehşete düşürdü

Şamil Basayev efsane çeçen komutandır Rusların Çeçen katliamını dünyaya duyurmak için 1995’te,150 savaşçısıyla Budennovsk kentinde yüzlerce kişiyi rehin alır tek bir rehineye dahi zarar vermez Basayevin teklifleri, İşgalci Ruslar tarafından reddedilir Şamil Ruslara ağır kayıplar verdirir mücahidleri yenemeyen Ruslar Basayev’in şartlarını kabul eder Basayev, Çeçen sınırını geçer geçmez rus rehineleri serbest bırakır ancak rus esirler Müslüman olur Rusya’ya dönmeyi reddeder Çeçenistan’da kalıp Çeçen cihadında ruslara karşı savaşarak şehit düşerler RUHUNA FATİHA

HEDEF KUDÜS’ÜN SİYONİST İŞGALİNDEN KURTULMASIDIR Şamil Basayev, 1996 yılında Çeçen Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi. Rus güçlerini Çeçenistan’dan çekilmeye mecbur eden Caharkale operasyonunu komuta etti. 1998’de Çeçen-Dağıstan Halkları Kongresi’nde başkan seçildi. 1 Ağustos 1999’da İslam Şûrası’nın başkanlığına getirildi. 31 Ağustos 1999 da Caharkale basın toplantısında savaş, tüm Müslümanlar kurtarılıncaya kadar sürecek. Dünyadaki tüm Müslümanlar uyanıyor. Nihai hedef ise Kudüs’ün Siyonist işgalden kurtarılması” dedi. Rusların Dağıstan köylerini bombalamasına sessiz kalamayan Şamil ve Ömer Hattab, Ağustos ayında İslam Şûrası kararı ile Dağıstan’da bulunan Rus karargâhına 2 bin mücahidle baskın düzenledi. yüzlerce Rus askeri öldürüldü onlarca helikopter ve zırhlı araç imha edildi.

Caharkale savunmasında 11 bin mücahidin komutanlığını yapan Basayev, 100 binden fazla askeri olan Rus ordusuna kahramanca direndi. Kuşatmayı yarmayı başaran Şamil ve askerleri Rus askerlerine ağır kayıplar verdirerek dağlık bölgelere çekildiler. Şamil Basayev mayın tarlasına en önde girerek kendisini mücahidlere siper etti mayına basmasıyla sağ bacağını kaybetti. Kopan bacağının yerine protez takılan Şamil tam 7 yıl tek bacağı ile Kafkasya dağlarında cihadını sürdürdü. Özgürlük mücadelesinden geri kalmadı. Aslan Mashadov’un önderliğinde yürütülen İkinci Çeçen cihadında, Genelkurmay Başkanlığına getirilen Basayev, etkili operasyonlara imza attı.

Aslan Mashadov’un şehadetinin ardından, Devlet Başkanlığına gelen Abdulhalim Sadullayev ve onun da şehadetinden sonra görevi devralan Umarov’un yardımcılığını yürüttü.Çeçen cihadının başladığından beri hayatını İslama adayan Şamil , kendisini geliştirdi Sürekli cihat ve zikir ile meşguldü. Halkın sıkıntıları ile ilgilendi dünya Müslümanlarına cihad çağrısında bulundu hayatı, mücadelesi ve şehadeti ile ümmetie örnek oldu yiğit komutan Şamil, 2006 yılının 10 Temmuz bağlayan gecesinde İnguşetya’da bir köyde bindiği bomba yüklü aracın infilak ettirilmesi sonucu, Rabb’ine kavuştu.

Kaynak dünyabülteni.net

Nakba 64 yıldır süren dram...

İsrail'in kurulması Filistinliler için katliam ve sürgün hayatının başlaması anlamına geliyor İsrail İkinci Dünya Savaşı sonunda İngiltere'nin mandası altındaki Filistin topraklarının bölünmesiyle oluştu İsrail devletinin kuruluşu, dünyanın dört bir yanında Yahudiler için yurt oluşturmayı amaçlayan Siyonist hareketin uzun çabalarının meyvesi olduğu kadar, Nazilerin zulmüne uğrayan Yahudilere, Batılıların bir kıyağı ve petrol bölgesinde güvenecekleri bir uzantısı 1948: İsrail’in kuruluşu:*Nazi dönemindeki Yahudi Soykırımında, uluslararası toplumda Yahudi devletinin tanınması yolundaki baskılar yoğunlaştı. 1948'de İsrail kuruldu yüz binlerce Filistinli, Yahudilerin katliamlarıyla, bölgeden sürüldü.

İsrail ilan edildikten bir gün sonra, Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları ile savaştı ama bu ordular püskürtüldü. İsrail ordusu, direnişleri katliamlarla bastırdı.1946: Der Yasin Katliamı*İsrail katliamlarının en bilineni, israilin kurulmasından iki sene önce Der Yasin'de gerçekleştirildi. 1946 senesinde, Filistin köyü Der Yasin'e giren Moşe Dayan'ın çetesi, uyumakta olan 576 Filistinliyi, bomba ve otomatik silahlarla tarayarak öldürdü. Moşe Dayan, İsrail Savunma Bakanı, çetenin en acımasızı bayan Golde Meir ise İsrail Başbakanı oldu.Bu katliamdan sadece bir ay önce başbakan olacak Menahem Begin'in başında olduğu çete, Kudüs'te İngiliz yönetiminin yerleşmiş olduğu ve dörtte üçü sivil halka açık olan yedi katlı lüks Kral Davud Oteli'ni 350 kilo TNT ile havaya uçurmuş, 91 kişinin ölmüştü

1953 Şaron katliamı:*İsrail'in başına gelen Ariel Şaron silahlı ilk eylemini, 1953 yılında bir Filistin köyünü basıp 60 kişiyi katlederek gerçekleştirdi.
1982 Sabra ve Şatilla katliamı: Katliamlar üzerine kurulan İsrail'in en önemli katliamlarındandır 1982 yılında gerçekleşti. Şaron'un emriyle, Hristiyan Falanjistler, Lübnan'daki Filistinlilerin yerleştiği Sabra ve Şatilla kamplarını bastı, 600 kişiyi doğradı. bin 800 kişi kayboldu. 2002 Cenin Katliamı:*İsrail'in hafızalarda en fazla iz bırakan katliamıdır 2002 de Cenin'de gerçekleşti. Cenin kasabasının dışındaki mülteci kampına girmek isteyen İsrail askerlerine, kamp sakinleri ve direnişçiler karşı koydu. altı gün süren direnişte, İsrail 30 askerini kaybetti.

Yiyeceğin ve cephanenin bitmesiyle direniş kırıldı. Kampa giren İsrail askerleri,* silahsız ve savunmasız halkı bir meydanda topladı Halkın reddetmesi üzerine, İsrail uçakları ve helikopterleri, füzelerle, bütün kampı imha etti, buldozerlerle ezdi. Halk hava saldırısında füze isabeti sonucu ölürken, sağ kalanların genç olanları kurşuna dizildi. katliamda ölü sayısı en az bin olarak ifade edildi. İsrail, katliamı gizlemek için, ölenleri toplu mezarlara defnetti.2009 Gazze Saldırısı: İsrail Savunma Kuvvetleri'nin, Işık Bayramı'nın devam ettiği 27 Aralık 2008 tarihinde yerel saatle 09:30 sıralarında Hamas'ın İsrailli sivillere ve askeri birimlere karşı kassam roketli saldırıları yaptığı gerekçesi ile başlattığı savaş. İsrail'in saldırıları nedeniyle 1000'den fazla insan hayatını kaybetmiştir.

İsrail, katliamlar üzerine kurulu kuruluş yıldönümünü kutluyor Filistinliler Nakba Günü dedikleri bugüne felaket günü diyor.Filistinlilerin Nakba Büyük Felaket dediği, İsrail'in kuruluş yıldönümü* Filistinlilerin 1948 yılında kurulduğu tarihe felaket olarak niteledikleri olay. Nakba 700 binden fazla Filistinlinin 1948'de topraklarından sürülmesinin adı. Sözcük ilk Arap aydını Konstantin Zureyk tarafından Ağustos 1948'de ortaya atıldı.
Zureyk, Nakba sözcüğünü 'sürmekte olan' olarak kullandı. 500'den fazla Filistin köyünün yıkımı 1948'* işgali ve takip eden yıllarda gerçekleşti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-06-2018, 21:40   #109
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak 1950.az

31 Mart 1918`de Azerbaycan`da ne oldu?

31 Mart 1918`de Azerbaycan topraklarında soykırım yaşandı. Ermeniler`in Ruslar`la birleşerek bağımsızlığını kazanamamış Azerbaycan`da Türk-Müslüman halka, Yahudi azınlığa karşı yaptığı soykırımı anma günüdür 31 Mart. 1918 de Ermeniler Bakü merkezli Azerbaycan topraklarında kadın, yaşlı, çocuk yıkıp yakmışlardı 30 Mart – 3 Nisan 1918 günleri Ermeni silahlı çeteleri Azerbaycan`ın Bakü, Şamahı, Guba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıgabul, Salyan, Zengezur Karabağ Nahçıvan ve başka bölgelerinde bir soykırım gerçekleştirmişlerdi 5 gün içinde soykırıma uğrayanların sayısı 25 binden fazladır.

Olaylara tanık olmuş Kulner adlı bir Alman şöyle anlatmış: “Ermeniler Müslüman mahallelerine sokularak herkesi öldürüyor, kılıçla parçalıyor, süngüyle delik deşik ediyordu. Katliamdan birkaç gün sonra bir çukurdan çıkartılan 87 Türk cesedinin kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış, organları doğranmıştı. Ermeniler çocuklara acımadıkları gibi yaşlılara da aman vermemişlerdi”.1918`lerde türk köylerini Ermeni çeteleri basıyormuş. binlerce köylüyü öldürüp yakıyormuş dedeler delikanlılar köylerden gençleri toplayarak yardıma gidiyormuş. Sovyet çocuklarına, Ermeniler kardeş olarak tanıtılırdı. saf çocuklar Sovyetler`in, propagandasına uyardı totaliter rejimde, dünyadan habersiz “yeryüzünün en iyi ülkesinde” büyümekte olan çocukların devlete inanmaması imkansızdı.

2007 de inşaat zamanı Guba`da toplu mezarlar bulundu Yüzlerce insanın – çoğunluğu kadın, küçücük çocuklar, yaşlı insanlar merhumlar 1918 Guba soykırımında Ermeniler tarafından katledildiği Guba mezalimi bir gerçek
28 Mayıs 1918`de kurularak 1920 yılının 28 Nisan günü Rus isgaliyle düşürülmüş Azerbaycan Halk Cumhuriyeti döneminde gerçekleştirilmiş araştırmalar da Ermenilerin Türk-Müslüman halka yaptığı soykırımı gözler önüne sermekte

Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Olağanüstü Araştırma Komisyonunun belgelerinden:
“1918 yılının Mart-Nisan aylarında Şamahı’da ermeniler 8 bin kadar sivil halkı katledmiştir. Şamahı Camisi ve bir çok medeniyet abidesi yakılmış ve dağıtılmıştır. Cavanşir kazasının 28 köyü, Cebrayil kazasının 17 köyü yakılmış, insanları mahvedilmiştir. 1918 in 29 Nisan günü Gümrüde çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan 3 bin kadar Türk göçmen pusuya düşürülerek son ferdine kadar mahvedilmiştir. Ermeni silahlı çeteleri Zengezur kazasında 115 Azerbaycan köyünü mahvetmiş, 3257 erkek, 2276 kadın ve 2196 çocuğu öldürmüştür. toplam 10068 Türk öldürülmüş yaralanmıştır. 50 bin Türk yurtlarını bırakıp kaçmak zorunda kalmıştır.Erivan eyaletinin 199 köyünde yaşayan 135 bin Türk mahvedilmiş, köyler büsbütün yok edilmiştir. Ermeni çeteleri daha sonra Karabağ`a hareket etmiş, 1918-1920 yıllarında Karabağ`ın dağlık kesiminde 150 köy dağıtılmış, insanları mahvedilmiştir”.31 Mart 1918 Azerbaycanlılar`ın soykırım günüdür, evet…
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-06-2018, 21:42   #110
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak aa.com

Doğu Guta'da katliam sürüyor

Suriye'deki Esed rejiminin Doğu Guta'ya düzenlediği saldırılarda 15 sivil hayatını kaybetti.
İnsanlığın öldüğü yer Doğu Guta Suriye'deki Esed rejiminin ablukada tuttuğu*Guta'ya düzenlediği hava saldırılarında 15 sivil daha yaşamını yitirdi.
sivil yerleşimlerden Duma'da 8, Şifoniy'de 3, Ayn Terma'da 2, Sakba'da 1, Zemelka'da 1, toplam 15 sivil can verdi.Şiddetli saldırılar devam ederken, ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.Guta'daki Sivil Savunma merkezinden gelen bilgiye göre, rejimin şiddetli saldırılarında son 4 günde ölenlerin sayısı 334'ü buldu.Rejim, son 4 günde 22 sağlık merkezini, bir camiyi ve bir yetimhaneyi hedef aldı.
Muhaliflerin kontrolündeki Guta'da 400 bin sivil yaşıyor.

Doğu Guta, Astana anlaşmalarında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilmişti ancak Rusya'nın garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, geçen yıl nisan ayından itibaren bölgeye ablukasını sıkılaştırdı ve son aylarda saldırılarını şiddetlendirdi. İnsani krizin derinleştiği bölgede, binlerce hasta sivil tahliye bekliyor. Bunların birçoğu çocuk ve kanser hastası. Gutalı çok sayıda bebek ve çocuk, açlık ve ilaçsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.


Kaynak suriyedevrimi.com

Dera’da Olaylar Nasıl Başladı?

Arap Baharı olarak isimlendirilen süreçte 30 yıllık Hüsnü Mübarek iktidarının devrilmesi sadece Mısır’ı değil bölge halklarını da etkiledi
tarihi devrim Bahreyn’i, Libya’yı, Fas’ı etkilemiş Kaddafi’nin ölümüne neden olmuşdu.
Halk hareketlerinin büyük devrimlere yol açtığı dönemde Suriye’de Dera şehrinde iki bayan doktor telefonla konuşurken; “Hüsnü Mübarek düşmüş, darısı bizim başımıza…” şeklinde niyetlerini dile getiriyorlardı Telefonları istihbaratça dinlenen iki kadın doktor tutuklanır. Aracıların sayesinde bayan doktor ertesi günü serbest bırakılırken arkadaşı birkaç saat sonra salıverilir Telefonda arkadaşına “Darısı başımıza” diyen bayan ertesi gün serbest bırakılır fakat bu süre işkence görür.*Siyasi Şube’de saçları sıfıra kesilir. hakaretlere maruz kalır

bu kadınlardan birinin akrabası 12-13 çocuk, duvarlara “Halk, düzenin yıkılmasını istiyor.” sloganını yazar. Okulun müdürü çocukları istihbarata şikâyet eder. Çocukları içeri alırlar çocuklar ağır işkencelere maruz bırakılır
İlk başta kimse çocukları sormaz Bir süre sonra çocuklar serbest bırakılır çocukların serbest bırakılmadığını ve gözaltının uzadığını gören kent heyeti Deraa Siyasi Şube Müdürü Atıf Necib’e çocukları sorar Atıf Necib heyete çocukları unutun. kadınlarınız başka çocuklar doğursun.” gibi hakaretler eder Bu kez, Deraa Valisi Faysal Kelsüm’e çıkarlar.*Faysal Kelsüm de Deraa’nın heyetini aşağılar ve makamından kovar

Hakarete uğrayan halk valiyi Cuma namazında darp eder*valinin korumaları halka ateş açar iki kişi hayatını kaybeder halk El-Ömeri Camii’ne sığınır
Camiyi basan esed güçleri katliam yapar
Göstericilerin protesto yeri olan ve yaralı göstericilerin tedavi edildiği geçici hastane gibi kullanılan El Ömer Camii’ne yapılan saldırı ve ardından 23-25 Martda otuzdan fazla gösterici öldürüldü 8 Nisan’da 25 kişi ;22 ve 23 Nisan’da İzra’daki gösteri ve cenaze töreninde en az 34 kişi öldü;25 Nisan’da Dera ve komşu köylerin kuşatmasında ve komşu köylerin kuşatmayı kırmaya çalıştığı 29 Nisan’da yaklaşık 200 kişi öldü.

Dera şehrinde insanlar öldükçe isyan bütün şehre yayıldı. İlk başlarda birkaç bin kişi gösterilere çıkarken, kısa zamanda on binlerce Deralı sokakları doldurdu. Peygamber torunları seyyidlere, Baas rejimi büyük baskı uyguladı Dera isyanı diğer şehirlerde de etkisini gösterdi. İsyan Şam, Lazkiye, Humus,, Hama, ve Halep’e doğru genişledi. Cuma günleri Dera halkına destek için sokağa çıkan diğer şehirlerdeki halka yönelik şiddet kullanılınca, Suriye’deki isyan Esad’ın gitmesini isteyen halk ayaklanmasına dönüştü.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi